Yolsuzluklar üzerine…

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

Bugün 17 Aralık 2014… Geçen yıl bugün bir büyük deprem yaşandı! Bu adeta siyasi deprem idi. Hükümetin 4 bakanına ve yakınlarına yönelik bir yolsuzluk operasyonu yapıldı. 

Yetmemişti… Arkasından bir de 25 Aralık 2014 günü daha farklı ve büyük bir operasyon yapılmaya kalkışılmıştı.

Sonuçlarını hep birlikte izliyoruz. Bir tarafta yolsuzluk üzerine giden muhalefet ve diğer çevreler, diğer tarafta ihanet ve kumpas ile paralel yapının mağduru olduğunu yüksek sesle ifade eden hükümet ve yandaşları.

İşin nereye varacağını kestirmek bizim konumuz değil.

Ancak; gündeme oturan ve gündemde kalması istenen yolsuzluk üzerine bazı teorik ve pratik konuları ele almak istiyoruz.

İşin başında belirtelim ki; yolsuzluk, tarihi bir gerçektir. Dün olmuştu, bugün var, yarın da olmaya devam edecek. 

Üstelik de dünyanın hemen her yerinde. Dünya Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) sayfasına girildiğinde dünyanın her köşesinden haberleri izlemek mümkün. Yani yolsuzluk, sadece Türkiye’nin gerçeği veya sorunu değil. 

Yolsuzluk, devlet veya kamu kaynaklarının kişisel yarar sağlama amacıyla kullanılması olarak genelde tanımlanıyor. Ancak; yolsuzluk daha geniş bir kavram ve özel sektör için de kullanılıyor. Hatta eski bir devlet çalışanı ve son yılların da özel sektör çalışanı olarak özel sektördeki yolsuzlukların çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.

Unutulmamalıdır ki; yolsuzluk bir tango gibidir; yani iki kişi ile tango yapılır. Yolsuzlukta “alan” tarafı varsa bir de bunun “veren” tarafı vardır. Tek taraflı bir şey değildir. 

Kaldı ki; yolsuzluğun ekonomik, politik, sosyolojik, kültürel ve hatta dini ya da ahlaki pek çok gerekçeleri vardır. Çok karmaşık bir konudur. Türkiye ve Türk toplumu açısından konu daha da karmaşık yapıya sahiptir. 

Türkiye’de yolsuzluk ne yazık ki çok fazla duyarlılık yaratmıyor. Etrafımızda duyduğumuz veya yaşadığımız irili ufaklı yolsuzluk örneklerine kılıflar uydurulmaya çalışılıyor. Maalesef yolsuzluk gerçeği, siyaset algısı içerisinde değerlendiriliyor. Nitekim pek çok atasözümüz yolsuzluğu bir realite veya olgu olarak ortaya koyuyor. Hatta daha da kötüsü yapanın yanına kar kaldığı algısı topluma yerleşiyor.

Dünyanın diğer ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye’nin yolsuzluk karnesi hiç de iç açıcı değil. Transparency International adlı örgütün 1995 yılından beri sürdürdüğü kamu kesimine yönelik yolsuzluk algılama endeksleri var.

Aşağıdaki tabloda; 2002 yılından 2014 yılına kadar geçen dönemde kaç ülkede bu araştırmanın yapıldığı, Türkiye’nin kaçıncı sırada olduğu ve puanının ne olduğu yer alıyor. 

Karneye göre Türkiye’nin 2002 yılındaki sırası da 64 2014 yılındaki sırası da 64. Ancak 2002 yılında 102 ülke varken 2014 yılında 175 ülke olmuş. Karne notu da son 12 yılda 100 üzerinden 32 iken 45’e çıkmış. Hala çok kırık ve zayıf bir not. 

Önceki yazımızda belirttiğimiz gibi; nasıl ki bedavacı toplumda demokrasi gelişmiyorsa, yolsuzlukların yoğun yaşandığı ülkelerde de demokrasi gelişmiyor.

saygili.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar