Ekonomideki kötü gidişi siyaset de körükledi, güven endeksi dibe oturdu

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ankara’dan tüm Türkiye’ye, aylardır, suya atılan taş misali bir karmaşa ve belirsizliktir yayılıyor. Bu karmaşa ve belirsizliğin, ne olacağını bilememe ve kestirememenin temel nedeni iktidar ile muhalefet arasında yaşanan görüş ayrılıkları ya da çekişmeler değil. Temel neden; bir, hükümet içinde yaşanan; iki, belki birinciden de önemli olmak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hükümet arasında ortaya çıkan görüş ayrılıkları, dile getirilmemeye çalışılmakla birlikte gizlenemez hale gelen çekişmeler. Alt kalemlere de inebiliriz elbette. Erdoğan’ın, örneğin Merkez Bankası’na yönelik, tartışmanın ve farklı görüşler dile getirmenin ötesine geçen eleştirileri. 

Ekonomide zaten bir takım sıkıntılar var. Anadolu yangın yerine dönmüş ve belki de yıllar sonra “Yarın ne olacak” sorusu daha ciddi bir şekilde sorulur olmuş. 

Zannediliyor ki, Ankara’da siyaseten yapılanlar, vatandaşa, ekonomiye hiç yansımıyor, yansımayacak. Ve yine zannediliyor ya da umuluyor ki, vatandaş yansıyan olumsuzluklar olsa bile bunu görmez, görmesin. Ama gerçek hiç de öyle değil. 

Güven yerlerde sürünüyor 

İşte rakamlar, işte devletin rakamları... Ekonomiye duyulan güven şu ana kadar olan dönem için dip yapmış durumda. Daha aşağı doğru da epey yol var üstelik. 

TÜİK, bu yılbaşından itibaren yeni bir güven endeksi hesaplamaya başladı; ekonomik güven endeksi. Bu veri, 2012 yılı başına kadar da geri götürülerek açıklandı. Ekonomik güven endeksi, bir dizi endeksin toplulaştırılmış hali, adeta gidişata ilişkin bir özet. 

TÜİK’in dün ilan ettiği mart rakamlarıyla gördük ki, ekonomik güven endeksi dağdan yuvarlanan çığ gibi gidiyor. 

Ekonomik güven endeksi mart ayında 74.9’a düşerek şubata göre yüzde 15.4 geriledi. 

Birincisi; 74.9, ekonomik güven endeksinin 2012 başından bu yana geçen 39 aydaki en düşük düzeyi. İkincisi; yüzde 15.4, endeksin bir ayda kaydettiği en hızlı düşüş. 

Ekonomik güven endeksi; tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerinin bir bileşeni niteliğinde. Ancak bu endekslerin ağırlıklandırılma yöntemi çok farklı. Hem zaten, mart ayında yalnızca tüketici güven endeksinde yüzde 5.4 azalma yaşandığı, diğerlerinde daha makul düşüşler kaydedildiği halde ekonomik güven endeksinin yüzde 15.4 gerilemesi, oldukça teknik bu ağırlıklandırma yönteminden kaynaklanıyor. 

Ekonomik güven endeksinde en büyük ağırlığa yüzde 40 ile imalat sanayi, yani reel kesim güven endeksi sahip. Hizmetlerin yüzde 30, tüketici güven endeksinin yüzde 20, perakende ticaret ile inşaatın ise yüzde 5’er ağırlığı var. Ancak bu ağırlıklar, ekonomik güven endeksinin oluşumu sırasında bu düzeyde değil, her bir endeksin kapsadığı kalemler dikkate alınarak teknik bir hesaplamayla toplam endekse yansıtılıyor. 

Hesaplama yönteminin biraz karmaşık olmasının önemi yok. Önemli olan TÜİK’in bilimsel bir şekilde hesapladığı ekonomik güven endeksinin bir ayda yüzde 15.4 düşmesi. Oranın böylesine büyük olacağı tahmin edilmiyordu, ama endeksin gerileyeceğini görmek için de kahin olmaya gerek yoktu. 

Ocak ayı sonunda yapılan değerlendirmelerde, döviz kurunun hızla artması sonucunu doğuracak adımların gündemde olması dikkate alınarak, ekonomik güven endeksinde hızlı gerilemeler olabileceğine dikkat çekilmişti zaten. Biz de 30 Ocak’ta bu konuya değinirken “Şimdi, doların bir yandan tüm dünyada değer kazanıyor olması, bir yandan Merkez Bankası’nın 4 Şubat’ta faizde yüklü indirime gideceğinin işaretini vermesi ve kurun bu kararla daha da hızlı yükseleceğinin beklenmesi, içeride moralleri biraz daha bozacak, ekonomik güven endeksi de yönünü iyice aşağı çevirecektir” görüşünü dile getirmiştik. Her ne kadar Merkez Bankası 4 Şubat’ta faiz indirimine gitmemişse de, o süreçte yaşananlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’na dönük sert eleştirileriyle bozulan moraller ve ardından gelen kur artışı, işte bir ayda yüzde 15.4’lük bir ekonomik güven azalmasına yol açtı. 

Bundan sonra ne mi olur, en azından endekste marttaki kadar bir gerileme olmaz. Olmaz, diye düşünüyoruz, çünkü martta öyle hızlı bir düşüş yaşandı ki, örneği bir daha kolay kolay görülmez.

aktas-021.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar