Down Sendromlu gençler hayata hazırlanacak

Down sendromlu bireyleri iş hayatına kazandırmak amacıyla iş koçu destekli istihdam modelini hayata geçiren Türkiye Down Sendromu Derneği, çok sayıda genci hayatla buluşturuyor. İstihdam desteğiyle gençlerin görünürlüğü destekleniyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başak Nur GÖKÇAM

Hepimiz, toplumsal anlamda her birey için eşit hakların olduğu bir dünya hayal ediyoruz. Bu yolda önemli gelişmeler kat eden Türkiye Down Sendromu Derneği’nin kurucularından olan ve şu an dernekte Genel Sekreter olarak görev alan Fulya Ekmen, biri Down Sendromlu 2 kız çocuğu annesi. 33 yaşındayken kızı Kayra’nın doğumuyla Down Sendromunu araştırmaya koyulan Ekmen, “Eşit hakların sağlanması için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.

Bu yol meşakkatli ama bir o kadar da ruhu besleyen bir yol. Bana kızımın Down Sendromlu olduğu haberi profesyonel bir şekilde verilmedi. Biz kendimiz araştırarak bilgi sahibi olduk ve gördük ki burada da görülmesi gereken bir dünya var. Tüm bu araştırmaların neticesinde ise katıldığımız kongrelerin ardından bu alanda bilinç sağlamak adına bir araya gelerek 2011 yılında derneği kurduk. Şimdi tek dileğimiz onları iş hayatında görünür kılmak” dedi.

Geçiş aşaması atlanıyor

 Down sendromlu çocuklar için 0-6 yaş grubu ve okul dönemi sürecinde sıklıkla bir şeyler yapıldığını fakat ortaokulun ardından liseye geçiş döneminin zor olduğunu belirten Fulya Ekmen, “Ortaokuldan liseye geçiş olamayabiliyor. Bunun sebebi eğitim sistemindeki eksikliklerimizle ilgili. Çocuklar, başkalarıyla iletişim kurmak adına kendine yer bulmakta zorlanıyorlar. Ailelerin de gücü yetmediği için genelde çocuklar evlerine kapanıyor.

Biz bu sorunun ortadan kalkması adına destekli istihdam modeli başlatarak çocukları evlerinden çıkartıp, sosyalleştirebilmek” diye konuştu. Destekli istihdam modelini 2012 yılında başlattıklarının bilgisini veren Ekmen şöyle devam etti “Bu zamana kadar 100’den fazla genci yerleştirdik. İlk başladığımız zamandan bu yana çalışan gençlerimiz var. Destekli istihdam modeli sayesinde artık Down Sendromlu çocuklar gerçek iş ortamında gerçek iş yapabilme fırsatını buldu.”

"Çocuk gibi boyama yapmak istemiyorlar"

Çalışan çocuğun kendine güvendiğini, ailesi tarafından güvenilir olduğunu belirten Ekmen, “Görünmezken bir anda görünür oluyorlar. Normal iş hayatında başkalarının neler yaptığını görüyorlar. Topuklu giymeyi öğrenen var, ailesine maddi destek sağlayan var, makyaj yapmaya başlayan var, kendi için alışveriş yaparken, iş çıkışı arkadaşlarıyla program yapan var. Down Sendromlu bireyler iş hayatına katılınca büyük bir değişim rüzgârından geçmiş oluyorlar. Yetişkin Down Sendromlu bireyler çocuk gibi boyama yapmak istemiyorlar” dedi.

Eğitimlere Erasmus projesinde alınan destekle başladıklarını, sonrasında da Sabancı Vakfı’nın desteğiyle büyük bir yol kat ettiklerini belirten Ekmen, “Compass Vakfı desteğiyle de bu yıl 12 down sendromlu gencimizi iş hayatına kazandırmayı hedefliyoruz. Şu an zaten her iş koçumuz ayda 1 kişi yerleştirdiği için 50’ye yakın bir sayıya ulaşacağımızı öngörüyoruz ama yine de şunu belirtmekte fayda var.

Bu sadece bizim çabamızla olacak iş değil. Firmaların da talep etmesi gerekiyor” diye konuştu. Down Sendromlu bireylere karşı davranışlara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Ekmen, “Aileler ve iş arkadaşlarının öncelikle yapması gereken down sendromlu bireyin yetişkin olduğunu kabul etmeleridir. Bu noktada ailelerin iş yerlerine ziyarete gelmemeleri, iş arkadaşlarının da ‘sen ne tatlısın’ gibi söylemlerle gence dokunmaması gerekir” uyarısında bulundu.

Başarı oranımız yüzde 88

İç koçu destekli istihdam modelinin 360 derece herkese destek veren bir sistem olduğunu belirten Fulya Ekmen, “İstihdam sürekliliğinde başarı oranımız yüzde 88. İşten çıkartılan gençlerimizin sayısı oldukça az. Çıkartılma nedeni de pandemi sebebiyle işletmelerin kapatılmaları oluyor genelde. Başarının ileri dönemde katlanacağına inanıyorum. Özellikle de bu süreçte iş koçluğunun Mesleki Yeterlilik Kurumu’na tanımlı olması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

İş koçu destekli istihsam modelinde daha önemli başarılar elde edilmesi için devletin şirketlere daha etkili teşvik politikaları uygulaması gerektiğini belirten Ekmen, “Yüzde 3 engelli çalıştırma gibi bir zorunluluk olsa da bu tam anlamıyor istenen istihdamı karşılamaya yetmiyor. Çünkü engelli kategorisi içerisinde birçok farklı engel grubunu barındırabiliyor. Bunun yerinde zihinsel engelli çalıştırmada 1’e 2 sayılabilecek bir teşvik düzenlenebilir. Bu sayede şirketler, ihtiyaç olan istihdamı karşılamaya yönelebilir” dedi.

“Çalışmak bana iyi geldi”

Destekli istihdam modeli ile MLS Holding’te işe başlayan 32 yaşındaki Müberra Duman, “Çalışmak bana iyi geldi. Haftada 2 gün işe gidiyorum. İş yerimde imza attırıyorum, dosya hazırlıyorum. İşe başlamadan önce evde oturuyordum. Çok sıkılıyordum. Şimdi işe girince kazandığım parayla kendime tablet aldım, telefon aldım. Kendime ve aileme daha faydalı olmak için çalışmak iyi geliyor” dedi.

Emeklilik yaşı iyileşmeli

Engelli istihdamı konusunda emeklilik konusuna da dikkat çeken Fulya Ekmen, “Zihinsel engelli bir bireyin iş hayatına başlaması ortalama 30-40 yaş aralığında başlıyor ve buna ek olarak onlar haftanın belli günleri çalışabiliyorlar. Bu da emekli olmalarını imkansız kılıyor. Daha erken yaşlandıklarını ve gün sayılarını doldurmalarını göz önünde bulundurursak, emeklilik yaşı iyileşmeli" değerlendirmesinde bulundu.