Bankalar kendilerini yine kurtardı

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Krizin başlamasına kaynaklık eden kurumsal yapılanma bankalardı. Tabiri caiz ise ayıplı mal sattılar, bedelini aldılar. Buna rağmen işler iyi gitmeyince de biz batarsak herkes batar dediler. Çığlığı hangisi güçlü attı ise, çığlığı atarken kim daha yanına güçlü kimseleri, politikacıları aldı ise onlar kurtarıldı. Çünkü onlar batmayacak kadar büyük ya da batmayacak kadar politik idiler. Sonuçta başta ABD olmak üzere epeyce bir ülke birçok riski üstlenerek halkın parasını kullanarak bu bankaları kurtardılar. Üstelik bu operasyon öyle pazarlandı ki halk da, ne güzel bankalar rahatladı, ekonomi kurtuldu, diye sevindi. Halk neden sevindi? Çünkü 1980'lerde öyle bir düzen kuruldu ki uluslararası sermayenin elde ettiği yüksek kârlar adeta halkı memnun etti. Halk ödemelerini güçlükle yapsa da cebinde kredi kartı taşımanın dayanılmaz gururu ile mutlu oldu.

Sıradan yurttaş kendisine iyi ayakkabı satmayan ayakkabıcıyı gerekli yerlere şikayet etti. Ama nedense bankalara sen bana bu toksik kağıtları neden sattın diye sormadı. Bu soruyu bankalara sormadığı gibi, bankaları denetlemekle görevli yüksek maaşlı çalışanlara sahip kurumları da sorgulamadı. Hani siz bağımsız düzenleyici kurumlar kurmuştunuz, hani sizin iktisatçılarınız simetrik bilginin olduğunu söylüyordu, ne oldu bunlara diyemedi. Çünkü kurulan düzen onun bu tür sorular sormasını engelliyor. Onun yerine bunu medyaya bırakıyor. Medya ise onlarla iç içe geçmiş durumda.

Sonuçta krizden kurtulmak için işçiler işten çıkarıldı, ücretler düşürüldü, küçük işletmeler battı. Halkın sesi çıkmadı. (Yunanlılar hariç.) Çünkü ekonomi ancak böyle kurtarılabilirdi. Buna inanmışlardı. Ekonomi kurtuldu mu? Bu tartışılabilir. Ancak bankalar kurtuldu. 2008-2009 yıllarında zora düşen, hükümetlerden yardım alan bankalar 2010 yılının ilk yarısında yüksek kârlar açıkladılar. Bu kârlı bankalar arasında hemen her ülkeden banka var. Evet sistem ya da ekonomi kurtuldu. Bunu kim söylüyor. Elbette önce politikacılar ama daha da önemlisi krizde işsiz kalsa da, eve götürdüğü aş azalsa da sıradan yurttaş bunu söylüyor. O mutlu. Bu mutluluk bana arabası olmadığı halde lastik fiyatlarını düşündüğüne sevinenleri anımsatıyor.

Bankacılık sektörü kendini kurtardı. Peki bu krizden bankalar gerekli dersleri çıkardı mı? Bu sorunun yanıtını ancak uzun dönemde öğrenebileceğiz. Fakat daha önemlisi hükümetler özellikle dünya ekonomisine yön veren ABD, Japonya, Çin, Rusya, Almanya ve İngiltere gibi ülkeler bu krizden ders çıkardılar mı? Bazıları evet. Belki sistemi henüz kuramadılar ise de en azından uluslararası sermayenin bu başı boşluğuna gem vuracak düzenlemelere gittiler. Açığa satışları yasakladılar, vergi düzenlemelerine gittiler.

Ancak krizin maliyetini yükledikleri kesimlere ilişkin hemen hemen hiçbir şey yapmadılar. En azından bir özür bile dilemediler.

Krizde Türkiye ne yaptı? Bu soruya yanıt ararken, geçen akşam Türkiye'nin en saygın üniversitelerinden birisinden mezun bir elektrik-elektronik mühendisinin krizin Türkiye'yi teğet geçtiğine ilişkin inançlı savunmasını görünce galiba ben yanılıyorum dedim. Ülkemizde her şey yolunda. Telaş bizim gibi aydınlarda. Onun da bir önemi yok. Bu ülke aydınını yok eden ülke olmakla övünen bir ülke değil mi! Şu anda müze olan Sinop Cezaevinde asılı bir tabela geldi aklıma. Şöyle yazıyordu. Ceza evimizde yatan ünlü yazarlar…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019