Demirtaş: Lahey'de yargılanabilirler

HDP Lideri Demirtaş, partisinin Tunceli'deki mitinginde hükümetin içeride ve dışarıda büyük suçlar işlediğini iddia ederek, "Lahey Adalet Divanı'nda yangılanabilme ihtimalleri çıktı. İktidardan düşerlerse bu dosyalar önüne konulacak" ifadelerini kullandı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Gezi olayları ve Kobani'de öldürülen çocukların tamamının sorumluluğunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da olduğunu, Suriye'deki cihatçılara gönderilen silahların Cumhurbaşkanlığı'nın, Başbakanlığın gizli ödeneğinden alındığını söyledi. Demirtaş, "Zaten mevzu sadece hırsızlık değil. Çok suç var çok. İçeride ve dışarıda büyük günahlar ve büyük suçlar işlediler. Uluslararası ceza mahkemesinde Lahey Adalet Divanı'nda yangılanabilme ihtimalleri çıktı. Şimdi iktidardan düşerlerse bu dosyalar önüne konulacak" dedi.

"AKP kazanırsa Başbakanlık bitecek"

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Tunceli'nin Mazgirt ile Pülümür İlçesi'nde  parti binalarını ziyaret ettikten sonra yaklaşık 8 bin kişi seslendi. Mazgirt'te toplanan halka konuşan Demirtaş, Başbakan Davutoğlu'nu eleştirerek, aylardan bu yana Başbakanlık koltuğunun boş olduğunu öne sürerek şöyle dedi:
"Aylardır Başbakanlık koltuğu boş. Koltuğu boş gördüğü için Saray'daki de o koltuğu kendine mal etmeye çalışıyor. Başbakanı da, başbakanlığı da tanımıyor, Koltuğu da tanımıyor, Başbakan da garibim meydan meydan dolaşıyor oy istiyor. Kime oy istediği de belli değil. AKP'ye oy istiyor deseniz istediği oylar Cumhurbaşkanı'na gidecek bu Saray'dakini başkan yapacak, hükümet ortadan kalkacak. Yani AKP kazanırsa Başbakanlık bitecek, Ahmet Davutoğlu'na oy verilirse ortada Ahmet Davutoğlu diye bir şey kalmayacak. 'Oy verin. beni bitirin' demek istiyor. Saraydaki, meydan meydan dolaşıyor 'Davutoğlu'na oy verin' diyor ama halk ona oy verse ortada uygulanacak bir program yok. Çünkü tek başına bir kişi, kendi programını uygulayacak. Onun programı da belli; 'Başkan olacağım' diyor; yargı, rektörler, bütün üst yargı kurumları bana bağlanacak, parlamento emrimde olacak, basın emrimde olacak. Cumhurbaşkanı'nın ülkeye dayattığı program AKP eliyle halka onaylatılmaya çalışılıyor. Yani AKP'ye verilecek her oy hükümetin ortada kalkması, parlamentonun feshedilmesi aslında diktatörlüğe verilmiş oy anlamına gelecek." 

"Diyanet İşleri Başkanı istifa etmeli"

7 Haziran akşamı Başbakan ya da Cumhurbaşkanı'nın balkonda konuşamayacağını ileri süren Demirtaş, bunun için biraz daha sabır ve biraz daha disiplinli çalışmaya ihtiyaçları olduğunu söyledi. Demirtaş, şöyle devam etti:
"Biz haklı, meşru bir noktada duruyoruz. İnançlara, dinlere hakaret etmeden, inançlara dinlere özgürlük vaadiyle yürürken onlar din yalanıyla din tüccarlığıyla oy toplamaya çalışıyor, ama bunu yine başaramıyorlar. Artık din tüccarlığının da para etmediğini gördüler. Yalan ve iftiralar artık çuvallarına sığmıyor. Mızrak çuvala sığmıyor. Haklı olduğumuz ortaya çıktı. Diyanet İşleri Başkanı 1 trilyonluk makam aracını geri iade etti. Şimdi şunun da yapılması lazım. Diyanet İşleri Başkanı'nın, ibreti alem olsun diye istifa etmesini bekliyoruz. Kendini harcatmasın, 3 günlük dünyadır hepimiz öleceğiz. Hepimiz öleceğiz ve hepimiz huzura çıkacağız, hesap vereceğiz. O din alimi, din profesörüdür onun kadar din bilgimiz yok ama kimin imanı ne kadardır onu sadece Allah bilir. Diyanet İşleri Başkanı'nın harcadığı tüm harcamalar bizim vergilerimizle yapılıyor. Başkan bu saatten sonra Alevilerden, Sunnilerden ve herkesten özür dileyerek istifa etmelidir."

"Suriye'de tampon bölge Türkiye'yi felakete sürükler"

Demirtaş Mazgirt"in ÖDP'li Belediye Başkanı Tekin Türkel'i makamında ziyaret ettikten sonra hükümetin Suriye politikasını eleştirip, Türkiye üzerinden gruplara silahlar gönderildiğini ileri sürdü. Demirtaş, şöyle dedi:
"Oradaki Özgür Suriye Ordusu adı altında gönderilen silahların da cihatçı grupların özellikle El Kaide ve El Nusra ve IŞİD benzeri grupların eline geçtiği ve bilerek gönderildiği bunlar ciddi iddialar olarak tartışılıyor. Şimdi bu iddialar somutlaşırsa IŞİD eliyle gerçekleştirilen vahşi barbarca katliamların sorumlularının uluslararası ceza mahkemesinde yargılanmasını gündeme getirecek. Bunlardan biri de şuanda ülkemizin Cumhurbaşkanı'dır. Dolayısıyla bütün bu suçlar, bütün bu işlenen cinayetler, hukuksuzluklar ortaya çıkmasın diye bugün HDP'ye yönelik muazzam bir çirkin saldırı, kirli saldırı yalan ve iftira propagandası yapılıyor. Ama ben şunu söyleyeyim. Biz haktan, adaletten, vicdandan yanayız. Bu nedenle HDP olarak asla geri adım atmayacağız. Kim sorumluysa Türkiye'nin içinde ve dışında olanlardan hepsi mutlaka hesap vermelidir. Hırsızından, yalanından, talanından, soygunundan, katliamından sorumlu olanlar mutlaka hesap vermelidir. Bunun günü gelecektir. Şimdi Suriye'de tampon bölge oluşturulması için özellikle Suudi Arabistan ve Katar'ın yeniden bir sunni blok etrafında Suriye'deki hareketlenmeyi güdeme getirmesi canlandırmaya çalışması, Türkiye'nin de bu senaryo içinde olması bir tampon bölge hevesiyle tartışmaları gündeme taşımaları hayra alamet değil. Bu son derece yanlış bir adım olur seçim öncesi ve seçim sonrası Türkiye'yi felakete sürükleyecek bir girişim olur. Türkiye'nin elindeki teskereye güvenerek asla Suriye'ye işgale yönelik ya da tampon bölgeye yönelik bir hamle yapmaması lazım. Bu hem Suriye'deki iç savaşı çıkılmaz hale getirir, Allah korusun bir anda bölge savaşına da dönüştürebilir. Biz halklar olarak asla böyle bir Çılgınlığa izin vermeyeceğiz. Yani birileri sultan birileri başkan olsun diye memleketin yoksul fakir fukara çocukları can diyecek bir şey yok bu gidişatı biz durduracağız."

Demirtaş, AK Parti'nin her türlü çılgınlığı yapabileceğini ancak, bir- iki gün içerisinde ordunun Suriye'ye gireceğine dair ellerinde bilgi ve belge olmadığını ifade ederken, "Bu iddialar konuşuluyor, bizler de izliyoruz. İnşallah kimse böyle bir çılgınlığa cesaret etmez tabii ki. Fakat ben böyle bir duruma çok ihtimal vermiyorum doğrusu" dedi.

"Lahey'de yargılanma ihtimalleri çıktı"

Demirtaş, daha sonra geçtiği Tunceli kent merkezindeki Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan yaklaşık 8 bin kişiye seslendi. Gezi, Kobani direnişinde katledilenlerin tamamının sorumluluğu Cumhurbaşkanı'nda olduğunu ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:

"Henüz Başkan da olmadı. Daha anayasa onu başkan ilan etmedi ama hiç kimse ondan hesap soramıyor. Suriye'de yaptıkları ve yaptırdıkları, IŞİD'e, El Nusra'ya, El Kaide'ye gönderdiği silahlarla orada sivil katliamları yapıldı. Adana'da durdurulan TIR'ların içinde insani yardım vardı diyorlar. Türkmenlere insani yardım gönderiyorduk efendim orada savcılar falan durdurdular o nedenle onları tutukladık. Bakın AKP'yi tanırız değil mi? Eğer o TIR'ların içinde insani yardım olsaydı, durdurulan TIR'ların yanına bütün medyayı seferber etmezler miydi? Suriye'de cihatçılara gönderilen silahların parası Cumhurbaşkanlığı'nın, Başbakanlığın gizli ödeneğinden alındı. Hem öyle bazıları resmi alımla değil Suudi ve Katar şeyhleri ile oradaki petrol şeyhleri ile yan yana geldiler, birlikte gizli bir bütçe oluşturdular. Büyük bir para ayırdılar bu işe oradaki cihatçı, selefi grupları bu şekilde desteklediler. Nakit para verdiler, silah verdiler, lojistik destek verdiler. Eğitim desteği verdiler. Hatay'ı açtılar, Gaziantep'i açtılar, Antalya ve İstanbul'da lüks otellerde toplantılar yaptılar. Peki bu katiller ne yaptı, Kobani'de gördük, Rojova'da gördük, Lazkiye'de Alevi katliamı yaparken gördük. Daha birkaç gün önce Türkiye sınırında Alevi katliamında o silahların nasıl kullanıldığını bu vahşet örgütü, bu tecavüzcü örgüt ,bu barbar örgütü sırf AKP kendi iktidarını güçlendirsin diye Suriye'deki iç savaşa müdahale ederek, oraya savaş ihraç ederek içeride ve dışarıda kendi saltanatını kursun diye bu vahşet örgütü desteklendi. Bunlar insanlık suçu işte, niye şimdi gitmek istemiyorlar anlıyor musunuz? Sadece mevzu hırsızlık değil. Çaldıkları götürdüklerinin haddi hesabı yok. Zaten mevzu sadece hırsızlık mevzusu değil, çok suç var çok. İçeride ve dışarıda büyük günahlar ve büyük suçlar işlediler. Uluslararası ceza mahkemesinde Lahey Adalet Divanı'nda yangılanabilme ihtimalleri çıktı. Şimdi iktidardan düşerlerse bu dosyalar önüne konulacak. Niye bu kadar ahlaksızca bize saldırıyorlar anlaşılıyor mu? Bu kadar panik ve korkuyla HDP'yi baraj altında bırakmaya çalışıyorlar. HDP baraj altında kalırsa süper olurmuş, süperi göreceğiz. 7 Haziran geldi yaklaştı nasıl süper olur hep birlikte göreceğiz. "

Bu konularda ilginizi çekebilir