Üretimde “coğrafi derinliğin” önemi

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Başbakan Yeni Türkiye Projesi’ nin dokuz hedefinin başlıklarını şöyle sıralıyor: 
1) Özgüven, 
2) Toplumsal iç barış ve çözüm süreci, 
3) Özgürlükler: İfade, girişim, inanç özgürlüğü ve yeni Anayasa, 
4) Bürokrasinin restorasyonu, 
5) 3 Y: Yolsuzlukla, yoksullukla ve yasal olmayanla mücadele, 
6) Yargı sistemini rayına oturtma, 
7) Farklılıkları ötekileştirmeme, 
8) Ekonomik restorasyonla eğitimi etkinleştirme va Ar-Ge sürecini hızlandırma, 
9) Çok boyutlu etkenleri dikkate alan dış politika. 

Yeni Türkiye’nin fırsatları arasında “insan” ve “coğrafya” avantajı özenle vurguluyor. İki de tehlikenin altı çiziliyor: Enerji ve cari açık. 

Coğrafi derinlik ve sahaya hakimiyet Bilgi Çağı’nın temel karakteristiklerinden biri olan “ağ toplumunun” da temel tartışma alanlarında biri. 

ABD Genelkurmay Başkanlığı Irak Savaş’nda ağ toplumunda “merkezi düğümler kontrol altına alınırsa, ülkenin bütünü kontrol edilir” varsayımı üzerine kurulu bir zihni modele dayalı planlarını yapmıştı. Stratejik olarak doğru, taktik olarak çekici gözüken bu yaklaşımın, operasyon aşamasındaki başarısızlıkları bakış açısında değişiklikler yapılmasını gerektirdi. Şimdilerde ABD Genelkurmay Başkanlığı savaşlarda “saha kontrolu” ile dijital yapı üzerine daha çok kafa yoruyor ve fiziki yapılarla dijital oluşumları dengeleyen yeni zihni modeller oluşturuluyor. Bazı akademisyenler bu yeni oluşumu “fijital” olarak adlandırıyor. 

Ülkemizde uzun zamandır “Bölgelerarası eşitsiz gelişmeyi azaltmak için teşvikler aracılığı ile yatırımlara coğrafi derinlik kazandırılır” varsayımı üzerine kurulu zihni modelle teşvik uygulamaları yapılıyor. 

Yeni Türkiye Projesi’nin anlamlı sonuçlar üretebilmesi, yatırımlara coğrafi derinlik kazandıracak teşviklerin dünya ve ülke gerçeklerine uygun biçimde düzenlenmesini gerektiriyor. 

Yeni Türkiye Projesi’nin hedefl erine ulaşmasını içtenlikle isteyenler; önyargıların, yerleşik doğruların, kör inançların ve ezberlerin tuzağına düşmemeli... Kalkınmayı etkileyen kuvvet yasalarını içselleştiren, fırsat ve tehlikeler ile olanak ve kısıtları dengeleyen politikaların oluşması için fikirleri arındıracak tartışmaları özendirmeli, yaygınlaştırmalı ve derinleştirmeli. 

Teşvik sistemlerini aşağıda önereceğimiz gündem çerçevesinde yaygın bir tartışmanın süzgecinden geçirirsek hep birlikte kazanırız: 

1. Piyasa sistemlerinde “eşit olmayan gelişme yasası” yatırımların coğrafi yoğunluğunu nasıl etkiledi? Ülkemizde Teşvik sisitemlerinin yürürlükte olduğu dönemlerde, öngörülen hedefl er ile ulaşılan hedefl er arasındaki sapmaları analiz ederek gereken dersleri çıkardık mı?Çıkardığımız dersler yeni formüller üretmemizin temelini oluşturdu mu? 

2. Marmara Havzası, Ege Havzası, İçanadolu Havzası ve Doğu Akdeniz Havzası’nın gelişen üretim altyapısı, kendi ayakları üzerinde duracak, kendini yeniden üretebilecek yapısal iç bütünlüğe erişmiş midir? 

3. Kendini yeniden üretecek havza bütünlüğü olmayan yörelerimizdeki teşviklerin öngörülen “fayda-maliyet” dengesini tutturdu mu?Sürdürülebilir bir gelişme yaratmak aktarılan kaynak ile üretilen değerin hesabı yapıldı mı? 

4. Ekonominin yüzde 50’sinden fazlasını kontrol eden Marmara ve Ege Havzaları’nın fiziki sermaye stokları-yol, havaalanı, liman, demiryolu bağlantıları, iletişim altyapısı, eğitim-okul yapıları ve donanımları vb.- yeterli midir? potansiyel bölgelerin fiziki sermaye stokunu bir Belçika düzeyine çıkarmadan, girişimcinin serbest ve adil piyasada şans eşitliği yaratılabilir mi? Üretimde iş akışıyla doğrudan ilişkili olan mekan ve yeterli altyapı oluşturmadan inşaat gibi daha düşük gelir yaratan alanlardan imalat kesimi gibi iş, aş, barınma ve erişebilirlik yaratan alanlara kayış olur mu? 

5. Gelişme havzalarındaki fiziki sermaye stokunun birbirine bağlantıları, birbirini bütünlemeleri, birbirlerini ileriye ve geriye doğru etkileme dereceleri biliniyor mu? Bu konuda saha gözlemlerine dayalı bir ‘Ana Plan’ var mı? 

6. Fiziki sermaye stokumuzun mevcut durumu, yeni yatırımların nicelik ve niteliği benzer ülkelerle karşılaştırılmıyor mu? Örneğin, Yunanistan’daki Pire Limanı ile Çandarlı Limanı karşılaştırması kamuoyunda yapılırsa bunun kime ne zararı, ne gibi yararları olur?

 Yeni Türkiye Projesi’ni gerçeğe dönüştürecek fiziki sermayenin yaratacağı yatırım iklimi üretimin coğrafi derinliğini belirleyecek ilk sıralardaki etkendir. “Kalkınmanın coğrafi derinliğin” gerek ve yeter şartlarını tartışarak ve uzlaşarak netleştirmeliyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar