Asmayın da, salıvermeyin de!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren 17 yaşında astırdığı Erdal Eren için "Asmayalım da besleyelim mi" şeklinde veciz bir laf etmişti. Klasik asker mantığı diyerek tüm askerlere genellenemeyecek kadar yanlış bir yaklaşım tabii ki. Ne yani bir devlet suçluları beslemek istemediği için mi asar! Bu mantıkla hapishanelerdeki suçluları ya asacağız ya aç bırakacağız, öyle mi!

İdam cezası zaman zaman yine gündeme geliyor. 15 Temmuz'dan sonra bir ara pek sık duyduk bunu. Vatandaşın istediği söylendi. Vatandaş miting meydanlarında bunu haykırabilir, olabilir. Sanki vatandaşın her istediği yapılıyor gibi...

Vatandaşların bir kısmı en ağır ceza olarak gördüğü idam yeniden getirildiği takdirde hiç suç işlenmeyeceğini sanıyor belli ki. İdam en büyük ceza mıdır, tartışılır. En büyük ceza, idam mıdır, yoksa insanın ömrünün çok büyük bir bölümünü ya da tümünü özgürlüğünden mahrum bir şekilde geçirmesi midir? 

Şimdi gündemde pedofili var. Yani Türk Dil Kurumu'na göre sübyancılık. Çocuklara karşı işlenen taciz, tecavüz gibi cinsel saldırılar karşısında uygulanmak üzere kimyasal hadım üstünde duruluyor.

Kimyasal hadım çok özet olarak suçluya belli periyotlarda ilaç verilmek suretiyle cinsel isteğin çok çok azaltılması hatta sıfıra indirilmesi demek.

Bu uygulamaya geçileceği henüz kesinleşmiş değil. Başlatıldığı takdirde uygulama nasıl olacak, o da bilinmiyor.

Kimyasal hadımı uygulayan çok sayıda ülke var ve hemen her ülke değişik şekillerde uygulama yapıyor.

***

İdam gibi, kimyasal hadım gibi cezalarda suçluyu hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde saptamak, olmazsa olmaz zorunluluk. Kimyasal hadım yine neyse de idamda durum çok daha farklı tabii ki.

Şimdi kimyasal hadım noktasına gelinince "Demek ki çocuklara karşı cinsel istismar suçlarını önlemeye dönük her yol denendi, hiç indirime gidilmeden tüm cezalar uygulandı ama bu suçlar hala işleniyor" gibi bir algı oluşuyor.

Sahi hukuk sistemimiz yasaların öngördüğü her türlü cezayı uyguluyor, tüm yaptırımları eksiksiz yerine getiriyor mu, bu soruya evet diyebilir miyiz?

Bu soruya en iyi yanıtı hukukçular verir ama toplumdaki algı yönüyle bakarak soruya evet denilemeyeceği de ortada.

Kaldı ki kimyasal hadımla bu kişilerin cinsel isteği azaltılacak. Sanki bu suçların işlenmesinin temel nedeni cinsel istek fazlalığı. Ya da cinsel arzusu fazla olan herkes böyle suçlar işliyor.
Bir başka yön daha... Peki büyüklere karşı işlenen benzeri suçlar? Ne yani bu onların ruh sağlıklarını bozmuyor mu?

Unutuyorduk; Konya'da bir yurtta erkek çocuklarına karşı yıllarca uygulanan istismar karşısında bazı siyasetçilerimiz nasıl tutum takınmışlardı, hatırlayan var mı...

Müttefiklerimiz "yenilmeyince"...

Birinci Dünya Savaşı'nı çocuklarımıza yıllar yılı "Müttefiklerimiz yenilince biz de yenilmiş sayıldık" diye öğrettik.

Şimdi seçim ittifakı gündemde ya. "Müttefiklerimiz yenilince" kalıbı, "Müttefiklerimiz yenilmeyince" diye değişiyor.

Baksanıza ittifakı oluşturan partilerden biri barajı aşarsa diğerleri de aşmış sayılacak...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar