Avrupa Merkez Bankası faiz oranlarını artırıyor

Bu köşeyi takip edenler yaklaşık bir ay önce faiz oranlarının artacağını yazdığımızı anımsayacaklardır. Beklentilerimiz gerçekleşmeye başladı.

Okuduğunuz yazı perşembe sabahı kaleme alındı. Gün içinde Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplanacak. Piyasaların beklentisi faiz oranlarının çeyrek puan (0.25 baz puan) artacağı yönünde. Eğer bu beklenti gerçekleşirse, bizim yaptığımız analiz doğru çıkmış olacak.

ECB neden faiz oranını artıyor? Yanıt kısa, enflasyon korkusu. ECB fiyat istikrarı konusunda hassas. Çünkü 1973, 1980 enflasyonist süreçlerinin yarattığı olumsuzluklar hâlâ Avrupalıların belleklerinde. (ABD'liler ve Avrupalıların bellekleri bizden daha iyi galiba.)

ECB'nin alacağı bu faiz kararı esasında uluslararası ekonomik gelişmeleri ve kurumların politikalarını yakından takip edenler için sürpriz değil. Bundan dolayı faiz artırımının piyasalarda bir dalgalanma yaratması da beklenmemeli.

ECB faiz oranlarını artırarak fiyat istikrarının kendisi için temel politika amacı olduğunu da göstermiş olacak. Birçokları için faiz oranı artışının haziran ayında yapılacağı kanısı hakimdi. ECB'nin bunu öne çekmesinin altında yatan birkaç neden bulunuyor:

- Bu nedenlerden ilki görev süresi dolacak olan ECB Başkanı Jean-Claude Trichet sonrası da, ECB'nin parasal genişleme yanlısı olmadığını göstermek istemesi.

- İkinci neden tüm olumsuz gelişmelere (Portekiz'in notunun düşürülmesi, İspanya, İrlanda ve Yunanistan'da işlerin iyi gitmemesi) rağmen para politikasının iplerinin kendi elinde olduğunu göstermek istemesi.

- Avrupa konseyinin sıraladığımız dört ülkedeki borçlanma ve büyüme sorunu karşısında alacağı olası gevşek maliye politikalarına ECB'nin karşı olduğunu şimdiden göstermek istemesi.

Faiz oranlarının artması Avrupa Birliği'nin büyüme hızını olumsuz yönde etkileyeceği kesin. AB'nin ithalatı da bu süreçte zayıflayacak. Dolayısıyla Türkiye gibi AB'ye ihracatı yüksek olan ülkeler bu gelişmeden olumsuz yönde etkilenecek.

Diğer yandan bu kararla birlikte Euro değerlenecek ve AB'nin ihracat hacmi kısıtlanacak. Bu da büyümeyi olumsuz yönde etkileyecek.

Sonuçta ECB'nin faiz atağı Avrupa Birliği'ne soluk aldırmayacak. Fakat ECB gücünü bir kere daha göstermiş olacak.

NOT: Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile ilgili yaşananlar, son sekiz yıldır Türkiye'nin Eğitim Politikasındaki yanlışlıkları bir kere daha gözler önüne serdi. Hükümet sözcüsü ve eski Milli Eğitim Bakanı, iktidardaki AKP'nin eğitime bakışının kabul edilemez olduğunu söyleyenler tümü ile tasfiye edilmesine rağmen, hâlâ yaşananlardan basını ve tasfiye edilenleri suçladı. YGS sınavı için iktidar bol bol konuştu. Bu sözlere karşı muhalefetten birkaç cılız ses çıktı. Fakat sesi çıkmayan bir grup var. O da bu işin mağduru masum gençler. Bir kaçı sesini çıkarmaya çalıştı. Hemen gerekli müdahale yapıldı. Coplandılar, gaz bombası yediler.

Daha önceki bir yazımda da yazdığımı yine yazıyorum. Son sekiz yılın ilköğretimden, yüksek öğretime; eğitimden sorumlu olanların isimlerini unutmamalıyız. Yaptıklarını kafamıza kazımalıyız.