‘Trumponomics’te şimdi de Fed Başkanlığı tartışması

Trump’ın seçim kampanyası boyunca, ‘Yellen’ı görevden alacağım’ gibi sözlerle Fed Başkanı’nı hedef alması, akıllara 1980 başkanlık seçimlerinde Reagan ile dönemin Fed Başkanı Volker arasındaki gerginliği getirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Aydın ŞAHİNALP

DIŞ HABERLER - Tam 36 yıl önce dönemin Fed Başkanı Paul A. Volcker, 1980 başkanlık seçimlerinden zaferle çıkan Cumhuriyetçi lider Ronald Reagan’dan acil uyarı mesajı aldı. Mesajda Reagan’ın danışmanlarının büyük çoğunluğunun onayı ile ABD Merkez Bankası Fed’in kaldırılıp yerine faiz ve para politikalarını uygulamak için bilgisayar sistemine geçileceği belirtiliyordu. Şimdilerde ise Fed’in Demokrat lideri Janet Yellen, muzaff er Cumhuriyetçilerin merkez bankası üzerinde bazı yapısal değişiklikler yapıp yapmayacağı endişesiyle karşı karşıya.

Trump, düşük faizden yana olduğunu açıklamıştı

Yaklaşık üç yıldır Fed Başkanı Yellen, 2008 krizinden beri zayıf bir seyirdeki ekonomik büyümeyi canlandırmak için agresif bir yol izlemeye çalışıyor. ABD’nin yeni başkanı Donald J. Trump seçim kampanyası boyunca Yellen’ı hedef tahtasına koyarak, Fed’i çözüm yerine sorun üretmekle suçlamıştı. Trump, Fed’in yedi üyeli yönetim kurulunun çoğunluğunu önümüzdeki 18 ay içinde kendi adaylarıyla doldurabilir. Hatta görev süresi Şubat 2018’de dolacak Yellen’ın yerine başka bir ismi atayabilir. Ayrıca geçmişte de gündeme geldiği gibi Amerikan Kongresi’nde Fed’e faiz hamlelerinin dikte edilebileceği bir formül ya da yeni kısıtlamalar konusunda çalışabilir. Trump, kendisi gibi Cumhuriyetçi olan eski ABD Başkanı Reagan’ın yolundan gidip merkez bankasına müdahale etmeyebilir. 1980’de ABD Merkez Bankası eski Başkanı Paul Volcker ile bir araya gelen Ronald Reagan, Fed’in neden önemli bir kurum olduğunu sormuş, aldığı cevaptan da tatmin olmuştu. Merkez bankasının etkili olduğunu ve bir günah keçisi olarak görülebileceğini düşünen Reagan, Fed’i ortadan kaldırmadı. Üstelik seçim kampanyasında sert eleştirdiği ve görevden almayı düşündüğü Volker’ı 1983’te ikinci kez Fed’in başına atadı.

Reagan ile karşılaştırıldığında Trump’un niyetleri kısmen belirsiz. Çünkü kişisel tercihleri ve siyasi taahhütleri arasında bir gerilim bulunuyor. İşadamı olarak kredi kullanan Trump’ın lideri olduğu Cumhuriyetçi Parti uzun bir zamandır borç verenlerin menfaatlerin gözetmesiyle biliniyor.

Gayrimenkul yatırımcılığı bir geçmişten gelen Trump kendisini “Düşük faiz oranı taraftarı bir kişilik” olarak tanımlıyor. Taahhütleri arasında yüksek faiz oranlarıyla bağdaşmayan güçlü ekonomik büyüme yer alıyor. Siyasi gelecekleri kısa vadede ortaya koydukları ekonomik performansa bağlı olan politikacılar enfl asyon pahasına olsa da genellikle düşük faizi savunuyor. Fed’in siyasi baskıdan izole edilmesinin nedeni de budur. Trump’ın çevresindeki danışmaları kısa vadeli büyüme pahasına da olsa uzun süredir Fed’in enflasyonu kontrol etmeye odaklandığını iddia ediyor. Fed’in ekonomik faaliyeti artırmak için Wall Street’in önüne geçeçek kadar bile az etkiye sahip olduğunu savunuyorlar. Wall Street de Fed’in aşırı spekülasyonları teşvik ettiği konusunda uyarıyor. Trump çok çetin geçen seçim kampanyasında boyunca bu iddiaları çoğu kez dile getirdi. Eylülde yaptığı bir konuşmada Fed’i varlık fiyatlarını sürdürülemez yüksekliklere çekerek ‘suni bir ekonomiye’ arka çıkmakla suçlamıştı. Televizyonda canlı yayınlanan başkanlık münazaralarının ilkinde, “Büyük, şişman, çirkin bir balonun içindeyiz”ifadelerini kullanmıştı.

Fed konusunda Reagan’ın izinde gidebilir

Tüm bu açıklamaların gölgesinde, Trump ve Yellen’ın tıpkı Reagan- Volker arasında yaşanıldığı gibi ortak bir zemin bulmaları şaşırtıcı derecede kolay olabilir. Zira Trump’ın vergi kesintisi, kamu harcamalarının altyapı ve askeri alanlarda artırılmasını da içeren geniş kapsamlı teşvik planı ekonominin hızla büyümesine yol açıp Fed’in faiz artırımında elini güçlendirebilir. Trump’un ekonomik geçiş ekibini yöneten David Malpass’ın görüşlerinden Trump’ın Fed’i kendiyle başbaşa bırakıp maliye politikalarına odaklanacağı anlaşılıyor. Para politikasının yönü üzerinde çok fazla konuşulduğunu belirten Malpass, “ Vergi, ticaret, düzenleme ve enerji politikası reformlarını da içeren, yapısal reformlarla büyümeye odaklanılmalı” diyor.

ABD Merkez Bankası, dünya piyasalarda merakla beklenen faiz kararını 13-14 Aralık tarihleri arasındaki Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantılarının ardından açıklayacak. Piyasalarda Fed Başkanı Janet Yellen’ın perşembe günü senatoda yapacağı sunumda aralık ayı faiz artışına ilişkin ipucu verip vermeyeceği yakından izlenecek.

Faiz artış beklentisi yüzde 90'ı aştı

ABD başkanlık seçimleri öncesinde kısa vadeli faiz oranlarında değişiklik yapma konusunda ihtiyatlı yaklaşan Fed yetkililerinin aralık toplantısında faiz artırması bekleniyor. Piyasalarda Fed yetkililerinin 13-14 Aralık’taki toplantıları öncesinde faiz artırımı beklentileri yüzde 90’ı aştı. Investing.com’ın Fed faiz izleme verisine göre geçtiğimiz cuma günü yüzde 81.1 olan aralık faiz artış beklentisi yüzde 90.6’ya çıktı. Bu oran 8 kasımdaki ABD seçimleri öncesinde yüzde 71.5’ti.

Fed’de çoğunluğu ele geçirebilir

ABD’de iktidara geçen Trump yönetimi Fed’in liderliğini hızla elden geçirebilir. Yellen’ın 4 yıllık başkanlık dönemi 3 Şubat 2018’de doluyor. Fed’in iki numarası Stanley Fisher’ın görev süresi ise 12 Haziran 2018’de tamamlanacak. Trump ayrıca Fed’in yedi üyeli yönetim kurulundaki iki boş koltuğu doldurmak için hemen harekete geçebilir. Bu Trump’ın 2018 ara seçimde Fed Yönetim Kurulu’nda çoğunluğu ve kontrolü ele geçirmesi anlamına geliyor. Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) Fed’in izleyeceği para politikasını belirliyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir