Anketlere bakın anketlere!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Onlarca araştırma şirketi var ve gün geçmiyor ki 24 Haziran ile ilgili bir anket yayınlanmasın. Ama iyi de sonuçlar biraz olsun birbirine yakın olur değil mi...

Cumhurbaşkanı seçiminin 24 Haziran’da bitip bitmeyeceği konusunda bile görüş birliği yok. Kimine göre Erdoğan yüzde 55 oyla ilk turda Cumhurbaşkanlığı koltuğuna yeniden oturuyor, kimine göre yüzde 40-45 arası oyda kalıyor. İnsaf; arada 10-15 puan fark var. Böyle anket mi olur?

Mecliste çoğunluğu cumhur ittifakı mı sağlıyor, millet ittifakı mı, yoksa iki ittifak da çoğunluğu elde edemiyor mu, belli değil. Hadi ittifakların sandalye sayısını hesaplamak zor diyelim, hiç olmazsa oy oranları konusunda birbirine yakın yüzdeler verilebilse...

CHP’nin oyu üç aşağı beş yukarı belli, yüzde 25 dolayında. CHP’li olup da Muharrem İnce’ye oy vermeyecek çok büyük bir kitle mi var ki İnce’nin oyunu yüzde 18-19 dolayında hesaplayabilenler çıkıyor? Yoksa bunu yapanlar, şirketlerinin itibarı pahasına, belli bir misyonu yerine getirmeye mi çalışıyorlar?

Ayakları yere sağlam basan, “Bak işte bu tahmin makul görünüyor” dedirtecek anket sonuçlarını herkes gibi bekliyoruz.

Ankara Emniyeti’ne hem teşekkür, hem eleştiri

1 Ocak 2005 tarihinde Türk Lirası’ndan altı sıfır attık ve YTL’ye geçtik. O yıl içinde ağabeyim yeni bir araba alıyordu, Ankara Emniyeti’nin internette ilan ettiği çıkma plakalar arasından 06 YTL 01 gibi çok havalı bir plaka aldık.

2004 yılında da oğluma Micra otomobil için modelle uyumlu olacak şekilde MCR harflerinden oluşan bir plaka almıştık.

Geçen hafta oğlumun arabasını yeniledik ve yine ilginç bir plaka alalım istedik. Bu sefer internetteki çıkma plakalarda seçenekler çok sınırlıydı, çok az plaka vardı, onlardan birini seçtik ve aldık. Şimdi, Ankara Emniyeti’ne teşekkürümüz şu yönden... İnternetten belli bir süreliğine adımıza tahsis edilen plakayı almamız sırasında “Plaka Eşleştirme” biriminde çalışan memur arkadaşların gösterdiği yardımseverlik ve ilgi... Hatta aracın şasi numarasındaki S ile 5’in yanlış yazılmasından kaynaklanan sorunu da onların devreye girmesi sayesinde düzeltip istediğimiz plakayı alabildik.

Ancak aradan birkaç gün geçince internette niye o kadar az plaka bulunduğunu öğrendik. Emniyet meğer çok ilgi görebilecek plakaları internete koymuyor ve bu plakaları, soranlara Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı’na bağış yapma koşuluyla veriyormuş. Belli bir rayiç de söz konusu değil; çünkü sonuçta bağış.

İnsanlar otomobile 100 binler ödedikten sonra plaka için de bir ödeme yapabilirler, hem o para birilerinin cebine girmiyor, Vakfa gidiyor. Ama o plakaların varlığından herkesin haberdar olmaması yanlış bir uygulama.

İşte Ankara Emniyet Müdürlüğü plakaların tümünü herkese açmadığı için bize göre hata yapıyor. O yüzden teşekkürümüzün yanına bu eleştiriyi ekliyoruz.

EGD'ye teşekkür

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) beni yılın köşe yazarı seçme inceliği gösterdi. Genel Yayın Yönetmenim Hakan Güldağ’ın espriyle vurguladığı gibi ben EGD üyesi bile değilim. Ankara merkezli Ekonomi Muhabirleri Derneği’ne (EMD) üyeyim. Ama tabii ki hangi derneğe üye olduğumuz bir şey değiştirmiyor, sonuçta hepimiz gazeteciyiz.

Ödül töreninde İstanbul’da bulunamadım. O yüzden beni ödüle layık gören arkadaşlarıma teşekkürlerimi buradan iletiyorum.

“Kaza”nın böylesi!

Ankara’nın en büyük sigorta acentelerinden biri. Orada çalışan bir dostum anlattı, hayretler içinde dinledim.

Önceki gün Eskişehir yolunda bir trafik kazası olmuş, hafif hasarlı bir kaza. Ama önemli olan kazaya yol açan aracın sürücüsünün kaza anında ne yaptığı ve de mesleği...

Öndeki araca çarpan aracın sürücüsü bir kadın ve hekim. Çarptığı aracın sürücüsü de bir kadın. “Ne var yani, bir kadın hekim kaza yapamaz mı” diye düşünebilirsiniz. Ama sıkı durun, kaza dediğimiz bu saçmalık niye olmuş biliyor musunuz; bu kadın hekimimiz trafikte hareket halindeyken kucağındaki bebeğini emziriyormuş. Hadi bakalım, buna ne diyeceksiniz!

Trafikte sürücünün yanındaki koltukta kucakta bebek taşındığını çok görüyoruz. Nadiren sürücünün kucağında çocuk da görmekteyiz. Demek ki araç kullanırken bebek emzirenlere de alışmamız gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar