Yıllık enflasyonda balayının sonuna geldik

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

TÜİK yarın ağustos ayının TÜFE gerçekleşmesini açıklayacak ve çok büyük olasılıkla yüzde 0.1 ile yüzde 0.3 arasında bir artış göreceğiz. Oran daha düşük, hatta negatif bile gelebilir, bu da sürpriz olmaz. 

TÜFE'nin ağustosta yüzde 0.2 civarında gelmesi halinde, yıllık oran temmuz sonundaki yüzde 6.81'in biraz üstüne çıkacak yüzde 6.9 dolayında oluşacak. Hele hele ağustos ayındaki gerçekleşme negatif olursa, yıllık oran temmuz sonundaki düzeyin de altına inecek. 

Çok küçük bir artış ya da küçük bir gerileme... Enflasyonda bir dönemin sonuna gelindiği gerçeği değişmeyecek. Bu gerçek, yıllık bazda dip oranların temmuz ve ağustosta görülecek olduğu gerçeği. Yani başlıkta da vurguladığımız gibi yıllık enflasyonda balayları diye nitelenebilecek temmuz ve ağustos geride kalıyor ve görece yüksek oranların söz konusu olacağı sürece giriliyor. 

Yıl içinde defalarca kullandığımız bir tablo ve bu tablodan oluşturduğumuz bir varsayım grafiğimiz var. Bir analiz yapmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki, bu yıl aylık enflasyon 2003-2013 dönemi ortalaması düzeyinde (ocak ayı 2014-2013 ortalaması) olsa yıllık oran nasıl seyreder? Basit bir varsayımdan yola çıkıyoruz. Bu varsayımı anlamlı kılan, geçmiş yıl ortalamalarıyla, 2014 yılındaki aylık gerçekleşmelerin çok farklı olması. 

Bu hesaplama bizi en azından yıllık oranın yönü itibariyle şimdiye kadar hiç yanıltmadı. Yıllık enflasyon bu yıl geçen yıldan çok farklı olarak bir çanak eğrisi çiziyor. Gerçekleşen oranlarda küçük farklılıklar oluşuyor doğal olarak, ama eğilim değişmiyor. 

İşte bu tablo bize ağustos sonu için TÜFE'de yine yüzde 7'nin altında bir oran veriyor. Ve balayı da ağustosla birlikte sona eriyor.

Eylülden itibaren tırmanış var
Eylül aylarındaki fiyat artışı genelde yüksektir. Zaten 2003-2014 ortalaması yüzde 0.90'ı gösteriyor. Oysa geçen yılki artış yüzde 0.14 olmuştu. Bu yıl yüzde 0.14 dolayında kalmamız beklenemeyeceğine göre, yıllık oran eylülle birlikte tırmanışa geçecek. Eylül sonu tahminimiz, yüzde 7.75 dolayı.

Ekimde yine yatay sayılabilecek bir eğilim ortaya çıkabilir. Çünkü geçen yılın ekimindeki yüzde 1.90, geçmiş yıl ortalamalarına çok yakın. 

Ama sonrasında durum yeniden olumsuza dönecek. Kasım ayları ortalama yüzde 0.95 artışla geçilmiş, geçen yılki artış yalnızca yüzde 0.18. Aynı eylülde olduğu gibi kasımda da geçen yıl düzeyinde kalınması olanaksız gibi. Bunun sonucu da, yıllık oranın yüzde 9'a yaklaşması demek. 

Ve aralık ayına geldiğimizde geçen yıl bizi çok mutlu eden yüzde 0.44'lük fiyat düşüşünün devreden çıkması, onun yerine az da olsa bir artış girmesi bile yıllık oranı yüzde 9.5 dolayına çekecek.

Aksi olamaz mı? 
Bir karşı görüş olarak şu söylenebilir, söyleniyor da: "Bu yıl da mutlaka önceki yıllardakine paralel bir artış gerçekleşmesini mi beklemek gerek, belki çok daha düşük artışlar olabilir. Bakın emtia fiyatları düşük seyrediyor; özellikle petrol fiyatlarının düşük gitmesi büyük avantaj, bu sayede artış düşük kalabilir. Hem gıdadaki fiyat artışı geçen yılki kadar değil, bu da artış oranlarını aşağı çekebilir."

Bu görüşlerde haklılık payı yok değil tabii ki. Ama ya Türk parasındaki değer kaybının maliyetlere getirdiği gerçek ve istismar edilen yükü ne yapacağız? Ya erken seçim ortamının yarattığı karmaşayı hiç mi hesaba katmayacağız? Daha da önemlisi, 1 Kasım'dan sonra şimdikine benzer bir Meclis aritmetiği oluştuğunda hükümeti nasıl kuracağımız konusunda yaşanacaklardan hiç mi tedirgin olmayacağız? 

Bir bilanço yapsak, artı ve eksileri yazsak, hangisi ağır basar ve bundan dolayı enflasyon nasıl bir yön çizer dersiniz?

Merkez'in tahmini
Yeri gelmişken Merkez Bankası'nın enflasyon tahminini de hatırlatmakta yarar var. Merkez Bankası, ocak ayı enflasyon raporu çerçevesinde 2015 yılsonu tahminini yüzde 6.1'den yüzde 5.5'e çekmişti. Nisandaki raporda bu kez tahmin yüzde 6.8'e çıkarıldı. Temmuza geldik, tahmin çok küçük bir revizyonla yüzde 6.9'a yükseltildi. 

Biz şimdi yıllık bazda yüzde 6.9'larda sayılırız. Yılı bu düzeyde tamamlamamız, ağustos da dahil kalan beş aydaki artışı geçen yılki düzeyde, yani yüzde 1.9'da tutmakla mümkün olacak. 

Ama önceki yılların son beş ay ortalamasına bakıyoruz; yüzde 4.4'lük bir gerçekleşme var. Doluya koyuyoruz almıyor, boşa koyuyoruz dolmuyor; ağustos-aralık ortalamasının yüzde 4.4'ten yüzde 1.9'a nasıl indirilebileceğinin formülü bir türlü bulunamıyor.

aktas-tablo-011.jpg
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar