Asya’nın parlayan yeni yıldızı Hindistan mı?

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Batı medyasında son yıllarda üzerine en çok konuşulan ülkelerden biri Hindistan. Sahip olduğu ekonomik potansiyelin dışında Hindistan, stratejik önemi, büyük nüfusu ve kültürüyle de dünyanın ilgisini çekiyor. Tahminler, Hindistan ekonomisinin bu yıl yüzde 7.2, gelecek yıl ise yüzde 7.5 oranında büyüyeceği yönünde. Dünya ekonomisinde 2015’de büyümenin yüzde 3.5 oranında olmasının beklendiği düşünüldüğünde bu oran önemli bir performansa işaret ediyor. Hindistan’ı ziyaret eden IMF Başkanı Christine Lagarde, ekonomik reformların ve yatırım ortamındaki iyileşmenin sürmesi halinde, Hindistan’ın gayrisafi yurtiçi hasılasının gelecek dört yılda Almanya ve Japonya’nın toplamından daha büyük olacağını söylüyor. IMF Başkanı'na göre, Hindistan ekonomisi yükselen piyasaların önde gelen ülkeleri arasında yer alan Rusya, Brezilya ve Endonezya’nın toplamını da geçecek. Fakat, IMF yine de temkinli; ekonomik göstergelerin güvenilir olup olmadığı yönünde bir soruyu Lagarde, Hint hükümeti'nden açıklama istedikleri şeklinde cevaplıyor. 1.1 milyar nüfusa sahip ülkede, 25 yaş altı gençlerin oranı yüzde 50’den fazla. Her yıl işgücü ordusuna 12 milyon kişi ilave oluyor.

***
Hem ABD hem de Hindistan Çin’in Asya’da artan gücünden rahatsız. Hintlilerin yüzde 70’i Çin’in Asya’yı nüfuzu altına almayı amaçladığı düşüncesinde. Hindistan ve ABD arasında gelişen ilişkileri 21. yüzyılın ortaklığı olarak adlandıran Obama, Hindistan’ı iki defa ziyaret eden ilk ABD Başkanı. Çin’in Asya’da artan ekonomik, siyasi ve askeri gücünü ABD, Hindistan’la olan  ekonomik ve siyasi işbirliğini geliştirerek dengelemeye çalışıyor. Çin konusunda görüş birliği içerisinde olan iki ülke, Rusya konusunda ise farklı düşüncelere sahip. Bunda, 200 yıl İngiliz  hakimiyeti altında kalan Hindistan’ın, 1947’de bağımsızlığını kazanmasında Sovyetler Birliği’nden aldığı büyük desteğin dışında, Rusya’nın en büyük silah tedarikçisi olmasının da payı var. Hindistan, Rusya ve Ukrayna arasında devam eden anlaşmazlığın barışçı yolla çözülmesi gerektiğini söylerken, Rusya’nın meşru çıkarlarının gözardı edilemeyeceğini de belirtiyor.
***
Peki, dünyanın en yoksul ülkelerinden biriyken, laik ve demokratik bir sistem içinde yükselen piyasaların önde gelen ülkelerinden biri olmasını Hindistan neye borçlu? 1991’de yapılan ekonomik reformların doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında ve orta sınıfın ekonomi içindeki etkinliğinin artmasındaki payı büyük. Enformasyon teknolojisi alanında yapılan yabancı sermaye  yatırımları, yeni istihdam alanları açmak suretiyle orta sınıfın kalkınmasının yolunu açan önemli bir etken. Bilgi işlem teknolojisi alanında dünyanın önde gelen merkezlerinden biri olan Hindistan,  nitelikli isgücüyle uluslararası şirketleri kendisine çekiyor. Yüksek araştırma-geliştirme masraflarını azaltmak, maliyetleri düşürmek isteyen kuruluşlar Hindistan’ı tercih ediyorlar. Hindistan’da genişleyen orta tabakanın tetiklediği tüketim artışı yabancı sermaye yatırımlarını çeken önemli bir etken. Ekonominin bel kemiği olarak görülen orta sınıfın 2040 yılına kadar nüfusun yarısını oluşturacağı tahmin ediliyor.
***
Nüfusun yüzde 40’ından fazlasının günlük 1 doların altında harcama yaptığı ülkede en büyük problem fakirlik ve gelir dağılımdaki bozukluk. Türkiye ile Hindistan kadın nüfusun işgücüne katılma oranı açısından birbirine çok benziyor. Kadın nüfusun işgücüne katılım oranının artması kadın-erkek eşitsizliğinin giderilmesi için olduğu kadar, ekonomik kalkınmanın sürekliliği için de  gerekli. Hindistan’ın büyümesini sürdürmesi diğer yükselen piyasa ekonomilerinde olduğu gibi, doğrudan yabancı sermayeyi cezbedecek reformlara devam etmesine ve altyapısını iyileştirmesine  bağlı. Fazla nüfus başa büyük dert. Çalışma yaşında olanların sayısı bir milyardan fazla. Bumuazzam işgücünü istihdam etmek kadar beslemek de büyük bir sorun. Sırtında bu kadar yükle Hindistan tahmin edildiği gibi 2030’a kadar Çin’i geçip dünyanın ikinci- belki de birinci büyük ekonomisi- olabilecek mi? Gayrisafi yurtiçi hasıla bazında bu gerçekleşse bile kişi başına gelir açısından Hindistan’ın gelişmiş ülkeler kategorisine yükselmesi, fakirlikten kurtulması çok çok zor. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016