Yöneticinizin özür dilediği oluyor mu?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Bir olay

“Bugün bir çalışanımız bir belge imzalatmak üzere odama gelmişti. Baktım İngilizcesi o kadar iyi değil. ‘Yabancı dil tazminatı alıyor musun? Alıyorsan kaçıncı derece alıyorsun?’ diye sordum. ‘Alıyorum’ dedi. Hem de birinci derece İngilizce tazminatı alıyormuş. Acaba bizim bu dil sınavında çıtamız çok mu düşük? Bu kadar parayı boşa mı veriyoruz?” 

Bir insan kaynakları üst  kurulu toplantısında Fransız Genel Müdür tartışmayı bu şekilde başlatmıştı. 
Bankada yabancı dil bilenlere yabancı dil tazminatı veriyorduk. Sınavı bankada yapıyorduk. Sınıflamada üç derece vardı. Birinci derece en yüksek tazminatı alırdı.

Genel Müdürün başlattığı bu tartışmaya diğer Fransız yöneticiler de katıldı. Sonunda yeni bir yabancı dil sınavının yapılmasına karar verildi. Yabancı dil tazminatlarını iyi bir oranda artıracaktık. İnsan kaynaklarından sorumlu kişi olarak bu uygulamaya karşı çıktım.  “Kazanılmış haklara el uzatamayız. Bankaya girerken, sınavı alırken kişilere böyle bir uygulamadan söz etmedik. Çalışanların güvenini sarsarız” dedim. Bunun üzerine, “Sınava girmek istemeyenler eski tazminatlarını almaya devam edecekler. Hak kaybı olmayacak ki!” diye bir savunma yapıldı. Çift basamaklı enflasyon olan bir ortamda böyle bir söylem, şimdilerdeki “yeni yasa ile internet daha özgür” demeye denkti. Tartışmalar sonunda sınav yapılması kararı verildi.

Yeni yabancı dil sınavları yapılacağını bildiren duyuruyu çalışanlarımıza yaptık. Ertesi gün yıllık iznimi kullanmak üzere İstanbul dışına çıktım. İzinden döndüğüm gün Genel Müdür Sekreteri beni aradı “Genel Müdür sizinle görüşmek istiyor” dedi. Kapıdan girdiğimde Genel Müdür beni çok sıcak karşıladı. Tatil konusundaki kısa bir söyleşiden sonra asıl konuya girdi. Şöyle konuştu. “Dr. Tandoğan, şu yabancı dil sınavı konusunu konuşmak üzere seni çağırdım. Sen tatildeyken konuyu tekrar masaya yatırdık, konuştuk. Atacağımız taşın ürküttüğümüz kurbağaya değmeyeceği sonucuna vardık. Sınavı iptal kararı aldık. Tatilde sana ulaşamadık. Sınav vakti de gelmişti. Ben genel müdürlük yetkimi kullanarak sınavı iptal ettim. Biliyorum, sen baştan beri sınava karşı idin. Ancak insan kaynaklarından sorumlu en üst düzey kişi olarak sınav iptalinde senin onayını almamız gerekirdi. Bunu yapamadık; bu nedenle senden özür dilerim.”

Fransız Genel Müdür, özür dileyerek bir şey kaybetmemişti; ama beni kazanmıştı. 

Bir yorum

Yöneticiler de insandır, hata yapabilir. Ancak yapılan hatada diretmek, yanlış yaptığını kabul etmemek daha büyük bir hatadır; özür dileyememek ise daha da büyük bir hatadır.

Genelde yöneticilerin telaffuz etmekte zorluk çektikleri, bazen hiç telaffuz edemedikleri iki kelime vardır: “Özür dilerim.” Halbuki gerektiğinde özür dilemek, bir erdemdir. 

Peki, hangi tip yöneticiler özür dileyebilir? Yaptığı hatanın farkına varabilecek kadar akıllı olanlar; yapılan hatadan etkilenen kişilere önem verenler; hatadan etkilenenlere karşı sorumluluk ve saygı duyanlar. Ve de özür dileyebilecek kadar özgüveni olanlar.

Hangi tip yöneticiler ise özür dileyemez? Hiç hata yapmadığını sanan cahiller; çalışanlarını, tebaası olarak gören çakma sultanlar; çevresindeki dalkavukların dolduruşu ile kendisini Süpermen sanan yalancı pehlivanlar; çalışanlarına ve çevresine karşı sorumluluk duymayan arsız pişkinler; ve de özgüveni olmayan zayıf kişilikler.
Sizin yöneticiniz özür dileyebiliyor mu?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019