Tekstil ve giyim sanayinde dampingli ithalat

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Sanayimizde ithal girdi bağımlığı çok yüksek.

Ekonomi Bakanlığı tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2010-2011 yıllarında Türkiye’de imalatın ithal ara malına bağımlılığı yüzde 40’tan yüzde 43’e yükselmiş.
2012 ve 2013 Yıllarına ait bir araştırma yok.

Bizim imalat sanayimizde istihdam, üretim ve ihracat rakamları ile önde koşan tekstil ve giyim sanayimizde de ithal girdi payı yüksek. 

Yerli pamuğun, yünün ve elyafın yetmemesi, daha sonra yerli iplik ve dokumadan ithal dokumaya geçiş ithalatın artmasına yol açtı.
Yerli iplik ve dokumadan, ithal iplik ve dokumaya geçişin ilginç bir hikayesi var.

Tekstil ve giyim sanayi, sanayileşmede ilk aşama olduğundan sanayileşmeye başlayan her ülke bu sektörü destekliyor. Sanayileşmeye başlayan her ülke, ucuz işçilik yanında devlet desteği ile fiyatları aşağıda tutarak dünya pazarında rekabete yöneliyor.

İplik ve bezde Asya ülkelerinin dampingli fiyatları bizde bu sektörde ithalatın artmasına, yerli sanayi tesisleri boş dururken dampingli ve kalitesiz ürün ithalatının artmasına yol açınca, Ankara  “Asya ülkelerinden ithal edilen dampingli ürünlere” koruma gümrüğü koydu.

Bu koruma gümrüğü ile ithalat azaldı. Yerli üretim arttı. Ne var ki, bir süre sonra bazı ithalatçılar, Asya ülkelerinin dampingli mallarını Avrupa Birliği ülkeleri üzerinden, Avrupa ülkelerinin malı imişcesine gümrüksüz olarak ithal etmeye başladı. Örneğin Türkiye’ye Polonya’da üretimi olmayan kumaşlar, Polonya malı olarak getirildi. Bu tür kanun dışı ithalat izleniyor, cezalandırılıyor. 
Tabii ki, sektörün ithalatının artmasında bu tür kanun dışı zorlamaların da etkisi var ama, ortada bir gerçek var.

Tekstil ve giyim sanayi hızla büyürken bu sektörlerde üreticinin kullanacağı yerli girdiler yetmiyor.
Örneğin tekstil sektöründe pamuk üretimimiz yetersiz. Yünlü sanayi yün ve yün ipliği, ithal ediyor. Sentetik iplik hammaddeleri ithal.

Giyim sanayinde aksesuvar ithalatı var. Bütün bunlara ek olarak son yıllarda giyim sanayinde yurt dışından hazır giyim eşyası ithalatı hızla artmaya başladı.
Önce tekstil sanayi ile konfeksiyon sanayinin kendi içlerinde, sonra iki sektör arasında maliyet çatışması var.

İplikçi ucuz pamuk, dokumacı ucuz iplik ithal etmek istiyor.  Giyim sanayicileri ucuz dokuma ithal etme arayışında.

Sektörlerin kendi içlerindeki arayış, sonunda iki sektörü karşı karşıya getiriyor. Giyim sanayicileri, tekstil sanayinin ürünlerini fiyat ve kalite bakımından beğenmeyince ithalata ağırlık veriyor. Bu durumda önce tekstil sanayi tesisleri, daha sonra da bu sanayi tesislerine ham madde ve ara malı üreten işkolları işsiz kalıyor.

Her sektörün, her işletmenin kalite ve maliyeti dikkate alarak, gerekiyor ise ithal malı kullanması normal ama, dampingli ithalat sonunda kurulu tesislerin işsiz kalmasına kapanmasına ve de döviz faturasının büyümesine neden oluyor.

2013 Yılında, tekstil ve giyim sanayinin ihracatı 28 milyar dolar, ithalatı 13 milyar dolar. 
Bizim en önemli sanayi sektörümüzde,  istihdam yoğun, yerli girdi imkanı olan tekstil ve giyim sektöründe sektör ihracatının yarısı kadar ithalat yapılıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018