İş dünyası aile içi şiddete karşı harekete geçiyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Kadına karşı yakın ilişki içinde bulundukları kişilerden kaynaklanan şiddet, insan haklarının en yaygın ihlallerinden biri olarak tüm dünyada milyonlarca kadını etkiliyor. Araştırmalar Türkiye'de her 10 kadından 4'ünün hayatları boyunca şiddetin en az bir formuyla karşı karşıya kaldığını ortaya koyuyor. Kadına yönelik şiddet çalışan kadınların erkeklere kıyasla daha ağır olan yükünü artırmakla kalmıyor, aynı zamanda çalışma hayatlarındaki performanslarını da etkiliyor. 

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından hayata geçirilen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (Business Against Domestic Violance-BADV) projesi de, kadınların yakın ilişkide bulundukları kişilerden kaynaklanan şiddete karşı, şirketlerin yönetimsel ve örgütsel kapasitelerini kullanmalarını sağlamayı hedefliyor. 

Hollanda'dan 20 bin euro hibe

Hollanda Hükümeti Matra Fonu kapsamında 20 bin euroluk hibe desteği ile hayata geçirilen proje, çalışan kadınlara yönelik şiddet konusunda ve şirket yönetimleri nezdinde farkındalık yaratmayı, şirketlerin çalışan kadınlara yönelik evde şiddete karşı koruyucu destek mekanizmaları geliştirmesini ve dolaylı olarak kadınların iş hayatına katılımının teşvik edilmesini hedefliyor.

Proje lansman toplantısında dinlediğimiz Hollanda Başkonsolosu Robert Schuddeboom, öncelikli olarak Hollanda Hükümeti’nin toplumsal eşitlik çalışmalarına verdiği öneme vurgu yapıyor. Schuddeboom'un yorumları şöyle: "Hollanda'nın Türkiye ile ilişkilerinde iki temel değeri ekonomik diplomasi ve insan hakları politikası. Her ikisini de korumak için yaratıcılığa ihtiyacımız var. Aile içi şiddet, sadece Türkiye'yi ilgilendirmiyor, fakat kürüsel bir sorun. Bugün Avrupa'da kadına yönelik aile içi şiddet yüzde 30-40'larda."  

Evdeki şiddetten şirketler de zarar görüyor

Projenin direktörlüğünü Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat üstleniyor. Ararat, kadının çalışmasının hala bir hak değil, fakat aile bütçesine katkıda bulunma sorumluluğu olarak görüldüğüne işaret ederken, "Kadınların daha üst pozisyonları hedeflemelerini ve yönetim sorumluluğunu üstlenmelerini isterken hangi koşullarda onlardan performans beklendiğini de düşünmek gerekir" sorusunu yöneltiyor. 

Halka açık şirketlerin yönetim kurullarında ve üst yönetimlerinde yer alan kadınları, şirketlerini gönüllü olarak bu konuda harekete geçmeye ikna etmeye davet eden Ararat'ın sözlerine kulak verelim: "Bugün kadın erkek tüm çalışanların çalışma saatleri nadiren resmi çalışma saatleriyle ve iş yerindeki çalışmalarla sınırlı. Etik kodlar çalışanların özel hayatlarını da düzenleyen maddeleri rahatlıkla kapsıyor. O halde şirketlerin çalışanlarının sağlığını ve güvenliğini koruma sorumluluğu resmi iş saatleri ve iş yeri dışına neden uzanmasın. Araştırmalar kadına yönelik şiddetin iş yerinde verimliliği olumsuz etkilediğini, dikkatsizlikten kaynaklanan kaza ve yanlışlara sebep olduğunu ortaya koyuyor. Evdeki şiddetten şirketlerin de zarar gördüğünün farkına varılması şirketlerin bu toplumsal sorunun çözümüne katkıda bulunmalarını kolaylaştıracaktır." 

Ekonomik güç şiddete karşı koyabilecek mi?

Proje kapsamında öncelikle Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından hazırlanan anket, çalışan kadınların yakın ilişkide bulundukları kişilerden kaynaklanan ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddetin boyutlarını, şiddetin işgücüne katılımı ve iş verimliliğine etkilerini ölçecek. Anket, İşte Eşitlik Platformu üyesi şirketler başta olmak üzere değişik sektörlerde faaliyet gösteren şirketlere uygulanacak. Anket sonuçları ise proje bitiminde yazılacak raporla kamuoyuna sunulacak. 
Kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Görünen o ki, şiddeti uygulayan kişiler devletten ya da polisten korkmuyorlar. Melsa Ararat'ın dediği gibi, "Şiddet uygulayanlar, karşılarında kadını koruyan bir şirket gördükleri zaman, bununla nasıl başa çıkacaklarını bilmediklerinden kendilerine çeki düzen verebilirler".

“Aile İçi Şiddete Karşı İş Dünyası" projesi de bunu test etmiş olacak. Bakalım ekonomik güç, şiddetin karşısında durabilecek mi?
 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar