CHP lideri Kılıçdaroğlu: 6 liderle ülkeye demokrasiyi getireceğiz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "6 lider, 6 genel başkan bir aradayız. Hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz. Demokrasiyi savunuyoruz. Bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı öncesinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Meclis'teki makamında bir araya geldi.

Daha sonra İmamoğlu ile grup toplantı salonuna geçen Kılıçdaroğlu, konuşmasında, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini, herkesin bunun farkında olduğunu savundu.

Türkiye'ye huzuru, kucaklaşmayı, helalleşmeyi getireceklerini, hiç kimseyi ötekileştirmeden 85 milyon insanı kucaklayacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, bütün halkına bunun sözünü verdiğini söyledi.

Kendilerine düşen görevin, Türkiye'yi bugün içinde bulunduğu zor atmosferden çıkarmak, gerçek anlamda demokrasiyi getirmek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün bunları azimle, kararlılıkla, sabırla gerçekleştireceğiz. 6 lider, 6 genel başkan bir aradayız. Hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz. Demokrasiyi savunuyoruz. Bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Beraber getireceğiz." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, önce demokrasiyi, ardından da hızla büyüme ve kalkınmayı sağlayacaklarını dile getirdi.

"İntikam duygusuyla bir devlet yönetilmez"

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'ı kastederek, bir partinin genel başkanının Kadıköy'de kendi ilçe binasına alınmadığını ve bunun ülkede demokrasinin bulunmadığının bir gösteresi olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Onlar şeytanlar ve bunu yapıyorlar, bizler de beraber mücadele edeceğiz" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bunun talimatla yapıldığını, talimat verenin kim olduğunu da çok iyi bildiğini söyledi. Taşkınlığa kapılmadan, sağduyuyla hareket ederek sandığı bekleyeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Sandık gelecek, gideceğiz oyumuzu kullanacağız, saray ve şürekasını hep beraber yolcu edeceğiz" dedi.

Pek çok haksızlık olduğunu bildiğini savunan Kılıçdaroğlu, 85-90 yaşındaki kişilerin, tuvalete gidemeyecek bir kişinin hapiste tutulamayacağını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, devletin intikamla değil adaletle, bilgiyle yönetilebileceğini kaydederek "İktidar sahiplerine sesleniyorum; Eğer '85-90 yaşında insanlar hapiste kalmasın' diyorsanız, her türlü katkıyı vermeye hazırız. Çünkü biz adaletten, doğruluktan, insan haklarından yanayız. İntikam duygusuyla bir devlet yönetilmez" değerlendirmesinde bulundu.

Kendilerine oy veren ya da vermeyen herkesin, bir olaya el attığında o olay çözülünceye kadar mücadelesini vereceğini bildiğini belirten Kılıçdaroğlu, bunun için pek çok vatandaşın derdini kendisine anlattığını aktardı.

"150 bine yakın taşeron işçi kadro bekliyor"

Kılıçdaroğlu, hala 150 bine yakın taşeron işçi bulunduğunu, bunların kadro beklediğini iddia ederek "Karayollarında 17 bin 200 kişi, Devlet Demir Yollarında 6 bin 300 kişi, PTT'de 14 bin 336 kişi, şeker fabrikalarında çalışan taşeron işçiler var. Bunlara da sözüm var. Hiç merak etmeyin. Allah nasip edecek, sizlerin oylarıyla geleceğiz, göreceksiniz. Her biriniz beklemeden kadro sahibi olacaksınız." dedi.

Kılıçdaroğlu, bir insan hakları ihlalini paylaşmak istediğini; Van Büyükşehir Belediyesindeki 306 taşeron işçinin, sözlü sınavı kazanamadığı için işten atıldığını öne sürdü.

Yargı yoluyla tekrar işe dönen ancak ikinci kez sözlü sınava alınan kişilerin yine kapının önüne konulduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, mahkeme kararı üzerine işçilerin üçüncü kez sınava girdiğini fakat 306 kişiden birinin bile sınavı kazanamadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına yahu, bu kadar büyük vicdansızlık olur mu? Kul hakkı yenir mi? Bu kadar haksızlık olur mu? Bu süreçte 6 işçi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerden birisi, Van'da çığ gelmişti, Cumhurbaşkanı danışmanını kurtarmak için gitti gönüllü olarak ve o kişi hayatını kaybetti. Bunun vebali kimin omuzlarında?" sorularını yöneltti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlü sınavda, "Barbie bebeğin yanındaki sevgilisi kim?", "40 Haramilerin lideri kim?", "Efsane Çeçen liderin adı nedir?", "Myanmar'daki havaalanının adı nedir?" sorularının sorulduğunu söyledi.

"Dayısı olmayanı sözlüde eliyorlar"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Merkez Bankası'nın önüne Kılıçdaroğlu niye gitti? Enflasyonla mücadele edin, iradenizi saraya ipotek etmeyin, yasanın sana verdiği görevi yerine getir diye gitti. Yapmadılar. Kılıçdaroğlu TÜİK'e niye gitti? İşçinin, emekçinin hakkını teslim edin diye gitti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın önüne niye gitti? Dayısı olmayanı sözlüde eliyorlar. Dayın varsa istersen sıfır puan alıp başlatıyor. Dayısı olmayanın arkasında durmak için onların hakkını korumak için gittim. Et ve Süt Kurumu'na niye gittik? Bu ülkenin çocukları süte, ete ihtiyaç duyuyorlar. Bu çocukların büyümesi, yeterli proteini alması lazım. Bunun için gittim. Ve son olarak Adalet Bakanlığı'na bütün milletvekili arkadaşlarımla beraber yürüdük. 6 yaşındaki bir çocuğa sistemli tecavüz edilmesi ve bunun karşısında iktidarın suskun olması... Diyorum ya bunlarda vallahi de billahi de vicdan yok, vallahi de billahi de ahlak yok, vallahi de billahi de erdem yok."

Devletin, savcıların, polislerin çalıştırılmadığını, sahte raporlar aldırıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Devleti çalıştırın" demek için Adalet Bakanlığına gittiğini ve sonrasında devletin refleksinin çalışmaya başladığını savundu.

Kılıçdaroğlu, adaletin peşinde sonuna kadar koşacağını, ülkeye adaleti getireceğini anlattı.

"Kur korumalı mevduata ödenen para 172 milyar lira"

İktidarın, devleti yönetemediğini, çalışan devletin engellendiğini öne süren Kılıçdaroğlu, eylülde 123 bin ton olan süt üretiminin ekimde 104 bin tona düştüğünü, süt veren ineklerin kesime gönderildiğini, çocukların süte ihtiyacı olduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'na bununla ilgili soru sorduğunu ve onun da her sabah 100 bin aileye süt dağıtıldığını söylediğini aktardı. Kılıçdaroğlu, "Onların yapamadığını yaptığımız için tahammül edemiyorlar. 'Bunları nasıl engelleriz?' diye sabah akşam oturuyorlar, bizi düşünüyorlar. Engelleyemezsin kardeşim. Sen çıkıp da bizi engellemeye kalkacağına kalk bu millete hizmet et" diye konuştu.

Okul sütü programının yeniden başlatılması gerektiğini, çiftçiye verilmeyen paranın tefecilere gittiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kur korumalı mevduata ödenen para bugüne kadar 172 milyar lira. Taş atıp kolu yorulmuyor, tarlaya gitmiyor, hayvana gitmiyor, ahıra gitmiyor, ağaca çıkmıyor, ağacı budamıyor, meyveleri toplamıyor, istihdam yaratmıyor, bir kişiye bile iş vermiyor ama parası var, bankaya yatırıyor, vergi vermiyor. Sıfır vergi. Kimse hesap soramıyor. Getir uyuşturucu parasını yatır oraya. Sonra çiftçiye 39 milyar lira, buna 172 milyar lira para ödüyorsun. Eğer ülkeni düşünüyorsan, eğer gerçekten sen de refah içinde yaşamak istiyorsan ve sen de 'Artık bu düzen değişmelidir.' diyorsan, artık 'Birileri çok yoruldu, onu yolcu etmemiz gerekir.' diye düşünüyorsan, bakacaksın, orada 6 oku, altında CHP yazdığını göreceksin. Alın terine değer veren, senin hakkını, hukukunu koruyan bir parti göreceksin. O partinin adı CHP'dir."

 

Bu konularda ilginizi çekebilir