İsrail ile anlaşma doğalgaz pazarında Türkiye rüzgarı estirebilir

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Türkiye ve İsrail’in Mavi Marmara olayından bu yana oldukça sıkıntılı devam eden ilişkilerinde anlaşmaya varması çok sayıda ülkeyi yakından ilgilendiren yeni bir dönemin de kapısını aralıyor. Uzmanlara göre bu anlaşmanın etkileri Türkiye-İsrail ile sınırlı kalmayacak, Ortadoğu, Rusya, Kıbrıs ve Avrupa’da yeni bir dengeyi de beraberinde getirecek.

Merkezi ABD’de bulunan Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği’nin (IAEE) Türkiye’den seçilmiş ilk başkanı olan Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Türkiye-İsrail anlaşmasının her iki ülke için de çok büyük kazançlar anlamına geldiğini belirterek, özellikle Türkiye’nin Kıbrıs’ın tanınması konusunda elinin oldukça güçleneceği bir dönem beklenebileceğini vurguluyor.

Anlaşma metninde önümüzdeki dönemlerde ele alınacağı belirtilse de iki ülkenin geçmişi unutup yeni bir sayfa açma isteğinin temelinde Kıbrıs ve İsrail’in karasularında keşfedilen gaz rezervlerinin olduğuna işaret eden Prof. Dr. Kumbaroğlu, İsrail’in bu denli büyük bir rezervi iç tüketimle bitirmesinin imkansız olacağını söylüyor. 

İsrail’in komşularından birinin hali hazırda doğalgaz sattığı Ürdün olduğuna işaret eden Prof. Dr. Kumbaroğlu'nun yorumları şöyle: “Ancak rezervin büyüklüğü ile Ürdün’ün talebini karşılaştırınca Ürdün iyi bir müşteri profili çizmiyor. İsrail’in diğer komşuları Lübnan ve Suriye ile ne kadar sıkıntılı ilişkileri olduğu herkesin malumu. O nedenle İsrail için nüfusu yüksek, sanayisi her geçen gün gelişen dolayısıyla tüketimi çok fazla olan iki hedef ülke var; Türkiye ve Mısır. Geçen yıl Mısır karasularında da doğalgaz bulundu. Bu nedenle İsrail için hem en iyi müşteri hem de en ekonomik transit ülke Türkiye. İsrail’den gelmesi muhtemel gazın ne kadarının iç piyasada kullanılıp ne kadarının Avrupa’ya gönderileceği gibi konular süreç içinde netleşecektir.”

“Türkiye-Rusya-İsrail diyaloğu yeni bir dönemin habercisi”

İsrail’in doğrudan Türkiye üzerinden gazı Avrupa’ya taşımak istememesi durumunda alternatifinin Kıbrıs üzerinden Yunanistan, oradan da Avrupa’ya uzanacak bir hat olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Bu noktada da Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nin jeostratejik önemi bir kez daha öne çıkıyor. İsrail, doğalgaz satarak milyarlara dolar kazanmak istiyorsa Türkiye ile enerji ortaklığını sağlam tutmalı” diyor.

Prof. Dr. Kumbaroğlu ayrıca, Türkiye’nin doğalgaz ithalatında halen Rusya’nın en önemli müşterisi olduğunu hatırlatarak, şu bilgileri veriyor: “Ben, İsrail ile Türkiye’nin anlaşmasını Rusya’yı dışarıda bırakan bir yaklaşımla değil, aksine Türkiye-İsrail-Rusya diyaloğu üzerinden okunması gerektiği kanaatindeyim. Rusya’nın Suriye konusunda sahaya inmesi ve İsrail'den Türkiye’ye gelmesi muhtemel bir doğalgaz boru hattının geçiş noktalarındaki Rusya etkinliği unutulmamalı. Daha önce de IAEE olarak vurguladığımız bir husus vardı. Türkiye, kendi çıkarları doğrultusunda Türk Akım projelerini çoğaltmalı. Sadece Rusya ile değil, İran, Irak, İsrail gibi ülkelerle de Türk Akım projeleri hayata geçirebilmeliyiz. Bu ülkelerle geliştirilecek enerji politikaları ve enerji projeleri ile doğalgazda Türkiye-Yunanistan sınırında rekabet ortamının sağlandığı bir ticaret merkezi oluşturulabilir. Bu çerçevede AB ve Yunanistan ile ilişkiler geliştirilip Kıbrıs sorununda da açılım sağlanabilir.”

Mektuptaki iyi niyet Türk Akım ile somutlaşabilir

Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerekse de Rusya Başkanı Putin’in iki ülke arasındaki normalleşmenin ne denli önemli olduğunun farkında olduğunu vurgularken, muhtemel bir Putin-Erdoğan görüşmesinin yeni bir beyaz sayfa açabileceğini söylüyor. Prof. Dr. Kumbaroğlu'nun yorumları şöyle: "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın Rus mevkidaşlarına gönderdikleri mektubu son derece önemli hamle olarak görüyorum. Bu mektubun Kremlin’de olumlu yanıt bulması da dikkate değer. Her iki ülkenin de en üst düzeyde iyi niyetini belli etmesi sürecin önümüzdeki dönemlerde daha ılımlı geçeceği yönünde umutları artırdı. Ben, özellikle Türk Akım projesinin Türkiye-Rusya ilişkilerindeki kilidin anahtarı olabileceğine inanıyorum. Bu yeni dönemde bölgesel enerji işbirliğinin geliştirilmesi ile Avrasya’da büyük bir sinerji yakalanabilir. Türkiye, Rusya, İran, Azerbaycan ve Yunanistan gibi ülkelerin önemi çok artacak"

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar