e-kutlamaların dayanılmaz soğukluğu

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Kart dönemi

Profesyonel yönetici olarak çalışırken yılbaşlarında, bayramlarda kartlar alırdım. Üstüne, yollayan kuruluşun yöneticisinin kartviziti iliştirilmiş kartlar. Üstünde imza olan ve imza olmayan kartlar. Her yöneticinin bir adres listesi vardı. Bu listeyi eline alan sekreter sırayla zarfların üstünü yazardı. Üstüne de yöneticinin kartvizitini zımbalardı. Aynı şeyi benim sekreterler de yapardı. Sonra da bunları yöneticinin masasına bırakırdı. Yönetici de fırsat bulduğunda bunları imzalar, imzaladıklarını sekreterinin masasına koyardı. 

Bu ağır işçiliğe, etiket yazma programları ile kolaylık geldi. Sekreterler, sürekli güncelledikleri adres listeleri ile rahat ettiler. Liste bir kere hazırladıktan sonra etiketlerin basma işini bilgisayar ve yazıcılar yaptı. Sekreterlere sadece bu etiketleri  zarflara yapıştırma işi  kaldı. Yöneticiler yine kartları imzaladı.

Şimdi elektronik devreye girdi. Artık etiket basma olayı, kartlar pek yok; posta kutunuza, içinde yöneticinin kartvizitinin olduğu onlarca kart gelmiyor. Elektronik posta kutunuza kutlama mesajları düşüyor. Teknolojik gelişime itirazım olamaz. Ama gelinen son nokta hoşuma gitmiyor, çok toptancı, çok genel buluyorum. Nasıl mı?

Gelinen son nokta

Elektronik posta kutunuza, örneğin, şöyle bir kutlama mesajı düşüyor: “Ramazan bayramınızı kutlar, sağlık, mutluluk ve huzur içinde geçirmenizi dileriz./ÇSO Holding.” (ÇSO: Çalış, Senin de Olur.) Mesajda size özel hiç bir şey yok. Sanki yol üstüne dikilmiş bir reklam panosundaki reklam gibi. Maliyeti hemen hemen olmayan bir reklam.
Başka bir örnek şöyle olabiliyor: “Ramazan bayramınızı kutlar, sağlık, mutluluk ve huzur içinde geçirmenizi dilerim. Saygılarımla / Recep İşinibilir / Genel Müdür.” Bu da belediye başkanlarının açıkhava reklam panolarına verdiği kutlama ilanlarını andırıyor; tüm hemşerilerine mesaj yayınlar gibi. Tek teselliniz, belediye başkanları bunu yine siz hemşerilerinin parası ile yapıyor; Genel Müdür, kendi şirketinin hesabından.

Arkadaş grupları içinde de buna benzer şeyler olmaya başladı. Örneğin, lise veya üniversite sınıf arkadaşınızdan bir genel mesaj alıyorsunuz: “Sevgili Arkadaşlar, Ramazan bayramınızı kutlar, sağlık, mutluluk ve huzur içinde geçirmenizi dilerim. Sevgilerimle/ Mehmet Pekmeşgul.” Bakıyorsunuz, sizin sınıfın listesinin tümüne gönderilmiş. Bu da camide tüm cemaata “Selamün aleyküm” der gibi bir şey; size özgün bir mesaj değil. Ama teselli bulacağınız yanı, sizi listeden henüz silmemiş.

Bir yorum

Eskiden elde yazılan bir kartın bir lezzeti vardı. Zarfı elinize alıp açtığınızda kişinin el yazısını görürdünüz. El yazısı, kişinin karakterinin bir aynasıdır. El yazısındaki kıvrımlara bakarak, onu hatırlayarak kartı okurdunuz. İletişimin duygusal yönü de tatmin edilmiş olurdu.  

Bilgisayar icat oldu, mertlik bozuldu. Zaten birisine yolladığınız bir iletide el yazısının getirdiği özgünlük yok. Bir de bunun üstüne, kişiye özgü olmayan genel bir ifade ile kutlama yaptığınızda iletişimde aradığımız sıcaklık tümüyle kayboluyor.

Şu ölümlü dünyada, bir iletişim yapıyorsanız bunu can-ı gönülden yapınız lütfen. Evet, biliyorum bir yönetici olarak çok meşgulsünüz; zamanınız değerli. Ama iletişiminiz yukarıda verdiğim örnekler biçiminde olmasın. İletinizin o kişiye özgü olduğunu belirtmek için en azından iletinin başına kişinin adını da yazınız. Ne dersiniz, haksız mıyım?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019