Aradan sonra

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Önce biraz tatil yapayım dedim. Bir süredir üzerinde düşündüğümüz bir cerrahi operasyon bunun ardından geldi. Bir süre ara vermek durumunda kaldım. Şimdi yeniden başlıyorum. Kendime yaptığım bir çeteleyi size de sunmak istedim. 

Elimin kalem tutmadığı dönemde önemli olaylar oldu denilebilir ama aynı çerçevede bir tür rutin tekrar edildi demek de mümkün. Örneğin Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) son toplantısı böyle bir gelişme. Avrupa Merkez Bankası bu tür toplantıları her ay yapıyor. Bu açıdan bakılınca rutin dışı bir şey yok demek mümkün. Öte yandan önemli gelişmelerin olduğu bir toplantı oldu bu son toplantı. Rutin dışı sayılabilecek kararlar alındı. Örneğin, beklentilerin tersine faiz oranı düşürüldü. Bu defaki faiz indiriminin özelliği artık son kerte indirimi gibi görünüyor olması. Bu son indirimle ECB’nin faiz indirimlerinin (en) alt sınırına dayandığı söylenebilir. Bu da az rutin dışı bir olay değil. 

Ara verdiğimiz dönemde uluslararası arenada yaşanan siyasi olaylar da benzer bir görüntü veriyor. Bunların çoğu önceden takip ettiğimiz olaylar. Bu açıdan bakınca birden patlak vermiş, rutin dışına taşmış yeni bir şey yok denilebilir. Öte yandan, son sıralarda bu olaylarda sanki birden yoğunlaşma gibi görünen gelişmeler de var. Örneğin, güney coğrafyamızda , Irak-Suriye ekseninde yaşananlar böyle. Çatışmacı olayların rutini olur mu demeyin. Bölgede çatışmalar epeydir devam ediyor. ISID de epeyce bir zamandır var. Bunlar alışılmış durumlar. Ama iş kafa kesmeye dayanıp, uluslararası tepkiler de daha somut ve organize bir yörüngeye oturmaya başlayınca olay rutin dışına taşıyor demektir. Rutin haline gelmişken bize hasar veren bu gelişmeler rutin dışına çıkınca daha fazla hasar vermeye aday. 

Yazamadığım dönemde içeride de önemli gelişmeler oldu. Bunların rutin dışına taşma katsayısı daha yüksek. Önce, seçimle bir cumhurbaşkanı seçildi. Bu ilk kez oldu. Yani bütünüyle rutin dışı bir gelişme yaşandı. Ardından on iki senedir devam eden iktidarda kadro değişmesi oldu. Başbakan değişti. Bana kalırsa bu süreçte siyasetin en azından üslubu da değişmeye yüz tuttu denilebilir. Bunda yanılıyor olabilirim ama ilk izlenimlerim bu yönde. İktidar cephesinde yaşananlar ciddi bir değişim ve dönüşüm beklentisi yaratmadı. Buna karşılık, aynı gelişmeler, ana muhalefet üzerinde kurultay toplamaya varan bir etki yarattı. Sonuçta, kadro değişmese de esas değişim ve dönüşüm beklentisi muhalefet alanında ortaya çıktı. 

Ekonomide rutin dışına çıkan bir gelişme oldu demek zor. Büyümenin görece yavaş olduğuna işaret eden gelişmeler devam ediyor. Enflasyonun Merkez Bankası’nı öngörülerine karşı sergilediği direnç de sürüp gidiyor. Yavaş büyüme ve yükselen kur etkisiyle cari işlem dengesinde gözlenen frende de henüz bir eğilim değişmesi gözlenmiyor. Yeni iktidar kadrolarının kotardığı hükümet programı bile alışık oldukları rutini fazla aşmış değil. Hazirandaki genel seçime kadar kimsenin rutin dışına taşmaya niyeti olmadığı anlaşılıyor. 
Bu kadar rutin de fazla derseniz, şöyle gelip geçen, hükmü birkaç günü aşamamış olan bir ilke dikkatinizi çekeyim. Bana kalırsa son dönemin en rutin dışı gelişmesi budur derim. Malum, sürüp giden iktidarın ekonomi bağlamındaki tercihleri daha önceki dönemlerden çok farklı. Ya da ben böyle düşünüyorum. Bu tercihleri kısa dönemci, istikrarcı, sermaye girişi ile büyümeye razı, sermaye birikimini sanayi dışında arayan bir yaklaşım olarak tanımlamak mümkün. On yılı aşan iktidar döneminde bu çerçevede düzenlenip, yürütülen ekonomide kuşkusuz bazı önemli somut gelişmeler de oldu. İkisinin altını çizmek önemlidir diye düşünüyorum. Bunlardan birisi söz konusu temel yaklaşımın uluslararası konjonktüre karşı bağımlılık dozunda bir duyarlılık yaratmış ve ciddi kırılganlıklar üretmiş olmasıdır. İkincisi ise ekonominin üretim yapısında çok ciddi değişmelerin gerçekleşmiş olmasıdır. Bu değişimin en önemli sonucu son dönemde sanayi yerinde sayarken yapının hizmetler ve inşaat lehine değişiyor olmasıdır. 

Bu sürecin tartışması uzun ve kapsamlıdır. Şu anda muradım da bu değil zaten. Yazmadığım sürede bu sorun, hem de sorumlu bakanın ağzından, gündeme taşındı. Bunu önemsediğimi ve ağırlığı en yüksek rutin dışı olay olarak kaydettiğimi söylemeliyim. Ekonominin üretim yapısında ortaya çıkan zafiyetin tartışma alanına taşınması çok önemli bir gelişmedir. Ömrü bir iki günle sınırlı kaldı ama olsun, cin şişeden çıktı sayılır. Şişeden çıkan cinleri tekrar şişeye sokmak mümkünü olmayan bir iştir. Devamı gelecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018