2015’te de siyaset ekonominin önüne geçecek

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

 

Bir yılı daha geride bıraktık. Yeni yıla dünya ve Türkiye önemli siyasi ve ekonomik sorunlarla
giriyor. Görünen o ki, ülkemizde 2015’te de siyaset ekonomiye ağır basacak. Daha şimdiden
bunun işaretleri görülmeye başlandı. Yerli ve yabancı basında, Türkiye’nin demokrasiden ve
laiklikten giderek uzaklaştığı; Sünni-İslamcı bir idareye kaydığı yolunda haberler artıyor. New
York Times’daki yazısında Andrew Finkel bu konuya dikkat çekiyor (“Brave New Turkey”, NYT,
Aralık 2014). 2000’lerin başında şimdiki Cumhurbaşkanı, o zaman ki Başbakan Tayyip
Erdoğan’ın ülkeyi Irak Savaşı’nın dışında tutarken, AB ile de ilişkilerin gelişmesine çaba
gösterdiğini belirten Finkel; ekonomik reformların halkta ileriye dönük umutları artırdığını, fakat
daha sonra hükümetin politikasını değiştirdiğini yazıyor. Finkel, Erdoğan’ın iç ve dıştaki sert
politikasının Türkiye’nin prestijini sarsması dışında, AB değerlerine de ters düştüğü; topluluk ile
Türkiye arasındaki ilişkilerin zedelenme noktasına geldiği görüşünde. O halde şunu sormak
gerekiyor; AKP, tam üyelik konusunda başından beri samimi miydi? Yoksa bunu, bazılarının iddia
ettiği gibi gizli ajandasındaki İslamcı yönetim tarzını toplum yaşamına hakim kılmak için bir
kaldıraç olarak mı kullandı? Söylemler ve icraatlar ikinci görüşü doğrular nitelikte; AKP’nin
amacının aslında hiç bir zaman laik ve demokratik bir Türkiye olmadığını, asıl amacın İslamcı
otoriter bir yönetime giden yolda zaman kazanmak olduğunu düşündürüyor. Zaten, Parti’nin
İstanbul İl Başkanı da liberal ve demokrat kesimlerle ittifakın sonuna gelindiği, inşa edilecek yeni
Türkiye’nin bu kesimlerin hoşuna gidecek bir Türkiye olmayacağını deklare etmemiş miydi?
Gelişmelere bu çerçeveden bakmak lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son zamanlarda AB karşıtı
söylemleri tam üyeliğe gidecek sürecin hızlandırılmasını talep etmek bir yana, köprüleri atmayı
amaçladığını düşündürüyor. Demokrasi ve laiklikten uzaklaşan, eğitimi din eksenine oturtan
politikaların bir amacı da bu olabilir. AKP’nin bir zamanki destekçileri liberal ve demokratların
hoşuna gitmeyecek yeni Türkiye, AB’nin hoşuna hiç gider mi? Aghsam, siyasal İslam ve
Osmanlıcılık özleminin Türkiye’nin AB’ye üye olmak istemesindeki geleneksel gerekçelerle
uyuşmadığı gibi, Avrupa’da, özellikle de Türkiye’nin tam üyeliğine sıcak bakmayan Almanya,
Avusturya, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerde şüpheyle karşılandığını belirtiyor (Aghsam, A. R.,
2011. Turkey’s EU Quest and Political Cleavages under AKP, Review of European Studies, Vol.
3, 1, 43-53). Avrupa, Türkiye’de rahatsızlık yaratan laik ve anti-laik kutuplaşmasının hiç bir zaman
kendi yaşam alanına girmesine izin vermez. Türkiye’ye tam üyelik yerine imtiyazlı üyelik teklifi
sunulmasının nedeni de budur.
***
Orta Öğretim Yönetmeliği'nde yapılan değişiklik, İmam-Hatip liselerinin sayılarının artırılması,
orta öğretimde kız çocuklarının derslere başörtüsüyle girebilmelerine imkan veren düzenleme ve
düz liselerin İmam-Hatiplere dönüştürülmesi tamamen ideolojiye dayalı düzenlemeler. Bunlar,
AKP veya benzer ideolojideki partilerin ileri ki yıllarda iktidarını garantiye alacak dindar gençliğin
yapı taşlarını oluştururken, Türkiye’yi de demokrasiden giderek uzaklaştırmayı amaçlıyor.
Önümüzdeki yıllar Türkiye açısından oldukça çetin geçecek. Ortadoğu’daki mezhep çatışmaları
ve terör olaylarının uzunca bir süre daha devam edeceği kesin. Umarız, bunlar Türkiye’ye de
bulaşmaz. Bir türlü rayına oturmayan dünya ekonomisi, büyümeyi yavaşlatma dışında, Türkiye’de
siyasi istikrarsızlığın ve kutuplaşmanın artmasına da yol açabilir. Etnik köken ve mezhepler
ekseninde gelişebilecek istikrarsızlık ve sürtüşmeler artarsa, sadece Batı ile ilişkiler zedelenmez,
ekonomi de bundan büyük zarar görür. Türkiye’nin AB ile ilişkilerini geliştirmesi ekonomi ve
demokrasisini geliştirmesine katkısı dışında, ABD ve komşu ülkelerle ilişkileri açısından da önem
taşıyor. Dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olmak istiyorsak, gelişmeleri iyi okumamız lazım.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016