Böyle gelmiş, böyle gidecek, korkarım vallah

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Prof. Dr. Hüseyin SELİMLER

Türk rock müziği denince akla gelen ve şarkıları ile bir döneme damgasını vuran Erkin Koray vefat etmiştir. Canlı izleme fırsatı bulmuştum, rahmetle analım ve şarkısının şu sözlerine yer vererek yazımıza başlayalım.

Arkası gelmez dertlerimin, bıktım illallah

Biri biterken öbürü de başlar, vermesin Allah

Böyle gelmiş, böyle gidecek, korkarım vallah'

Yok mu çaresi, dostlar? Fesüphanallah

Âlemin keyfi yerinde yine maşallah

Bize de bir gün kader güler, güler inşallah

Son zamanlarda birçok kesimin söylediği ve ifade ettiği konuların şarkıda vücut bulmuş hali ya da Erkin Koray’ın 1974 yılında şarkıyı yazarken yıllara yaygın ve öngörüsü yüksek ifadeleri diyelim.

Özellikle ücretli, emekli, reel kesim, ihracatçılar, TL yatırım sahipleri, borçlu kesimler özellikle de yabancı para borcu olanlar hemen hepsinin dertlerinin arttığını ifade ettikleri bir dönemdeyiz. Satın alma gücündeki erime, reel kesim firmalarının finansa erişimdeki sıkıntılar, ihracatçıların yaşadığı sorunlar ve yatırım sahiplerinin reel getirilerinin negatif olduğu durumları yaşıyoruz. Enflasyon maaşları eritirken, kiralardaki artış kiracıların durumunu oldukça olumsuz etkilemeye de devam ediyor. Bir ürünü ikinci kez aldığımızda fiyatı değişmiş oluyor, sonraki ay artacağı endişesi ile evimize dönüyoruz. Harcamalar öne çekiliyor ancak bu durum da sürdürülebilir değil. Yani, biri biterken öbürü başlıyor, ardı arkasına gelen zamlar, vergi artışları, mevsim normallerinin üstünde kavurucu sıcaklar.

Yeni bir seçimden çıktık. Yeni kadrolar, faiz artışı ve yeni düzenlemeler ile böyle geldi ama böyle gitmeyeceği beklentisi oluşturulmaya çalışıldı. Yok muydu çaresi dostlar? TCMB Başkanı ile Hazine ve Maliye Bakanı değişiklikleri çare olacak mıydı.Ancak, Bakan Sn. Şimşek’in asıl rahatlama için ise 2026 yılını işaret etmesi, TCMB Balkanı Sn. Erkan’ın 2025 yılsonu için enflasyonun %15 seviyesine gelebileceği mesajları böyle gelmiş böyle gidecek korkarım vallah dedirtti.

IMF bile enflasyonda kar artışlarının önemli bir faktör olduğunu ifade etti. Yani ücretlerdeki en ufak bir artışı ücret-enflasyon sarmalı olarak nitelemek yerine kar güdümlü enflasyonu biraz dizginlemek te önemli. Sonuçta her bir ekonomik olumsuzluğun faturasını çalışana ve ücret artışına çıkarmak yerine, kardan da fedakârlık etmeli. Alemin keyfi yerinde, aynı gemide değil miyiz yoksa?

Tüketimin ülkemiz büyümesine katkısı önemli, ama kredi kullandırımındaki iştahsızlık, faiz oranlarındaki yükseklik, BSMV artışı, tüketici kredilerinde vadelerin kısa olması, kredi kartı ve KMH faizlerindeki artışlar, dolaylı vergi artışları, tüketim ve birey hesaplı politikalar ağırlıklı olarak ekonomide yol alınacağını göstermektedir. Ancak, maliyet kaynaklı enflasyonu gözden kaçırmayalım. Yıllardır borçla dönen, kredi ve kredi kartı kullanımına alıştırılan emekli ve çalışan kesimin son gelişmeler ile daha da sıkıntılı günler yaşama olasılığı artmıştır. Finansa erişmekte sıkıntı yaşadıkları gibi maliyetleri de artmıştır.

Yoksa bize de bir gün kader güler diyerek, bu gelişmeleri sineye çekip, kaderin gülmeye başlayacağı ve yetkililerin de ifade ettiği 2025 ve 2026 yıllarını mı bekleyelim. Ama, Keynes’in dediği gibi uzun vadede hepimiz öleceğiz. Dolayısıyla, kader bir an önce gülmeye başlasa da bizim de keyfimiz yerine gelse, inşallah.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024