Meğer daha zenginmişiz de haberimiz yokmuş!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Önce gelin dün bu köşede yer alan yazımızın son paragrafını hatırlayalım. TÜİK'in dün açıklayacağı GSYH verisine değinirken, yapılacağı ilan edilen revizyonla ilgili olarak şunları söylemiştik:

"Eğer GSYH serisi sil baştan olursa, durum gerçekten çok vahim demektir. Gerçek anlamda sağlayamadığımız büyümeyi, giderek yavaşlayan büyümeyi, bu kez rakamları 'revize' etmek suretiyle gerçekleştirme yoluna gidiyoruz demektir. Bu da müthiş bir itibar kaybından başka bir şey değildir. Umarız böylesi bir hataya düşülmeyecektir."

Ama düşüldü ya da bu yapılan bir hata olarak görülmedi. GSYH'de seri kopartıldı, eskiyle bağlantı tümüyle yok edildi. Belki bu yeni seri çok daha gerçekçi, Türkiye ekonomisinin gerçek durumunu çok daha iyi yansıtıyor; bu mümkün, olabilir. Ama iyi de, "dere geçerken at değiştirilmez" diye bir atasözümüz var; ne oldu da GSYH serisini revize etmek için takvim yılı başlangıcını beklemedik. Yeni seriyi 2015 sonuna yetiştirememişiz, olabilir, madem öyle 2016'yı da eski seri ile tamamlayıp 2017'de de yeni seriye geçseydik. Yangından mal kaçırırcasına yıl ortasında böylesine radikal bir değişikliğe gitmenin ne gereği vardı ki...

TÜİK 9 Aralık'ta "GSYH serisini yeniliyorum" açıklaması yaptı, dün de bu yenilemeye göre oluşturduğu verileri açıkladı.

Haydi kamuoyunun şaşkınlığı, rakamları anlamaya çalışması neyse de yapılan bu operasyonla daha şunun şurasında iki ay önce açıklanan orta vadeli programın büyüklükleri de çöpe atılmış oldu.

GSYH ile kıyasladığımız tüm büyüklüklerle ilgili oranlar anlamını bir anda yitiriverdi.

Daha zengin halimiz buysa...

Türkiye ekonomisi 2009 yılı baz alınarak oluşturulan yeni seri GSYH'ye göre yılın üçüncü çeyreğinde sabit fiyatlarla yüzde 1.8 gibi tahminlerin çok ötesinde bir küçülme gösterdi. Üçüncü çeyrekte büyümenin sıfır dolayında gelmesi, yani çok az bir daralma ya da çok az bir büyüme oluşması bekleniyordu. Ne var ki "çok az" tanımının çok çok ötesinde bir daralmayla karşı karşıya kaldık.

Artık unutmamız gereken 1998 bazlı seriye göre de, 2009 bazlı yeni seriye göre de Türkiye ekonomisi son olarak 2009'un üçüncü çeyreğinde küçülmüştü. Söz konusu çeyrekteki küçülme, eski seriye göre yüzde 2.8'di, yeni seriye göre ise yüzde 1.5 olarak ölçüldü.

Türkiye ekonomisi aradan geçen 27 çeyrektir büyümekteydi. 28'inci çeyrekte bu dramatik küçülmeyi yaşadık. Aslında görünen köy kılavuz istemiyordu. Bu köşede üçüncü çeyrekte büyümenin zor olduğuna, hatta küçülme yaşanabileceğine aylar önce 9 Ağustos ve 18 Eylül'de dikkat çekmiştik.

Ya eski seri uygulansaydı...

Acaba bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1.8 olan daralma, hesaplama yöntemi değiştirilmemiş olsaydı hangi düzeyde bir küçülme olarak karşımıza çıkardı... Bunu bilme şansına sahip değiliz. Ama geçmiş oranlar yukarı yönlü revize edildiğine göre, üçüncü çeyrek oranının da eski hesaplama yöntemine göre daha büyük bir daralma olarak karşımıza geleceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bu arada TÜİK'in çeyrek bazlı sabit fiyatlara göre GSYH mutlak değeri hesaplamaktan vazgeçmesi ve onun yerine zincirlenmiş hacim endeksi hesaplamaya başlaması, yıllık tahmin yapmayı da neredeyse olanaksız hale getirdi.

Kişi başına gelir 1757 dolar arttı

Üçüncü çeyrekte küçüldük ama yeni seri GSYH ile birlikte zenginleştiğimizi ya da diğer bir ifadeyle daha zengin olduğumuzu anladık.

1998 bazlı GSYH serisine göre geçen yılki kişi başına gelirimiz 9 bin 257 dolara inmişti. Bu yıl, özellikle de önümüzdeki yıl kur artışının da etkisiyle çok daha aşağılarda bir kişi başına gelir görebilirdik.

Neyse ki imdada yeni seri yetişti. Daha önce 2015 için 9 bin 257 dolar olarak ölçtüğümüz kişi başına gelirimizin aslında 11 bin 14 dolar olduğunu anladık. Bu yılı da 10 bin doların üstünde kapatırız artık, belki 2017'yi de...

Yıllık ortalama büyüme tırmandı

Yeni seri GSYH 2009 yılını baz alıyor ve TÜİK de artık sabit fiyatlara göre çeyrek dönemlik GSYH değil, zincirlenmiş hacim endeksi hesaplıyor. Buna göre 2009 yılı 100 kabul edilen zincirlenmiş hacim endeksi sabit fiyatlarla 2015 yılında 152.86'ya geldi. Yani Türkiye ekonomisi altı yılda yüzde 52.86 büyüdü.

Peki 1998 bazlı endekse göre bu dönemdeki büyüme kaçtı? Eski seriye göre büyüme oranları elimizde ve yapılan hesaplamaya göre 2015 itibariyle son altı yıldaki toplam büyüme yüzde 35.33 düzeyinde.

Bu altı yıllık dönemde, eski seriye göre yıllık ortalama büyüme hızımız yüzde 5.17 olarak ölçülmüştü. Yeni seriye göre yıllık büyümemiz ise yüzde 7.33'e çıkmış oldu.

Cari açıkta 35 milyarın altında kalmak zor

Ekim ayında yaklaşık 1.7 milyar dolar cari açık verdik. Ekimdeki açık her ne kadar tahminler doğrultusunda gelmişse de geçen yılın aynı ayındaki 343 milyon dolara göre büyük bir artış var.

Ekimdeki bu hızlı artış sonucu on aylık açık geçen yılki düzeyin üstüne çıktı. Geçen yılın ocak-ekim döneminde 25 milyar dolar olan cari açık, bu yıl aynı dönemde 26.5 milyara yükselmiş durumda.

Yıllık cari açıkta ise üç aydır belirgin bir yükselme var. Temmuz ayında yıllık bazda 28.8 milyar dolar olarak gerçekleşen açık, ekim sonunda 33.8 milyar doları buldu. Gidişat, daha önce de birkaç kez vurguladığımız gibi 35 milyar dolar civarı, belki de biraz üstü.

Geçen yıl kasımda 2.2 milyar, aralıkta 5.1 milyar olmak üzere son iki ayda toplam 7.3 milyar dolar açık vermiştik. İki aydaki 7.3 milyara bakarak ve son aylardaki görece daha düşük açıkları göz önünde bulundurarak "Bu yıl iki ayda geçen yılki düzeyi bulmayız, dolayısıyla yıllık açık küçülür" diyemeyiz. Çünkü biliyoruz ki yılın son aylarında, özellikle da aralıkta cari açık rekor kırıyor. Örneğin geçen yılın son iki ayında 7.3 milyar dolar açık verdik ama 2014'ün aynı döneminde kasımda 5.5 milyar, aralıkta 6.7 milyar olmak üzere iki ayda 12.2 milyar gibi rekor bir açıkla karşı karşıya kaldık.

2014 yılındaki gibi bir açık söz konusu olmayacak elbette ama geçen yılın çok çok altında kalacağımızı beklemek de pek gerçekçi bir tahmin olmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar