Avrupa'dan zıt açıklamalar

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU dunyaweb@dunya.com


 

 

Çoğu ülkenin yakın gelecekte ekonomisinin nasıl şekilleneceğinin Avrupa'daki gelişmelere bağlı olması gibi, Türkiye ekonomisinde önümüzdeki dönemde olacak bitecekler de büyük ölçüde Avrupa'da yaşanacaklarca belirlenecek. Öncelikle finansal piyasalardaki risk alma iştahı üzerinde belirleyici olacak Avrupa'daki gelişmeler. Ya bir süre daha bugünkü gibi dalgalı bir seyir izleyecek ve dolayısıyla belirli bir eğilim göstermeyecek ya da belirgin bir eğilim gözleyeceğiz.
Bu eğilim iyileşme yönünde olursa ne ala; yurtiçi faiz hadleri düşecek. Bu, enflasyon ve piyasadaki canlılık açılarından iyi, ihracat açısından ise lira değerlenme baskısı altında kalacağı için kötü bir gelişme olacak. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) devreye girmeyeceği ortaya çıkar ve Euro Bölgesi'nin dağılması ihtimali güçlenirse, ana eğilim kötüleşme yönünde olacak. Türkiye'de faiz ve kur yükselişini birlikte göreceğiz. Avrupa'daki olası gelişmeler ikinci olarak yakın gelecekteki ihracat performansımız üzerinde etkili olacak. Elbette ABD Merkez Bankası'nın alabileceği yeni kararlar ve Çin ekonomisinin nasıl bir yol izleyeceği de önemli ama kısa dönemde asıl belirleyici Avrupa. Bu nedenlerle Avrupa'da olan biteni yakından izlemekte yarar var.
Son bir hafta içinde Avrupa'dan zıt açıklamalar geldi. İlki Almanya Başbakanı Merkel'dendi. Perşembe günü Kanada'da Almanya'nın tavrının sınırlı da olsa 'yumuşama' olasılığı olduğunu düşündürten açıklamalar yaptı. ECB Başkanı Draghi'nin son ECB toplantısından sonra yaptığı açıklamaları desteklediğini belirtti.

Draghi'nin açıklamalarını hatırlamakta yarar var. Draghi, sorunlu ülkelerin geçici istikrar fonuna (EFSF) ve daha sonra faaliyete geçecek olan kalıcı Avrupa İstikrar Mekanizması'na (ESM) başvurmaları ve onların koşullarına uymayı taahhüt etmeleri halinde, ECB'nin de devreye girebileceğini söylemişti. Bu durumda, söz konusu fonlar birinci piyasadan bu ülkelerin devlet tahvillerini satın alırken, ECB de ikincil piyasadan piyasaları rahatlatacak kadar tahvil alacak. Dolayısıyla, bu tahvillerin faizleri belirgin biçimde düşebilecek. Bu sayede İspanya ve İtalya gibi ülkeler borçlanma açısından rahat bir nefes alabilecekler.
Almanya uzun bir süredir ECB'nin bol miktarda para basarak sorunlu ülke devlet tahvillerinden yüklü miktarda almasına karşı çıkıyordu. Dolayısıyla, Merkel'in, Draghi'nin tahvil alım planına kırmızı ışık yakmaması, 'yumuşama' olarak addedilebilir. Ancak bu yumuşama 'sınırlı bir yumuşama', çünkü sorunlu ülkeler EFSF ya da ESM'ye başvurduklarında ağır koşullarla karşılaşma ihtimalleri var. Bu koşullar zaten Almanya'nın uzun bir süredir dayatmaya çalıştığı koşullar.
Merkel'in bu 'müsekkinine' karşın, Finlandiya Dış İşleri Bakanı Telegraph'ta yayınlanan demecinde ortalığı gerdi. 16 Ağustos tarihli Telegraph'taki haberin başlığı şöyle: 'Euro Bölgesi'nin dağılması ihtimaline karşı Finlandiya hazırlık yapıyor'. Yazıda bir de ilginç ayrıntı var: Bakanın masasının üzerinde Economist Dergisi'nin kapağında 'Euro nasıl çökertilir?' mealinde bir soruyu yanıtlamaya çalışan düşsel bir raporu okuyan Angela Merkel'in resmi varmış.

Zıt açıklamalar zincirine bir katkı da İtalya Başbakanı Monti'nin ekonomi danışmanı Giavazzi'dendi. Danışman, "ne oluyoruz?" dedirten bir analiz yayınladı (www.voxeu.org sitesinden ulaşılabilir). Giavazzi, İtalya'nın İspanya olmadığını, oysa EFSF ya da yerine kurulacak ESM'ye başvurması halinde İtalya'nın İspanya'ya benzerliğini kabul etmiş olacağını söylüyor. İkinci vurguladığı nokta ise İtalya parlamentosunun yeni bir seçim yasası çıkararak, 2013'te yapılacak genel seçimlerde zayıf bir hükümet çıkması olasılığını azaltması gerektiğini vurguluyor. Oysa mevcut teknokrat hükümetin EFSF ya da ESM'ye başvurması halinde seçimlerin öne çekilmesi gerekeceğini, çünkü fonların dayatacağı koşullara ancak siyasilerin karar verebileceklerini belirtiyor. Bu durumda da yeni bir seçim yasası için vakit kalmayacak. Üçüncü olarak da teknokrat hükümetin yakın geçmişte İtalya'da hiç gerçekleşmemiş olan bir harcama kısıntısına gittiğine dikkat çekiyor; erken seçim bunu da kesintiye uğratabilecek Giavazzi'ye göre.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Havuz problemi 01 Ağustos 2018
Elbette zor ama mümkün 20 Haziran 2018
Bazı basit gerçekler 06 Haziran 2018