Yunanistan’ın işi eskisinden kolay değil

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Alexis Tsipras Hükümeti tarafından bir gün gecikmeyle sunulan ekonomik program beklendiği gibi

kabul edildi. Ancak, içeriği AB, ECB ve IMF’nin beklentilerini karşılamaktan uzak. IMF de AB gibi, programda yer alan alan ifadelerin tatmin edici olmaktan uzak olduğu görüşünde. Şimdi sırada kabul edilen programın AB üyesi ülkelerin parlamentoları tarafından onaylanması var. AB maliye bakanlarının salı günkü toplantı sonrası yaptıkları açıklamada hükümete, reform programının zenginleştirilmesi için uluslararası kuruluşlarla istişareye devam etmesi tavsiye ediliyor. Hükümetin, pazartesi sunması gereken programı ancak salıya yetiştirebilmesi zorlandığının ifadesi. Seçimlerden önce ekonomik programı tanımadığını, iktidara geldiklerinde Yunan halkını aşağılayan programı yırtıp atacaklarını söyleyen Syriza lideri Tsipras’ın, anlaşmaktan başka yol olmadığını görmesi uzun sürmedi. Belki de, Almanların Yunanistan’ın Parasal Birlik dışına çıkarılmasının, AB’nin topyekün çöküşüne yol açacağından korkup, taleplerine boyun eğeceğini düşünüyordu. Programın sürdürülmesinde kararlı olan Almanya başta olmak üzere birliğin kuzeyinde yer alan ülkelerin taviz vermez tutumu, bu düşüncenin doğru olmadığını gösteriyor.
***
Ekonomik reform paketine karşı olan Tsipras, AB üyeliğinin tartışılmasına kesinlikle karşı. 2012’den bu yana bu görüşünde bir değişiklik de yok. Seçimler öncesinde bu görüşünü tekrarlarken bir anlamda kırmızı çizgisini de belirtiyordu. AB ile ekonomik konuların müzakeresinde üyeliğin devamının tehlikeye girdiği noktaya kadar diretilecek, daha ilerisine geçilmeyecekti. AB tarafının bu mesajı almamış olması düşünülemez. Böylece, Tsipras AB’ye “merak etmeyin dediklerinizi yapacağım” derken, halka da bol keseden vaatlerde bulundu. Şimdi yöneltilecek suçlamalara karşı, üyeliği kaybetmemek için başka yolu olmadığını söyleyerek kendisini savunabilir. Bundan dolayı, Tsipras’ın gerçekleri gizleyerek halka yalan vaatte bulunduğunu söyleyen PASOK lideri Evangelos Venizelos haksız sayılmaz. AB’yle ekonomik politikaların müzakeresinde kaybeden taraf Yunanistan’dır. Yunan Hükümeti'nin bundan sonra işi daha zor. Kaçınılmaz bu geri adım Tsipras’a karşı parti içinden ve dışından muhalefeti artırmanın ötesinde bir erken seçimi de beraberinde getirebilir.
***
Ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 175’ine karşı gelen yaklaşık 320 milyar euro borcun nasıl ödeneceği soru işareti. Alacaklılar arasında en yüksek paya yüzde 60’la Avrupa Finansal İstikrar Fonu sahip. Bu kuruluşu yüzde 10’la IMF, yüzde 6’yla ECB, yüzde 3’le Yunan bankaları, geri kalanını ise diğer kuruluşlar izliyor. Bu borç muhtemelen ödenmeyecek; şimdi borçların azaltılmasına karşı çıkan alacaklılar sonunda istemeye istemeye olsa da bunu kabul etmek zorunda kalacaklar. Hükümetin önünde şimdi dört aylık bir zaman var. Bu süre zarfında programda öngörülen adımların atılması gerekiyor. Bankalardan mevduat çekilişlerinin devam etmesine bakılırsa, halk gelişmelerden pek umutlu değil. Borçlar dışında işsizlik ülkenin en büyük sorunu. Yüzde 11.4 olan AB ortalamasına karşın Yunanistan’daki işsizlik oranı yüzde 25. İşsizlik oranı gençler arasında yüzde 50’yi buluyor. Öngörülen reformların ekonomiye rekabet gücünü kazandırması çok zor. Ekonomileri sanayiye dayalı Fransa, İtalya ve İspanya bu konuda zorlanırken Yunanistan nasıl yapacak? Rekabet gücünü kazanmak adı altında ücretlerin düşürülmesinin halkı yoksullaştırmaktan başka bir işe yaramadığı görüldü. Vaktiyle hesapları tahrif ederek Parasal Birliğe giren Yunanistan o zamanki yanlışının bedelini ödüyor. Ekonomik konularda anlaşamayan ülkelerin siyasi birlik oluşturması ise imkansız. Yaşananlar, ekonomik gelişme açısından birbirlerinden çok farklı noktalarda bulunan ülkeleri parasal birlik içinde tutmanın zorluğunu gösteriyor. Birlik içinde Kuzey ve Güney arasında ekonomik konularda görüş ayrılıkları artıyor. Yunanistan’daki yeni hükümetin AB’yle anlaşmazlığı ekonomik konularla da sınırlı değil. Rusya’yla ilişkileri geliştiren Tsipras, AB’nin Ukrayna krizi dolayısıyla Rusya’ya uyguladığı ekonomik yaptırımlara karşı. Görünen o ki; Tsipras hükümeti AB’yi sadece ekonomik konularda

değil siyasi konularda da zorlayacak.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016