“Çin’in folyo istilasına AB gibi önlem alalım”

Çin’den ithal edilen alüminyum folyo için yerli üreticilerin Ekonomi Bakanlığı’na yaptıkları başvurunun ardından resmi olarak damping soruşturması başlatıldı. Türkiye’ye yapılan folyo ithalatının yüzde 28’i Çin’den gerçekleştiriliyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sercan AKINCI

İSTANBUL - Çin’den gelen alüminyum folyoya karşı damping soruşturması başlatıldı. Yerli sanayicilerin Çin’den ithal edilen alüminyum folyo için haksız rekabete yol açıldığı gerekçesiyle Ekonomi Bakanlığı’na yaptıkları başvurunun ardından 21 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğle damping soruşturması resmen başlatıldı. Konuyla ilgili DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Kibar Holding Metal Grup Başkanı Haluk Kayabaşı, Çin’den gelen tehdidin ana sebebinin Shanghai’de bulunan alüminyum hammadde borsasının Çin devleti tarafından regüle edilerek fiyatlandırılması ve serbest pazar koşullarına göre hammadde fiyatı oluşturulmamasından kaynaklandığını aktararak, “Resmi Gazete’de 21 Aralık 2013’de yayınlanan tebliğ ile damping soruşturması resmen başlamıştır. Bundan sonra ilgili mevzuat uyarınca süreç işleyecek ve çıkan değerlendirmenin sonuçlarına göre anti-damping tedbirleri söz konusu olabilecektir” dedi. Aynı nedenle Avrupa Birliği’nin benzeri ürünlerde 2 yıldır anti- damping uyguladığına dikkat çeken Kayabaşı, önlem alınmaması halinde milli sanayiinin ciddi bir şekilde yara alacağını ve büyüme yerine küçülme eğilimine girilmesinin kaçınılmaz olduğunu savundu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2013’ün ilk 9 ayında Çin’den 7 bin 281 tonla 24,1 milyon dolarlık alüminyum folyo ithalatı yapıldı. Bu rakamlarla toplam ithalat içinde Çin’den yapılan ithalatın payı tonajda yüzde 28’e, ciroda ise yüzde 20’ye ulaştı. 

Çin’in yeni yatırımları endişe yaratıyor

Çin’den yapılan ve haksız rekabete yol açan alüminyum folyo ithalatı nedeniyle son 3 yıldır yerli üreticilerin pazar payında önemli kaymalar olduğuna dikkat çeken Kayabaşı, “Önümüzdeki dönemde Çin’in alüminyum alanında yaptığı yatırımlarının kendi iç tüketim artış beklentilerinin çok üstünde olmasından dolayı Çin’in ihracatının artması ve yerli üreticilerin pazar paylarının daha da azalması tehdidi ile karşı karşıyayız” diye konuştu. Kayabaşı ürünlere anti-damping uygulanması halinde trafik sapmasıyla haksız rekabete yol açacak şekilde gelmesine karşı da bütün ürünleri kapsayacak, uluslararası dış ticaret kuralı çerçevesinde ortak bir denetim mekanizması geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bir sektörde haksız rekabet sonucu kalıcı zararlar oluştuktan sonra bunun telafisi pek mümkün olmadığından haksız rekabete karşı alınacak tedbirlerin hızla, gecikmeden alınması büyük önem taşımaktadır. Her yıl ihtiyacımız olan milyonlarca yeni istihdamı yaratabilmemiz ve 2023 hedeflerine ulaşabilmemiz, ancak elimizdeki milli endüstriyel kaynakları muhafaza edip üzerlerine yeni yatırımlar yapabilmemizle mümkündür.”

Bu konularda ilginizi çekebilir