TBMM, Anayasa değişikliği teklifini görüşüyor

TBMM Genel Kurulu'nda Anayasa değişikliği teklifinin 12, 13, 14 ve 15. maddeleri de kabul edildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA -  Anayasa değişikliği teklifinin 12, 13, 14 ve 15. maddeleri de kabul edildi.

Genel Kurulda, bugün askeri kişilere sivil yargı yolunu açan 16. madde ile Anayasa Mahkemesinin yapısını yeniden düzenleyen 17. ve 18. maddeleri ele alınacak.

Genel Kurulun dünkü mesaisi yaklaşık 15 saat sürdü. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, son olarak 15. maddenin kabul edilmesinin ardından bugün saat 12.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı.

Beş madde daha kabul edildi

Anayasa değişikliği teklifinin 12. maddesine 336 kabul, 70 ret oyu verildi. 408 milletvekilinin katıldığı oylamada 336 kabul, 70 ret, 1 çekimser, 1 boş kullanıldı.

Teklifin 12. maddesiyle, Anayasanın "Yargı Yolu" başlıklı 125. maddesinde değişiklik yapılarak, Yüksek Askeri Şuranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açılıyor.

Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacak, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamayacak.

Anayasa değişikliği teklifinin 13. maddesine 338 kabul, 70 ret oyu verildi.

Teklifin 13. maddesiyle, Anayasa'nın devlette memur çalıştırılmasına ilişkin hükümler içeren 128. maddesine "Ancak, mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır" fıkrası ekleniyor. Bu düzenlemeyle, Anayasanın 53. maddesindeki değişiklikle memurlara tanınması öngörülen "Toplu sözleşme hakkı" 128. maddeye yansıtılıyor.

14. maddede gizli oylamaya 408 milletvekili katıldı. Oylamada 336 kabul, 71 ret oy verildi, 1 oy da boş çıktı.  

Teklifin 14. maddesiyle, Anayasanın, memurların disiplin kovuşturması konusunda hükümler getiren 129. maddesinde değişiklik yapılarak, uyarma ve kınama cezaları da yargı denetimine açılıyor.

Anayasa değişikliği teklifinin 15. maddesine 335 kabul, 71 ret oyu verildi. 

Teklifin 15. maddesiyle, Anayasa'nın "Hakimler ve Savcıların Denetimi" başlıklı 144. maddesinde değişiklik yapılıyor. Buna göre, adalet hizmetleri ile savcıların idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hakim ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılacak.

"İhraç kararlarının YAŞ'la hiçbir alakası yok"

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, "ihraç kararlarının Yüksek Askeri Şura kararlarıyla hiçbir alakası olmadığını" söyledi.

Gönül, Anayasa değişikliği teklifinin 12. maddesinin üzerinde soruları yanıtladı. "Bedelli askerlikle ilgili yeni bir düzenleme yapmaya bugün için ihtiyaç yoktur" diyen Gönül, bu konuya ilişkin yazılı sorulara ve Komisyondaki sorulara da aynı doğrultuda cevap verdiğini kaydetti.

Askerlik Kanunu'nda "Her celp yılından evvel o yıl silah altına alınacak miktar, kaynak olarak Milli Savunma Bakanlığınca tespit edilerek Genelkurmay Başkanlığına bildirilir. Genelkurmay Başkanlığı da Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç miktarını tespit ederek Milli Savunma Bakanlığına bildirir. O yıl askere alınacakların tamamı, mevcut celp sistemine uygun olarak temel askerlik eğitimine tabi tutulur. Her celp döneminde eğitim merkezlerine sevk edilen miktar Genelkurmay Başkanlığınca belirlenenden fazla ise ihtiyaç fazlası olan yükümlüler, temel askerlik eğitimini müteakip, o yılın 1 Ocak tarihindeki T.C Merkez Bankası döviz alış kurları esas alınarak, dövizle askerlik için tespit edilen miktarın yarısının karşılığı Türk Lirası bedel ödemek veya istekte bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapmak suretiyle askerlik hizmetlerini yerine getirmiş sayılırlar" şeklinde düzenleme olduğunu bildiren Gönül, bu düzenlemenin aksi bir görüş bildirmesinin mümkün olmayacağını söyledi.

"Terfi işlemi, Askeri Şura'da görüşülmeye devam edilmelidir"

Askeriyeden ilişik kesme ve Yüksek Askeri Şura kararlarına ilişkin sorulara da yanıt veren Gönül, ilişik kesme kararlarının, Şura kararlarının sağladığı disipline halel getirmemesi gerektiğini kaydetti.

Gönül, "Terfi işlemi, Askeri Şura'da görüşülmeye devam edilmelidir; hiçbir şekilde yargı denetimine bunun açılması doğru olmaz. Vaktiyle açıktı ama yargının terfi ettirdiği kişiler ile Askeri Şura'nın terfi ettirdiği kişiler arasındaki uyuşmazlık, disipline etki edecektir. Bu sebeple Askeri Şura'nın kararlarının yargıya açık olmadığı kesin vurgulanmalıdır" diye konuştu.

Yüksek Askeri Şura'nın ihraç kararlarına da değinen Gönül, şunları kaydetti:

"İhraç kararlarının Askeri Şura'yla hiçbir alakası yoktur. İhraç kararları, kurullardan geçtikten sonra kurulların kararları ihraç şeklinde tecelli ederse bu ilgili kuvvet komutanı tarafından Savunma Bakanlığı makamına arz edilir. Bakanın uygun görmesiyle ihraç tamamlanmış olur. Astsubaylarda böyledir. Subaylarda ise üçlü kararname ile olur. Demek ki Askeri Şura'ya gitmeksizin ihraç etmek mümkündür ve normal yolu budur.

Ancak, 1983 yılında, kanunda yapılan bir değişiklikle 'Genelkurmay uygun gördüğü, gerekli gördüğü dosyaları Askeri Şura'ya sevk eder' denilmiş. 1542 personel Askeri Şura'dan geçerek ihraç edilmiş. Bunun 615'i subay, 927'si astsubay. Bunlar yargıya gidememişler. Bunun dışında binlerce kişi ihraç yapılmıştır önceden ama bunlar Askeri İdare Mahkemesi'ne gidememiştir. Bizim de muhalefet şerhi koymamız bundan kaynaklanmaktaydı. Bu ikili ayrımı takdiren yapan makama saygı duymadığımızdan değil ama anayasal hükümlerin bunun da üzerinde olduğunu düşünmemizden kaynaklanıyor."

Önergerler reddedildi

Anayasa değişikliği teklifinin 12. maddesi üzerinde 7 değişiklik önergesi verildi. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Anayasanın herkese savunma hakkı verdiğini belirterek, ihraç kararlarına yargı yolunun açılmasının yerinde bir düzenleme olduğunu, ancak terfilerin de yargı denetimine açılması gerektiğini savundu. Kaplan, referanduma gidilmesi halinde 500 milyon lira civarında masraf yapılacağını, Meclisin en az 1 ay çalışamayacağını kaydederek, referandum için verilen emekler karşısında Türkiye'ye bir fayda sağlanamayacağını ileri sürdü.

CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına atıfta bulunulduğunu belirterek, şimdiye kadar Yüksek Askeri Şura kararları doğrultusunda yapılan müracaatların AİHM tarafından kabul edilmediğini savundu.

Öymen, Çek Cumhuriyetinde 2 ay önce aşırı sağcı bir partinin kapatıldığını belirterek, Almanya'daki parti kapatmalarına ilişkin düzenlemelerde, kapatma gerekçesinde şiddet aranmadığını, sadece demokrasiye zarar veren partilerin kapatabildiğine dikkati çekti.

Anayasa değişikliği teklifi üzerindeki önergeler reddedildi.

 

@page@

"Rüzgar ekiyorsunuz, fırtına biçeceksiniz"

Madde üzerinde MHP Grubu adına söz alan Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın, "orduyu yıpratma çabalarının sürdürüldüğü bir ortamda Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiyerarşik yapısı dışındaki odaklardan emir alacak personelin doğuracağı mahsurların her zamankinden daha yüksek bir tehdit olarak mevcut olduğunu" belirterek, değişikliğin yeniden düşünülmesini istedi.

Şimdiye kadarki anayasa değişikliklerinin uzlaşmayla yapıldığını belirterek, uzlaşma sağlanmadan teklif getirilmesini eleştiren Yalçın, "Gittiğiniz yolun sonu çıkmaz sokaktır. Rüzgar ekiyorsunuz, fırtına biçeceksiniz" görüşünü dile getirdi.

CHP Grubu adına söz alan, Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimi dışında bırakılmasının eleştirildiğini anımsatarak, Cumhurbaşkanının tek başına verdiği bazı kararların da yargı denetimi dışında olduğunu ifade etti. Mengü, "Cumhurbaşkanı sizin çekirdek kadronuzdan olduğu için mi tek başına verdiği kararları yargı denetimi dışında bırakıyorsunuz" dedi.

'Yerindelik denetimi yapılmamasına" yönelik değişikliğin ise Danıştay'ın bazı kararlarından rahatsızlık duyulduğu için getirildiğini savunan Mengü, Danıştay'ın devre dışı bırakılmak istendiğini iddia etti. İktidarların yargıdan çekinmemesi gerektiğini ifade eden Mengü, "Çekinirlerse hepimiz için telafisi zor sonuçlar ortaya çıkar" diye konuştu.

Mengü, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun geçmişte söylediklerine aykırı görüşler dile getirdiğini savunarak, "Çocuklara üniversitede söylediklerinizi burada söyleyeceksiniz" diye konuştu.

CHP grup önerisi reddedildi

Öte yandan, TBMM Genel Kurulunda Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller ile 1915 olaylarına ilişkin bugün genel görüşme yapılmasına ilişkin CHP'nin grup önerisi reddedildi.

CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, protokollerde "muğlak ve sağık gibi her tarafa çekilebilecek ifadeler" olduğunu ileri sürdü.

Ermenistan Anayasa Mahkemesinin aldığı kararla, "Kars ve Moskova Antlaşmalarının geçersiz olduğu, Ermenistan'ın Doğu Anadolu Bölgesindeki toprak taleplerinin meşru olduğu, 1915 olaylarına ilişkin iddialarının tartışmasız gerçek olduğu ve Dağlık Karabağ ile protokollerin herhangi bir bağı bulunmadığı" konularının Türkiye'ye dayatıldığını savunan Elekdağ, Türkiye'nin bu kararlara itirazının ise protokollerin Zürih'teki imza töreninde temsilci bulunduran ülkeler tarafından haksız bulunduğunu iddia etti.

Elekdağ, "Protokollerin TBMM'de kabul edilme şansı sıfırdır. Protokollerin Mecliste tutulması 'onaylanacak' gibi yorumlanabilir. Bu da Türkiye'ye baskı yöneltebilir. Protokollerin Meclisten çekilerek, çöpe atılması zorunludur" diye konuştu.

"Temel hedef tekrar bizi birbirimize düşürmek"

TBMM Başkanvekili Meral Akşener, Anayasa değişikliğine ilişkin olarak, "Temel hedef, tekrar bizi birbirimize düşürüp, kamplaştırıp, kutuplaştırıp, işsizliği, insanların problemlerini, gıda pahalılığını, tarım ve hayvancılığın ne halde olduğunu, gencecik insanların iş arama çabasının yansımalarının üstünü örtecek bir seçim çalışmasına sebep olmaktır" dedi.

Akşener, MHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen "Ekonomik Krizin Türkiye Üzerindeki Etkisi, Türkiye Ekonomisi ve KOBİ'ler" konulu panel öncesi gazetecilerin sorularını cevapladı.

Çocuk suçları konusunun gündeme gelmesinin gerekli olduğunu dile getiren Akşener, öncelikle çocukları suça iten nedenlerin açığa çıkarılması gerektiğini söyledi.

Akşener, Anayasa değişikliği konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:

"Temel hedef, tekrar bizi birbirimize düşürüp, kamplaştırıp, kutuplaştırıp, işsizliği, insanların problemlerini, gıda pahalılığını, tarım ve hayvancılığın ne halde olduğunu, gencecik insanların iş arama çabasının yansımalarının üstünü örtecek bir seçim çalışmasına sebep olmaktır. Bu kamplaşma, bunları konuşmamızı engelleyecek."

Meral Akşener, "Habur'dan giriş yapan PKK'lıların yargılamasının yapılacağı yerde asılı Türk Bayrağı ve Atatürk resminin indirildiği" iddiasına ilişkin, grup içinden birinin, bu kişilerin "tahrik ve provake olmaması için" indirilmesini önerdiğini kaydederek, "Ben bu sözleri 'hakim dedi' demiyorum. İki kişi bu konuşmayı yapıyor, sorun olur deniyor ve kaldırılıyor. Bu vahim bir hadisedir" diye konuştu.

"İyi ki teğet geçmiş"

MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, 2002 yılından bu yana AKP döneminde istikrarın aksine Türkiye'nin sürekli gerildiğini ifade ederek, işveren, işçi, memur, emekli, çiftçinin rahatsız olduğunu ve toplumun küçük bir kesimi dışında rahatsızlık hissedildiğini söyledi.

2003-2008 döneminde dünyanın en yüksek büyüme hızına eriştiğini, yükselen piyasa ekonomilerdeki büyüme hızının yüzde 7,2 ve Türkiye'nin yüzde 4,2 olduğunu anlatan Paçacı, "Dünya ekonomisi ve gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin altındaki büyüme, aslında Türkiye'nin bu ülkelere göre küçüldüğünü, başka bir ifadeyle fakirleştiğini göstermektedir" dedi.

Orta Vadeli Programla, ekonominin temel problemlerinin çözülemeyeceğinin ortaya çıktığını savunan Paçacı, krizin etkileri konusunda, "Dünya yüzde 1,1 küçülüyor, krizin merkezi ABD yüzde 2,7 küçülüyor, teğet geçen Türkiye yüzde 4,7 küçülüyor. İyi ki teğet geçmiş, bir de teğet geçmeseydi halimiz ne olurdu bilmiyorum" yorumunu yaptı.

Paçacı, MHP'nin sayısal, niteliksel ve tecrübe olarak en yetkin ekonomi kadrosuna sahip siyasi parti olduğunu kaydederek, Türkiye ekonomisinin temel problemlerinin siyaseten çözüm adresinin MHP olduğunu belirtti.

KOBİ'lerin her geçen gün dünya ekonomisindeki rollerinin arttığına işaret eden Paçacı, KOBİ'lerin rekabet gücünün artırılması için üretim maliyetlerinin düşürülmesi, düşük faizli kredi, satış garantisi gibi önlemler alınması gerektiğini söyledi.

Genel çocuk affı

Cihan Paçacı, gazetecilerin sorularını cevaplarken, bedelli askerliğe ilişkin soruya, "Türkiye'de terör varken, şehit cenazeleri gelirken askerliğin bedelli olmasını konuşmak doğru değil" karşılığını verdi.

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı anlamlı kılmak amacıyla genel bir çocuk affının yararlı olacağını düşündüklerini ifade eden Paçacı, "Bunun hükümet tarafından tartışılıp, gündeme getirilip, gerçekleştirilmesinin, 90. yılda çocuklara çok iyi bir armağan olacağı kanaatindeyiz" dedi. Paçacı, şu görüşleri dile getirdi:

"Çocuk çocuktur. Taş atan da suç işlemiştir, baklava çalan da suç işlemiştir. Bunları birbirinden ayırmamak gerekir. Tabii sadece afla değil, çocukları suça iten sebepleri de ortadan kaldıracak tedbirler geliştirilmelidir. Ama en azından çocuklara yönelik olarak işe bir afla başlanılmasının çok yararlı olacağı kanaatindeyiz."

 

 Azerbaycan'ın hangi sorunu çözülecek

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan, uluslararası konularda Türkiye'nin milli menfaatlerinin gözetilerek, konuşmaların yapılması gerektiğini, konuyla ilgili görüşmelerin yapılabilecek bir kapalı oturumda tartışılabileceğini söyledi.

Hükümetin, protokoller konusunda tüm siyasi partileri bilgilendirdiğini belirten Mercan, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, Azerbaycan Dağlık Karabağ sorununu gündemden çıkardığını söylerseniz, size yazıklar olsun. Başbakan'ın konuyla ilgili sözleri ortada. Uluslar arası ilişkiler vizyon ister, ciddiyet ister. Statükonun devam etmesiyle Azerbaycan'ın hangi sorunu çözülecek? Uzun yıllardır uyuyan Dağlık Karabağ meselesini dünya gündemine Türkiye getirmiştir. Amaç, Azeri kardeşlerimizin kendi topraklarına dönmesini sağlamaktır" diye konuştu.

Mercan, protokollerin Komisyon gündemine alınmasının koşulları olduğunu belirterek, Azerbaycan'ın problemlerini çözmek istediklerini, Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesini istediklerini söyledi.

MHP'nin sanayi sektörü sorunları önergesi

MHP'nin, sanayi sektörünün sorunlarıyla ilgili Araştırma Önergesinin bugün görüşülmesini içeren grup önerisi reddedildi.

MHP, TBMM Danışma Kurulu toplanamadığından grup önerisini Genel Kurula taşıdı.

Öneri lehinde konuşan MHP Adana Milletvekili Yılmaz Tankut, sanayi sektörünün "sıkıntılı ve vahim durumda olduğunu" savunarak, imalat sanayinin kapasite kullanım oranının 2007 yılından beri düştüğünü, yerel seçim öncesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sanayide ucuz elektrik kullanımı konusunda verdiği sözü yerine getirmediği görüşünü dile getirdi. Tankut, iktidarın Anayasa değişikliği gibi "suni gündemlerle" ülkenin gerçek sorunlarını göz ardı ettiğini savunarak, "Asıp kesen Başbakan'a artık sanayicilerin de söyleyecek sözü yok" dedi. Konuşmaların ardından  MHP'nin grup önerisi reddedildi.

Bu konularda ilginizi çekebilir