Balık türleri, iklim değişikliği ve kirlilik tehdidi altında
İklim değişikliği, aşırı su tüketimi, kirlilik ve istilacı türler gibi baskıların Fırat ve Dicle nehirlerindeki balık türlerinin neslini tehdit ediyor. Yapılan araştırmalara göre balıklar üzerindeki mikroplastik miktarının çok yüksek olduğu tespit edildi.
Her iki nehirdeki biyolojik çeşitliliğinin tespit edilmesi amacıyla 15 yıldır çalışmalar yürüten Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Kaya, “Anadolu, biyolojik çeşitlilik anlamında dünyanın kritik bölgelerinden biri” dedi.
Konum olarak Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesişim noktasında bir kavşak olduğu için Anadolu’nun 3 kıtanın biyolojik çeşitliliğinden önemli izler taşıdığını belirten Kaya, dünyada belirlenmiş 36 biyoçeşitlilik sıcak noktasının 3›ünün Türkiye›- de kesiştiğini ve Fırat ve Dicle nehirlerini içine alan Mezopotamya›nın bunlardan biri olduğunu ifade etti. Kuraklık ve iklim değişikliğinin biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerine dikkati çeken Kaya, “Dünyanın neredeyse her su kaynağı bundan nasibini aldı ve son yıllardaki saha çalışmalarımızda Dicle ve Fırat nehirlerinde ciddi sıkıntılar gördük. Su kaynaklarımız azalıyor.
Bir yandan biz su kaynaklarımızı kirletiyoruz, bir yandan da kaynaklarımızı doğru yönetemiyoruz. Su kaynaklarımızın azalması doğal olarak biyolojik çeşitliliğimizin azalması şeklinde bize geri yansıyor” diye konuştu.
16 balık türü kırmızı listeye girebilir
Yukarı Dicle-Fırat balık faunasının çok önemli bir kısmının, akademik çalışmaların hız kazanmasıyla 2000’li yıllardan sonra anlaşılmaya başlandığının altını çizen Kaya, “Soyu tehdit altında olan türlerin çoğu endemik türler oluyor. Dicle ve Fırat’ta IUCN Kırmızı Listesi’nde 7 tür bulunurken, yakın zamanda bir güncelleme yapılması planlanıyor ve kırmızı listedeki tür sayısının maalesef 16’ya ulaşacağı öngörülüyor” diye konuştu