Aşkın ve ilişkilerin kuralları yeniden şekilleniyor: Online flört
İlişki ve aile danışmanlığında uzun yıllar deneyimi olan, Online Flört Online Romantizm’in yazarı İrem Hattat, duygusal ilişkileri yöneten teknoloji içerisinde karşı cinsler arasında ilişkileri hızlandıran iletişimi seçme biçimlerini inceliyor.
Son yıllarda ülkemizde de her yaş, meslek grubu insanlar arasında popüler olan kusursuz evlilik ve eş bulma, arkadaş edinme yöntemi online flört üzerine bir sohbet gerçekleştirdik, merak edilenleri konuştuk.
Online flört sitelerinin kullanım sıklığı nedir?
Özellikle Amerika’da her 3 kişiden biri, Türkiye’de her 100 kişiden 12’si online flört uygulamaları kullanıyor. Aslında tüm bu çalışmalarımın ardından şunu söyleyebilirim; ilişkilerimizde iletişim problemlerimizi sabredip çözümlemek yerine, kısa yoldan alternatifin çoğaldığı bir sanal ortamdan faydalanmayı tercih ediyoruz. Teknolojik gelişmeler eş adayları ile tanışma anlamında sınırsız bir seçenek sunuyor. Ancak evlilik, daha doğrusu her ilişkinin devamı gayret gerektiriyor.
Bir tıkla ruh eşi arayışı
Standart tanışmalar ve evlilikler önceden neydi neye dönüştü?
Teknoloji artık tüm hayatımızı yönettiği gibi ilişkilerimizi de yönetiyor. Bizden haberdar olanların ve bizim haberdar olduğumuz insanların sayısı arttığı gibi, onlarla iletişim içine girme olasılığımız da artıyor. Üstelik bu ilişkilerde fiziksel uzaklığın önemi olmuyor, evimizin güvenli alanında bir tıklama ile sonsuz sayıda romantik eş opsiyonunu karşımızda buluyoruz.
Eskiden sadece yakın mesafelerde örneğin kendi mahallemizde tanıştığımız, daha çok aile kurma ve özellikle kadınlar için finansal güvenlik anlamına gelen ilişkiler yerini kilometrelerce ötede olabilen, ancak bir tıkla ulaşabildiğimiz ruh eşi arayışına bıraktı. Bu yeni tipte ilişkilere “sanal” desek te aslında gerçek duygularla yaşanıyor, gerçek beklentiler oluşuyor. Bu nedenle size anlattığım hikâye dijitalleşme, sürdürülebilirlik gibi yeni kavramlar değil. Yeni yaşam koşullarında gerçek hayattaki alışılageldik ilişkilerinin bazen tamamlayıcısı bazen de ikamesi olarak kullandığımız yeni tipte ilişkilerin hikâyesini anlatıyorum.
“Günümüzde her şey sosyal medya üzerinde”
“Facebook eğer bir ülke olsaydı dünyanın en büyük ikinci ülkesi olurdu” sözünüzü açar mısınız?
Facebook öncesinde esrarengiz algoritmalar sayesinde yüzlerce kişi ile tanışma imkânı sağlayan bir ağın parçası değildik. Daha sonra dünya Facebook ile tanıştı. Gerçekten Facebook hesabı sahibi olmak bir “zorunluluk ”tu. Bundan sonra sosyal medya ve dijital teknolojiler hızla gelişti. Dünya Ekonomi Forumu 2016 yılı bilgilerine göre bu kadar kısa bir zaman aralığında hayatımıza giren Facebook eğer bir ülke olsaydı, dünyanın en büyük ikinci ülkesi olurdu. Facebook'un 2016 yılı tam yıl sonuçlarına göre sosyal dev, platformunu ayda en az bir kez ziyaret eden kişi sayısını bir önceki yıla göre %17 artırarak 1,86 milyara çıkardı. Karşılaştırıldığında, Çin'in 2016 nüfusunun 1,37 milyar olduğu tahmin ediliyor.
Facebook'un kullanıcı tabanının boyutu, her ay küresel nüfusun neredeyse yedide ikisinin Facebook'u kullandığı anlamına geliyor - yaklaşık 1,9 milyar insan. Günümüzde her şey sosyal medya üzerinde. Twitter, Call of Duty ve World of Warcraft gibi online oyun toplulukları, fotoğraf paylaşılan Instagram ve Pinterest, bloglar, Tumblr, Snapchat, vloglar, TikTok ve bu kitap yayımlandığı sırada ortaya çıkacak kim bilir hangi Platformda toplamda milyarlarca insan var.
“İlk tıklamada aşk”
İkili ilişkiler teknolojik ilişkilerden nasıl etkileniyor?
Bebekliğimizden gelen ve yaşam boyu süren koşulsuz her şemamızda olduğu gibi “ideal kişi” ile ilgili de bir şemamız bulunuyor. Karşımızdaki, hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir yabancı da olsa, gözümüzle görmeden de aksanı, eski sevgili ile benzerliği gibi özelliklerinden yola çıkarak boşlukları olumlu bir şekilde doldurabiliyoruz. Yani karşımızdakine daha ilk görüşte olumlu birçok özelliği atfetme eğilimindeyiz.
Online aşklar da aynen böyle. Sevgili adayımız hakkında bilgilerimiz bölük pörçük olsa da, onu kafamızdaki ideale uydurabiliyoruz. Online flört uygulamalarında “ilk tıklamada aşk” sıklıkla rastladığımız bir durum. Bu uygulamalarda ilk aday eşleşmesi çekicilik ve beklentilere (filtrelerden geçerek) uygun olma üzerine. Bir fotoğraftan edindiğimiz intiba ile sevgili adayımızın kişiliğine son derece hoş özellikler atfediyoruz. Sonrasında da Online iletişimin verdiği mahremiyet duygusu ile çok kısa sürede en gizli duygu ve düşüncelerimizi açıyoruz. Bazen gerçek dünyadaki eşlerimizden bile gizlediklerimizi. Çünkü burada yargılama riski yok.
Mutluluk, başarı özgüven dijital dünyada aranıyor
Sosyal medya platformlarına yönelten sebepler neler? Yaşamın dışında sanal dünyada istenilen, aranan nedir?
Online veya gerçek dünya fark etmeksizin ilişki sorunlarının temelinde iletişimsizlik yatıyor. İlişkilerin sanal dünyaya taşınması aslında modern toplumlarda evliliğe, hatta tek eşliliğe ve aldatmaya bakış açımız ile aile yaşam döngülerindeki değişimin bir sonucu. Mutluluğu, başarıyı, öz güveni ve aşkı saatlerimizi harcadığımız dijital dünyada arıyoruz. Online olarak kurduğumuz ilişkilerde gerçek dünyada yüz yüzeyken yaşanabilecek aksilikleri, reddedilmeleri yaşama riskimiz bulunmuyor, yani ekranın önünde daha güvende hissediyoruz. Ayrıca Mutsuz eşler, kendini duygusal yönden yoksun, reddedilmiş, terk edilmiş hisseden yıpranmış ilişkilerin tarafları da bilinçli veya bilinçdışı kendilerine sanal bir kaçış alanı yaratıyor.
“Modern hayatta aşka olan inanç kayboldu”
Sebebi “Özlenen ilişkiyi yaratmak mı? Neden ihtiyaç duyulmaya başlandı bu sitelere?
Bence modern hayatta artık aşka olan inancımız kaybolurken, bağlanmaya olan korkularımız yükselişe geçiyor. Çok fazla gayret göstermek istemiyoruz ilişkimiz için. Bu nedenle alternatiflerin çok olduğu bir “ruh eşi avı” bizi sürekli meşgul ediyor. Evet, sanal ortamlar, sosyal medya iletişim kurmanın risksiz, duygusal dönme dolaplardan kaçınabileceğimiz bir yolu. Sanal ortamda tanışıp gerçek dünyaya taşıdığımız ilişkilerde çabuk başlayıp çabuk biten gündelik ilişkilere de kolaylıkla yönelebiliyoruz.
2008 yılında flört uygulamaları kullanan Amerikalıların oranı %3 iken, 10 yıl içinde bu oran %15’e yükseldi. Ancak flört platformlarındaki artışa rağmen ilişkilerin sadece %5’i evlilik veya uzun süreli ilişkilerle sonuçlanıyor. Yine de online flörtü son derece kolay bir şekilde ruh eşimizi bulmak, cinsellik ve eğlence için kullanmaya devam ediyoruz.
Teknoloji flört kültürünü samimiyetten uzak, rastgele bir hale getiriyor. “Etkileşimimiz ”de bir şeyleri kaybettik. Gerçek kişisel ilişkilerin tadı tuzu olan duyguları ve sorunları, ücretsiz ve özgürce sosyal medyada yaratıp süsleyerek tanıttığımız ve bizleri gerçeklerden uzaklaştıran kimliklerimiz için terk ediyoruz.
Ülkemizde online flört ne zaman başladı?
Aslında 2000’lerde henüz Türkiye’de şimdiki gibi sosyal medya denilen bir olgu olmasa da her daim akla gelen efsane siteler vardı. Mesela bugünün Facebook’u niteliğindeki yonja.com’du. Son derece kaliteli bir arayüze sahip olan site, zamanının sitelerinden bir adım öndeydi. Paralı üyelik sunmasına rağmen bir hayli popüler olan site, Facebook’un ücretsiz hizmetle ortaya çıkışı ile silindi. Bunun dışında mIRC, ICQ, Orkut.com, hi5, Netlog, MSN gibi zamanın arkadaşlık siteleri de akılda kalanlar arasında. Tinder vb gibi uygulamalar çok da geç kalmadan ülkemizde de yerini aldı. Gittikçe de daha popüler hale geldi.
Hem ülkemiz de hem de dünyada kullanım sıklığı nedir?
Türkiye’de Gemius Audience’ın 2022 Ocak ayını kapsayan verilerine göre online flört uygulamalarına erişen kullanıcı sayısı 7.4 milyonu aşıyor. Diğer bir deyişle, Türkiye’de internete giren her 100 kişiden 12’si 2022 Ocak ayı itibarıyla online flört uygulamalarını kullanıyor. Kullanıcılar ağırlıklı olarak 18-44 yaş aralığında, özellikle de 25-34 yaş aralığı diğer yaş aralıklarına göre önde. Erkekler, %55.18’lik oranla arkadaşlık uygulamalarına kadınlara kıyasla daha fazla erişim sağlıyor. Ocak 2022’de en çok ziyaretçiye ev sahipliği yapan uygulama Tinder oluyor. 3.9 milyon erişime ulaşan Tinder’ı 2.6 milyon ile OkCupid, 1.3 milyon ile de Happn izliyor.
Bu siteleri kullananların yaş grupları farklılık gösteriyor mu?
Türkiye de Tinder’ın ağırlıklı olarak 25-44 yaş aralığındaki kullanıcılardan oluştuğu görülüyor. Happn’da 35-44 yaş aralığı ağır basarken, Ok Cupid’de ise kullanıcıların ağırlıklı yaş ortalaması düşüyor ve 18-24 yaş aralığının öne çıktığı dikkat çekiyor. Her üç uygulamada da erkek kullanıcılar ağır basıyor.
Pew Research Center tarafından yapılan bir araştırmaya göre, tüm yaş gruplarında online flört sitelerini ve mobil uygulamalarını kullananların sayıları hızla artıyor. 2019 yılı verilerine göre 18-29 yaş aralığı %48 ile başı çekerken, 30-49 yaş aralığı %38, 50-64 yaş aralığı %19 ve 65 yaş üstü %13 olarak bu siteleri kullanıyor. Sonuç olarak, potansiyel flört adayları ile online karşılaşmalar, diğer karşılaşma yollarının önüne geçiyor.
Online flörtte dikkat edilmesi gereken ilk noktalar nelerdir?
Tabii ki öncelikle güvenlik. Yani kimlik bilgileri gibi özel bilgilerin verilmemesi. Sahte hesaplar bu bilgileri aleyhinize kullanmak üzere hazır bekliyor. Kısa zamanda çok derin duygular ifade eden, kendi hakkında çok fazla bilgi vermeyen, para isteyen kişilere karşı dikkatli olmak gerekiyor.
Diğer taraftan online ilişkileri sürdürmek için de önerilerim çok soruluyor:
•Online ilişkilerde teknolojiden yardım alarak iletişimi sürdürmek çok kolay. Günlük olarak iletişimde kalın. İstek ve ihtiyaçlarınızı rahatlıkla paylaşarak, birbirinize verdiğiniz değeri gösteren mesajlar atarak, aranızdaki bağlılığı yükseltebilirsiniz.
•Uzun online sohbetler ilişkinizi derinleştirir, özellikle de dürüstçe iç dünyanızı açarsanız. En sevdiğiniz filmden, hayattaki amacınıza kadar her konuyu konuşun.
•Görüntülü görüşme önemlidir. Bunun için bir program belirleyin. Hem birbirinize olan bağlılığı arttırır hem de karşınızda sahte bir kişilik olmadığından emin olursunuz.
•Ortak ilgi alanlarınız ve değerlerinizden bahsederek birbirinizi mümkün olduğunca iyi tanıyın. Ona kişiliği ile ilgili soru sormaktan kaçınmayın.
•Birbirinizin günlük programı hakkında fikir edinin. Online olarak görüşürken, gerçek dünyada kopuk olduğunuzu hissedebilirsiniz. Birbirinizin gündelik yaşantısını takip edebilmek, bu hissi azaltır.
•Telefonda veya mesajlaşırken beraber aktiviteler yapın, örneğin online video oyunu oynayın, bir yürüyüşe çıkın.
•Ortak bir kitap (film de olabilir) seçin, okuduktan sonra tartışın. Bu tip sohbetler yakınlaşmanıza yardımcı olur.
•Sosyal medyada birbirinizi takip edin. Arkadaşlarınızla, ailenizle yaptığınız paylaşımları takip edebilmek ilişkinize gerçeklik hissi katar.
•Yalan söylemeyin. Başta söylediyseniz, itiraf edin. İlişkinizin devamına önem verdiğiniz için doğrularla devam etmek istediğinizi belirtin.
•Online ilişkilerde gerçek dünyada güzel anlar yakalamak önemli bir motivasyon. Buluşmanız için planlar yapmak ve buluştuktan sonra bu anları hatırlamak güveni ve sevgiyi taze tutar.
•İlişki dinamiğinizden beklentilerinizi açıklamaktan çekinmeyin. Önemli konular arasında monogomiyi, gerçek dünyada buluşmayı, evlilikle ilgili düşüncelerinizi, aşk stilinizi, online görüşme sıklığınızı sayabilirim.
•Problemlerinizi empati ve saygı ile çözümleyin. Henüz balayı fazında iken, sorunlarınız çıktığında ilişkinizi nasıl devam ettireceğinizi konuşun. Örneğin iş yükünüzün artacağı hafta mesajlaşmanızda bir azalma olacaksa bir görüntülü görüşme ile iletişimi sürdürebilirsiniz.
•Gerek ilişki devam ederken, gerekse ayrılık sürecinde birbirinize karşı açık/net davranırsanız online flört şiddetini ne kendiniz, ne karşınızdaki yaşamaz.
Bu ilişkilerin başarılı olup gerçek dünyaya taşınma oranı nedir?
Her şeyden önce online iletişimde söylenen yalanlar varsa daha ilk görüşmede ilişkinin devamı gelmeyebiliyor. Ancak iletişimi devam ettirebilen, dürüstçe kendisi ve beklentileri hakkında açık olabilen çiftler devam edebiliyor. Bazı çiftlerin diğerlerinden daha şanslı olduğu bir gerçek. En baştan itibaren inanılmaz iletişim kabiliyetine ya da rutine girmeyi önleyebilen ortak ilgi alanlarına sahip olabiliyorlar. Ancak çoğunlukla online balayı döneminin sona ermesi ile ilişkiyi gerçek dünyada devam ettiremeyenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çok. Ancak çiftlerin farkında olmadığı konu, samimi ve anlamlı ilişkinin ancak bu balayı dönemi sona erdiğinde ortaya çıkabildiği. Bunun nedeni, duyguların en üst şekilde yaşandığı sırada aslında eşinizi gerçekte olduğundan farklı bir mükemmellikte algılamanız. Yani beyaz atlı prens veya prenses aslında beyaz bir at yerine gri bir eşeğe biniyor olabiliyor!
İşte gözünüzü gerçeklere açtığınız dönem, aslında ilişkilerin samimiyete ulaştığı an. Belki ilk zamanlardaki kadar baştan çıkarıcı değil, ama kesinlikle ilişki olarak daha zengin ve anlamlı. Ancak yine de her ilişkide zorlayan konular ortaya çıkıyor. Bu nedenle kabullenme en önemli kurtarıcı oluyor. Gerçekten, tam olarak, sevgilinizin farklılıklarını kabullenmeye başladığınız an, sağlıklı bir ilişkinin size getirdiği mutluluklardan zevk almaya başlıyorsunuz. Aşkı bulmanın en iyi yolu, başka biri gibi görünmek veya yaşamak yerine, kendinizi istediğiniz kişi haline getirmenizden geçiyor. Ancak kendinizi rahat hissettiğinizde, sevilecek biri oluyorsunuz. Birini sevmek, korkutucu bir şekilde açık olmayı gerektiriyor.
“Online’da aşık olan kalbimiz değil beynimiz” diyorsunuz açar mısınız, bir mantık mı söz konusu?
Online flört uygulamasını açtığımızda âşık olan kalbimiz değil beynimiz! Günlük hayatımızda, çok az bir bilgiyle saniyelik kararlar veriyoruz. Online flört uygulamalarında bu kararlarla aşk hayatımıza yön veriyoruz. 2012 yılında Journal of Neuroscience’da yayımlanan bir araştırma, ekranı yana kaydırırken beynimizde neler olduğunu gözler önüne seriyor. Katılımcılara bir foto gösteriliyor ve 4 saniyede bu kişi ile flört etmek isteyip istemeyecekleri soruluyor. Cevapların olumlu ve olumsuz olmasına göre beyin görüntülemelerinde iki bölge aktive oluyor.
Bu bölgelere göre beyin iki şey yapmaya çalışıyor:
a) Bu kişinin kafamızdaki ideal sevgili tarifine uygunluğunu,
b) Bu kişinin cinsel yönden çekiciliğini sorguluyor.
Bir kere aşktan yana seçim yapınca kimyasal bir süreç başlıyor. Bu sürecin tetiklenmesi için, sevgilinin fotoğrafını görmemiz, düşünmemiz, hatta hayal etmemiz bile yeterli. Bu anlamda gerçek dünyada yaşanan aşklar ile online olanlar arasında pek de bir fark yok aslında. Bu süreçte özellikle önemli olan 3 madde üzerinde duruluyor: PEA, oksitosin ve dopamin.
Aşk denilince, PEA dışında koku vasıtasıyla iletilen cinsel bir sinyal yerine geçen kimyasal bir madde olarak feromonu, diğer cinsel hormonların çoğunun türetildiği, çok işlevli bir cinsel hormon olarak DHEA’yı, tabii ki dişi östrojeni, erkek testosteronu, cinsel dürtüyü artıran bir sinir iletici olan dopamini, sevgililerin dokunmasını ve bağ kurmasını sağlayan oksitosini de unutmamak gerekiyor. Bütün bu salgılar beyinde duygulardan sorumlu olan limbik katmanda gelişiyor. Yani aslında âşık olan kalbimiz değil, beynimiz! Sevgililer Günü’nde kalp şeklinde değil, beyin şeklinde hediyeler verilse yeridir diye düşünüyorum!