Rus ruleti

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

ABD ile Rusya arasında tırmanan gerginlik dünya ekonomisini soğuk savaş sonrasında görülen en ciddi jeopolitik risklerden biriyle karşı karşıya bırakıyor. Ukrayna ile Avrupa Birliği arasındaki serbest ticaret görüşmelerinden rahatsız olan Rusya’nın ülkede iç savaş kışkırtmasıyla başlayan gerginlik Rusya ve batı ülkeleri arasında bir Rus ruletine dönüştü.

ABD ve Avrupa geçen hafta gündeme getirdikleri yeni yaptırımlarla Rusya için hayati öneme sahip olan bankacılık, savunma ve enerji sektörlerini vurmayı hedef aldı. Yeni yaptırımlar, Rus bankalarının ABD ve Avrupa piyasalarındaki finansman kaynaklarına erişimini engellerken, ABD ve Avrupa şirketlerinin Rusya’ya enerji ve savunma sektörlerinde ihracat yapmasını ve proje geliştirmesini yasaklıyor. 

ABD ve Avrupa’nın finans sektörüne getirdikleri ilk yaptırımlara Avrupa’dan gıda ithalatını sınırlayarak cevap veren Rusya yeni yaptırımlar karşısında oyunu sertleştireceğini belli etti. ABD’nin yeni yaptırımlarının Ukrayna’nın ayrılıkçılarla ateşkes imzaladığı bir döneme denk gelmesine dikkat çeken Putin, Rusya’ya zarar vermeden batıyı cezalandıracak otomotiv ve hazır giyim ürünlerinde ithalatı yasaklayacak misilleme önlemleri üzerinde çalıştıklarını açıkladı. 

Küresel kriz sonrasında serbest ticaret ve sermaye hareketleri üzerinde birçok kere tehdit oluştuğunu gördük. Ama geçmişte birkaç ülke arasında birkaç ürünle sınırlı kalan ve kısa sürede çözülen sorunlar varken şimdi ABD, Avrupa ülkeleri ve Rusya gibi küresel devler arasında yaşanan ve birçok sektörü ilgilendiren bir tehdit var. 

Putin’in batı ülkeleri ile Rus ruleti ne kadar sürer tahmin etmek çok zor. Ancak batı ülkelerinin yıllardır İran’a uyguladıkları ambargo bize dünyanın soğuk savaş döneminde olduğu gibi uzun soluklu bir tehdit altında olduğunu gösteriyor. Savaş ne zaman biter kestirmek zor. Ancak eninde sonunda sona erdiğinde mağlupların Avrupa, Rusya ve Ukrayna galiplerin ise ABD ve Çin olacağını tahmin etmek zor değil. 

Mağluplarla başlayalım. Ekonomik ambargonun maliyeti ağırlıklı olarak Avrupa, Rusya ekonomilerini ve Ukrayna’yı vuracak. Küresel kriz sonrasında durgunluktan tam olarak çıkamayan ve halen ekonomisi çok zayıf olan Avrupa, Rusya’nın yaptırımları karşısında yeniden durgunluğa girebilir.
 İran’ın yaşadığının benzeri yaptırımlar ile karşı karşıya kalacak Rusya, Asya ile ticaretini artırarak bu badireden çıkmaya çalışacak. Ancak gıda ithalatındaki sınırlamalar enflasyonu vururken (gıda ve alkol harcamaları TÜFE sepetinin %32’sini oluşturuyor), enerji alanındaki yaptırımlar arz kaynaklı problemler yüzünden büyümeyi aşağı çekebilir.  

Ukrayna için söylenecek fazla bir şey yok. Avrupa ile serbest ticaret yapayım derken toprak kaybı, ekonomik durgunluk ve soğuk bir kış riski ile karşı karşıya kaldılar. 

Galiplerle devam edelim. Rusya ile ticareti çok sınırlı olan ABD bu olaydan iktisadi olarak zarar etmezken uluslararası siyasi arenada kazanacağı ilave güç sayesinde bu oyunun temel galibi olacak. İzlediği akıllı politika ile bu konuda taraf olmayan Çin, Avrupa’nın ve ABD’nin yaratacağı boşluğu doldurarak küresel krizi fırsata çeviren tek ülke olacak. 

Gelelim Türkiye’ye. Ekonomi yönetiminin ve politikacıların yaptığı olumlu açıklamalara rağmen Türkiye’nin Rus ruletinden karlı çıkması kolay değil. Avrupa’nın yaratacağı boşluğu gıda ve hazır giyim alanlarında Rusya’da pazar payımızı artırarak kullanabiliriz. Ancak Rusya’nın ambargosu yüzünden durgunluğa girecek bir Avrupa, Türkiye’nin büyümesini ciddi anlamda aşağı çekecektir. 
Yakın komşuları Irak ve Suriye’de iç savaş yüzünden Ortadoğu’ya ulaşmakta zorlanan Türkiye, Avrupa’dan gelecek büyük bir şok karşısında ayakta kalmakta zorlanır. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019