Çinli firmalar yatırıma geliyor

Bakan Ergün, Sanny'nin de aralarında bulunduğu Çinli 4 firmanın yatırım için son kararlarını vermek üzere olduğunu bildirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, iş makinesi üretimi yapan Sanny'nin de aralarında bulunduğu Çinli 4 firmanın Türkiye'ye yatırım için son kararlarını vermek üzere olduğunu bildirdi.

Ergün, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bugün küresel bir krizi en iyi yöneten, dünyada krizi aşma noktasında örnek gösterilen ve krizden en az etkilenen ülkelerden biri olduğunu belirtti.

Türkiye'nin, bu yılın ilk yarısında yüzde 11 oranında büyüyerek, dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında olduğuna işaret eden Ergün, sanayi üretimi ve kapasite kullanımında, kriz öncesi seviyelere yaklaşıldığını kaydetti.

Bakan Ergün, Türkiye'nin bugün dünyada en çok güven duyulan ekonomilerin başında geldiğini ifade ederek, ''Son olarak dünyanın en çok iş makinesi üreten firmalarından biri olan Sanny firmasının da aralarında bulunduğu 4 firma daha, ülkemize yatırım için son kararlarını vermek üzere... Bu firmaların ülkemize yapacakları yatırım miktarı ise 400 milyon doların üzerinde... Yaptığımız görüşmeler ve bize ulaşan bilgiler, bu 4 firmayı birçok Çinli firmanın daha takip edeceği yönünde...'' diye konuştu.

Türkiye'nin, son 8 yılda, daha önceki kayıp yıllarını telafi ettiğini ve yeniden dünyanın lider ülkelerinden biri olmaya başladığını belirten Ergün, ancak yapılacakların bununla sınırlı olmadığını, daha yapılması gereken çok işin olduğunu anlattı.

Bakan Ergün, özellikle Türkiye'nin ekonomik gücünü artırmada, özel sektöre ve ihracatçılara büyük sorumluluk düştüğünü dile getirerek, Türkiye'den üç saatlik uçuş mesafesiyle 50'den fazla ülkeye ulaşmanın mümkün olduğunu dile getirdi.

2011 ihracat hedefi

Ergün, "Orta vadeli programda 2011 yılı ihracat hedefimiz 127 milyar dolar; ancak ben, dünyada ikinci bir dip yaşanmazsa, 2011 sonunda, 2008 rakamlarına yeniden yakalayacağımızı düşünüyorum" dedi.

2002 ile 2009 yıllarının kıyaslandığında, Türkiye'nin ihracatının, Yakın ve Orta Doğu ülkelerine yüzde 458, Türk Cumhuriyetlerine yüzde 448, Afrika'ya ise yüzde 500 oranında artış gösterdiğini ifade eden Ergün, 2009 yılında dünya ticaretinin yüzde 11 oranında azaldığı bir ortamda, Türkiye'nin Afrika kıtasına ve bir çok komşu ülkeye yaptığı ihracatın arttığını söyledi.

Ergün, kendilerinin bu yeni pazarlara açılma stratejilerini ortaya çıkarmasalardı, krizin etkilerinin daha derinden hissedileceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Böyle önemli bir konunun dahi siyasi istismar malzemesi yapıldığını, bizim bu gayretlerimizi 'bir eksen kayması' olarak niteleyenlerin çıktığını gördük üzülerek. Almanya İran'a, Fransa Suriye'ye ihracat yapınca eksenleri kaymıyor; ancak Türkiye komşularıyla ekonomik ilişkisini geliştirdikçe, ne hikmetse bizim eksenimiz kayıyor. Böyle bir anlayış kabul edilebilir bir anlayış değildir.

Üstelik Türkiye, sadece Ortadoğu'ya değil, dünyanın bütün coğrafyalarına açılım yapıyor ve yapmalıdır da. Yaz aylarında sayın Başbakanımızın Brezilya, Arjantin ve Şili gibi ülkelere yaptığı ziyaret sonrasında, bir siyasi parti lideri, 'senin haritada yerini bulamayacağımız ülkelerde ne işin var?' dedi. Türkiye'nin bu anlayışla bir yere varamayacağı açıktır, zaten özel sektörümüz de bu zihniyete kesinlikle sahip değildir."

Kur sorunu

Bakan Ergün, ihracatçıların önemli sorunları olduğunu bildiklerini ve bu sorunları yakından takip ettiklerini dile getirerek, herkesin, bu sorunlara bir yerden yaklaştığını, bulunduğu konumun gereklerine uygun yorumlar yaptığını anlattı.

"İhracat denince, akla ilk olarak Türk Lirasının aşırı değerli olmasından kaynaklanan kur sorunu geliyor" diyen Ergün, kurun ihracatçıları zor durumda bıraktığını, rekabet gücünü olumsuz etkilediğini bildiklerini söyledi.

Ergün, "Ancak kur ile ilgili yapılacak düzenlemelerin, bazı konuları iyileştirirken, diğer bazı konulara zarar verebileceğini de dikkate almamız gerekiyor. İyi hesaplanması gereken bir mesele olduğunu söylemek istiyorum. Kurun rekabet gücümüzü olumsuz etkilediği çok açık bir gerçek olsa da, rekabet gücünü belirleyen tek parametrenin kur olmadığı da bir gerçektir. İşte bugün kur 15 gün önce 1 ay önce tartıştığımız noktada değil. Bizde merak etmeyin biz TİM toplantısına gelirken 1,50 olur dedik bakın 1,50 oldu" diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir