İnşaat sektörü, Rusya'daki kaybını Suudi Arabistan'da telafi etmek istiyor

Türkiye Müteahhitler Birliği'nin raporu, savaş nedeniyle Rusya pazarında yaşanan kaybın Suudi Arabistan'la kapatılabileceğine dair beklenti olduğunu gösterdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından takip edilen İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nun Temmuz 2023 sayısını yayımladı. 

'Seçimlerin Ardından Ekonomide Rasyonelliğe Dönüş' başlıklı raporda, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler değerlendirildi.

Pay beklenenin gerisinde

Raporda, deprem sonrasında yeniden inşa çalışmalarının yarattığı ivmeyle inşaat sektörünün yılın ilk çeyrek döneminde son 20 çeyreğin en hızlı artışını kaydettiği ve milli gelirden yüzde 5,4 pay aldığı belirtildi.

Raporda, “Diğer taraftan 2016 yılında milli gelirden aldığı pay yüzde 9’a kadar çıkan inşaat sektöründe pozitife dönen görünüm halen geçtiğimiz yılların çok gerisindedir” denildi.

İki olumsuz öngörü

Çalışmada, İstanbul başta olmak üzere deprem riski yüksek şehirlerde kentsel dönüşüme olan talebin artış göstermesinin de gelecek döneme dair potansiyel yarattığı kaydedildi.

Buna karşın sektörün geneli için maliyet yükünde ve finansmana erişimde zorluğun artması öngörüleri çerçevesinde beklentilerin sınırlı olduğu dile getirildi.

Çalışmada, inşaat sektöründe son yıllarda gerek küresel gerek ulusal bazda yaşanan gelişmelerle beklenmedik biçimde artan girdi maliyetleri yüküne dair endişelerin sürdüğüne işaret edildi.

Raporda şöyle dendi: “Son olarak döviz kurunda yaşanan hızlı yükseliş ve para politikasında sıkılaşma adımları, gerek konut üreticileri gerek kamu ile çalışan müteahhitler açısından ek maliyetler yaratacaktır.”

Beklentiler neler?

Geçen dönemde maliyet artışı sorununun aşılamamasıyla teminat mektupları nakde çevrilen kamu projeleri üstlenmiş müteahhitlik firmalarına tek seferlik sicil affı getirilmesi yoluyla yasakların kaldırılması ve maliyet artışlarını karşılayacak oranda ek fiyat farkı düzenlemesi getirilmesi beklentisinin sürdüğü de vurgulandı. 

İş gücu bulmada zorluk

Depremlerle sektörde öne çıkan konut alanında yeni ve zorlu sorunların gündemde olduğuna işaret edildi. 

Çalışmada, Türkiye’nin yıllık konut ihtiyacının 800-850 bin olduğu düşünüldüğünde hükümet tarafından ilk aşamada deprem bölgesinde yapılması planlanan 600 bin dolayında konutun öneminin anlaşıldığı, ayrıca az hasarlı konutlarla birlikte bölgede 2 milyona yakın konutun yeniden inşasına ihtiyaç olduğu belirtildi.

Diğer taraftan söz konusu faaliyetler kapsamında işgücü bulmada çekilen zorlukların sektör temsilcileri tarafından dile getirildiği aktarıldı.

Rusya pazarına alternatif

Raporda öne çıkan tespitler şöyle:

- Türk inşaat sektörü, bu yılın ilk yarısında yurt dışında 7,5 milyar ABD Doları tutarında 110 proje üstlendi. Böylece sektörün ilk kez 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğü, 133 ülkede üstlenilen 11 bin 758 projeyle toplam 480,5 milyar ABD Doları olmudı.

 - Rusya - Ukrayna savaşının yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde yarattığı kayıp sürerken, sektör Rusya’daki kaybı bu yıl Suudi Arabistan’da hayata geçirilecek projelerle telafi etme hedefi doğrultusunda TMB koordinasyonunda çalışmalarına hız verdi.

- Yüksek girdi maliyetlerinin yanı sıra ödenek yetersizliği ve hakediş ödemelerinde yaşanan gecikmeler sektörü olumsuz etkileyen başlıca unsurlar.

Kredi verme iştahı düşük

- Müteahhitlik firmalarının bir süredir borçluluk oranlarının yüksek seyrettiği izlenmektedir. BDDK'nın Nisan 2023 verilerine göre sektörün toplam nakdi kredi hacmi de önceki yılın aynı dönemine göre %32 artarak 627,1 milyar TL olmuştur ve sektörde takipteki kredi oranı %4’tür.

- Diğer taraftan özel sektörün genelinde olduğu gibi piyasa faizlerinin halen yüksek ve bankaların kredi verme iştahının düşük olması nedeniyle firmalar için son dönemde finansmana erişim sorununun yaşandığı da bilinmektedir.

- Konut talebinde de kredilere erişimde sınırlamaların artmasının yanı sıra son aylarda mevduat faizlerinde yaşanan yükselişin yatırım amaçlı alımlar üzerinde baskı yarattığı değerlendirilmektedir.