AB, Yunanistan'ı masaya yatırıyor

Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri Yunanistan'ın borç sorununu çözüme kavuşturabilmek için bir araya gelecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BRÜKSEL/ATİNA - Yunanistan'ın borç sorununu çözüme kavuşturabilmek için bugün Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri Brüksel'de bir araya gelecek.

Zirve öncesinde AB ülkeleri sorunun çözümüne yönelik çok farklı görüşler ortaya koydu.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Yunanistan'ın AB tarafından kurtarılmasına sıcak bakmazken, Avrupa Birliği Zirvesi'nde Yunanistan'a ''acil yardımı'' konuşmaya ihtiyaç olmadığını çünkü Yunanistan'ın para istemediğini söylüyor.

Merkel, Yunanistan'ın borç ödeme aczine düşmesi durumunda, yardımın sadece ''son çare'' olarak görülebileceğini, ancak bu durumda bulunmadığını düşünüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ise Yunanistan'ın finansal sorunları kötüleşirse Euro Bölgesi ülkelerinin Yunanistan'a yardım edeceğini ifade ederek, ''Yunanistan yardıma ihtiyaç duyarsa biz orada olacağız. Yunan hükümeti kendinden istenen önlemleri aldı. Euro Bölgesi ülkeleri şimdi üzerine düşeni yapmaya hazır olmalı'' dedi.

Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun da aralarında bulunduğu Avrupalı sosyalist liderlerinin, Yunanistan'ı destekleyecek Euro Bölgesi destekli bir borçlanma kuruluşuyla ilgili planı yarın açıklaması bekleniyor.

AB Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu Üyesi Olli Rehn, ''AB bu hafta büyük borç içindeki Yunanistan'a yardım konusunda karar vermeli'' derken, AB'nin Yunanistan'a yardım konusunda karar alması gerektiğini, yoksa Euroda ''ciddi bir karışıklığa'' sebep olma riskinin ortaya çıkacağını belirtti.

Yunanistan'a yardım konusunda masada halen bir dizi alternatif bulunduğunu ve Uluslararası Para Fonunun (IMF) bu ülkeye yardım etmesinde sorun görmediğini ifade eden Rehn, ''AB, IMF'ye yakın. Biz ortağız'' diye konuştu.

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, ''AB, Euro Bölgesi'ndeki bir ülkeye yardım etmeyecekse, AB'nin var olması için de gerek yok'' görüşünü ifade ediyor.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ise Euro Bölgesi üyelerinin, ikili krediler ve hazine garantileri yöntemiyle Yunanistan'ı kurtarma paketi üzerinde uzlaşmalarını istedi.

Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, birkaç gün içinde borç sorununa bir çözüm bulunabileceğini, bunun hem IMF fonları hem de Euro bölgesi ülkelerinde gelebileceğini dile getirirken, Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker da kombine bir paketin mümkün olduğunu vurguluyor.

Almanya yardım konusunda gönülsüz

Yunanistan'ın kurtarılması konusunda Almanya'nın gönülsüz davranması, Yunanistan'ın yönünü tekrar Uluslararası Para Fonu'na (IMF) yönlendirme ihtimalini artırıyor.

Fransız ve Lüksemburglu politikacılar, Avrupa Birliği ülkelerinin, katılmak isteyen her Euro Bölgesi ülkeleri ile IMF yardımının kombinasyonunu tartıştıklarını açıkladılar.

Euro bölgesi yöneticileri eğer gerekirse Yunanistan'a destek sağlayacaklarını belirtirken, Yunanistan doğrudan sermaye yardımına ihtiyacı olmadığını, ancak piyasaları iknaya yardımcı olacak bir tasarının borçlanma maliyetlerini düşüreceğini ifade ediyor.

Ancak geçen birkaç gün içinde Almanya'nın açıklamaları IMF olasılığını artırıyor.

Yunanistan Başbakanı Papandreu, mali destek konusunda, Avrupa merkezli bir çözümü tercih edeceklerini, ancak tüm mümkün olan tercihlere de açık olduklarını belirtiyor.

Yunanistan'ın IMF'ye borçlanmasının piyasalardan borçlanmasından çok daha ucuza geleceği biliniyor. Yunanistan'ın 10 yıl vadeli tahvillerinin faiz oranı cuma günü şubat ayından bu yana en yüksek seviye olan yüzde 6,42'ye kadar yükseldi.

Bütçe açığı geçen yıl gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 12,7'sine ulaşarak Euro Bölgesi tarihinde rekor kıran Yunanistan, AB'ye taahhüt ettiği şekilde açığı bu yıl yüzde 8,7'ye düşürmek için sendikaların direnişine rağmen 2 önlem paketi açıkladı.

Yunanistan'ın 20 Nisan ve 23 Mayıs arasında borcunun 16 milyar Euroluk kısmını yeniden finanse etmesi gerekiyor. Yunanistan'ın 300 milyar Euro kadar kamu borcu bulunuyor.

4,7 milyar euro tutarında tasarruf paketi

 

Yunan hükümeti ülkenin bütçe açığının kapatılması yönünde hazırlanan ekonomik istikrar ve kalkınma paketine yeni önlemler ekledi.

Alınan önlemler, kamu çalışanlarının maaşlarında kesinti, KDV'nin yüzde 21'e yükseltilmesi, ödeneklerde yüzde 12 kesinti, emekli maaşlarının 2010 yılı süresince dondurulması, akaryakıt fiyatlarında 3 ila 8 sent arası zam, alkollü içeceklerde yüzde 20, sigara fiyatlarında ise yüzde 65 oranında ek vergi uygulanması ve tutarı 35 bin Euroyu aşan, araba ve yat alımlarını da içeren lüks harcamalara özel ek vergi konulması olarak sıraladı.

Önlemler çerçevesinde, Yunanistan'da 13. maaş olarak adlandırılan Noel maaşında yüzde 30, Paskalya ile yaz tatili dönemleri için verilen ve 14. maaş olarak nitelendirilen yarımşar maaş ikramiyelerde ise yüzde 30 oranında kesinti yapıldığı açıklandı.

Hükümetin söz konusu önlemlerle 4,8 milyar Euro tutarında tasarruf yapmayı hedeflediği kaydedildi.

Ekonomik düzenlemelerde hedef

AB'nin Şubat ayı başında mali planını onayladığı Yunanistan, geçen yıl gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 12,7'si oranındaki bütçe açığını, 2012 yılına kadar GSYH'nin yüzde 3'ünün altına indirmeyi hedefliyor.

Yunan hükümeti, kamu sektöründeki israfı azaltacağını ve bu hedefe ulaşmak için vergilendirmede reform yapacağını açıklamış, ancak AB, Yunanistan'dan, planladığı adımlar konusunda 16 Mart'a kadar daha fazla ayrıntı vermesini istemişti.

Öte yandan, Papandreu, daha önce açıkladığı ekonomik istikrar ve kalkınma paketi önlemleri çerçevesinde, kamuda işe alımların durdurulacağını, maaşlara zam yapılmayacağını, ödeneklerde ise yüzde 10 oranında kısıtlamaya gidileceğini açıklamıştı.

Maliye Bakanı Yorgo Papakostantinu ise program çerçevesinde, Başbakan, bakanlar ve milletvekilleri de dahil olmak üzere, yüksek ücret alan memurların maaşları dondurulurken, kamuda emekliye ayrılan her 5 memura karşılık bir kişinin işe alınması, 12 bin Euronun üzerindeki kazançlara yüzde 18'den başlayarak, yüzde 40'a kadar varan vergi getirilmesi ve kiliseye ait mal varlıklarının da vergilendirilmesinin öngörüldüğünü kaydetmişti.

Maliye Bakanı, kamu çalışanlarına verilen ikramiyelerin kaldırıldığını, borsada yer almayan KİT yöneticilerinin ücretlerinde yüzde 50'ye varan kısıtlamalar getirildiğini ve değeri 400 bin Euronun üzerinde olan taşınmaz mal varlıklarının yıllık yüzde 1 oranında vergilendirilmesinin kararlaştırıldığını bildirmişti.

Papakostandinu, 2010 yılı içinde sadece 2 bin Euronun altındaki emekli maaşlarının yüzde 1,5 oranında arttırılmasının öngörüldüğünü açıklamıştı.

İstikrara ve kalkınma programı

Papakostandinu ayrıca, ''2012 yılı sonuna kadar bütçe açığının GSYH'ya oranının yüzde 2,8'e düşürülmesinin 3 yıllık ekonomi programının temel hedefi olduğunu'' belirtmişti.

Ekonomide 2008 yılında yüzde 2 oranında büyüme kaydedilmesine rağmen 2009'da yüzde 1,2 oranında küçülme yaşandığını, yatırımlarda yüzde 20, ihracatta yüzde 16, ithalatta ise yüzde 25 oranında azalma görüldüğünü vurgulayan Maliye Bakanı, 2010 yılında yüzde 0,3 oranında bir büyüme kaydedilmesinin hedeflendiğini, bu çerçevede 2012 yılı için beklentinin, kalkınma hızının yüzde 1,9'a ulaşması, 2013 yılında ise yüzde 2,5 oranına yükselmesi olduğunu belirtmişti.

Ekonomi ve İstikrar Programı'nda, bütçe açığının GSYH'ya oranının 2010 yılında yüzde 4, 2011'de yüzde 3,1, 2012'de ise yüzde 2,8 olarak öngörüldüğünü belirten Bakan, bu çerçevede 2009'da yüzde 12,7 olan bu oranın, 2013'te de yüzde 2 olarak şekilleneceği değerlendirmesinde bulunmuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir