Bravo şu Yunanlılara

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Reform paketinin referandumda halkın yüzde altmışının oylarıyla reddedilmesi Yunanistan’da coşkuyla karşılanırken, Avrupalılar kaygılarını gizlemiyor. Eurogroup–AB Maliye Bakanları Grubu–Başkanı Jeroen Düsselbloem bakın ne demiş: “Sonuç Yunanistan’ın geleceği açısından çok üzücüdür. Yunan ekonomisinin iyileşmesi için ciddi önlemler ve reformlar kaçınılmaz. Yunanlı yetkililerden şimdi sorunların çözümü için insiyatif almalarını bekliyoruz.” AB’nin Yunanistan’dan daha fakir üyesi Slovakya’nın Maliye Bakanı Peter Kazimir’in söyledikleri de Düsselbloem’inkinden pek farklı değil. O da şöyle diyor: “Reform paketinin reddedilmesi, Yunanlıların ihtiyaç duydukları parasal yardımı daha kolay alacakları anlamına gelmiyor.” Yani, Kazimir hayır oyunun Tsipras’ın aksine koşulları yumuşatmayacağı görüşünde. Fransa Ulusal Cephesi’nin ikinci başkanı Florian Philippot ise gelinen noktayı, “Bence, Parasal Birliği'n sonunun başlangıcındayız,” sözleriyle özetliyor. Finlandiya maliye bakanı Alex Stubb da yardımın sonuna gelindiğini; bundan böyle topun Yunan Hükümeti'nde olduğunu söyledikten sonra şöyle devam etmiş: “Borçların yeniden yapılandırılması söz konusu değil. Yunanistan’a yeteri kadar destek verdik. 320 milyar euronun üzerinde bir kaynak. Çözüm bulmaya çalışıyoruz. Ancak bu, Yunan Hükümeti'nin gerekli siyasi iradeyi göstermesine, şimdiye kadar izlediği politikayı değiştirmesine bağlı.” Ne dersiniz bir de ECB guvernörler kurulu üyesi ve Latvia Merkez Bankası Başkanı Ilmars Rimsevics’in dediklerine bakalım; pek yenilir yutulur cinsten değil: “Hayır oyuyla Yunan halkı cesaretini ortaya koymuştur. Vaatlerinin arkasında durmayan

bir devlet günün birinde Parasal Birliği'n dışında kalabilir; ancak, bu birliği daha da güçlendirecektir.” Hollanda, Slovakya, Fransa, Finlandiya ve Latvia’da referandumun yankıları böyle. Almanya ve Avusturya’nın görüşleri zaten biliniyor. Birliğin güneyinde yer alan, Yunanistan’la aynı potada gösterilmeye çalışılan İtalya, İspanya ve Portekiz ise yardım elinin uzatılması gerektiğini söylerken, mesafeli durmaya çalışıyorlar.

***

Yunanistan’a karşı AB’de sadece hükümetler düzeyinde değil, halklar arasında da muhalefet giderek büyüyor. En çok tepkili olanlar Almanlar. 2010’dan bu yana Yunanistan’ın hiç bir zaman  Parasal Birliği'n standartlarını karşılamadığını söyleyen Almanlar, “sana söylemedik mi” diye Merkel’i suçluyorlar. Ülkenin parasal kaynakları giderek kuruyor; IMF başkanı Christine  Lagarde’ın, Yunan Hükümeti'ne geçen hafta vadesi dolan 1.6 milyar euro borcun ödenmemesi nedeniyle bundan böyle kredi açılmayacağını söylemesinin ardından, salı günü de ECB Başkanı  Mario Draghi, Yunan bankalarının ayakta kalabilmelerinin hükümetin istenen koşulları kabul etmesine bağlı olduğunu açıkladı. Tüm bunlar, Trokia’nın Yunanistan’a artık yardım etmek niyetinde olmadığının açık belirtileri. Temmuz’un 20’sinde vadesi gelecek olan 3.5 milyar euro tutarındaki kredinin ödenme ihtimali sıfır. Tsipras, referandumda verilecek hayır oyunun uluslararası kreditörlere karşı ülkenin pazarlık gücünü arttırarak, koşulları hafifleteceğini iddia ediyordu. Kazın ayağının öyle olmadığı AB liderlerinin toplantısından sonra iyice belli olmuştur. Bu defa istenen koşullar öncekilerden ağır. Yunan Hükümeti pazar gününe kadar kararını vermek zorunda.

***

Yunanistan’da yaşananlar, referandumların demokrasilerde her zaman çözüm olmadığını göstermesi açısından önemli. Syriza iktidara geldi ama, hükümet olamadı. Sorumluluk almaktan korkan Tsipras, kendince uyanık davranarak topu halka atmıştır. Yunan Hükümeti dünyaya demokrasi dersi vermeye çalışıyor ama, geçmişte yapılanlar unutulmuş değil. Gelinen noktada sorumlu, şimdiki ve önceki Yunan hükümetleri olduğu kadar AB’dir. Gerekli koşulları karşılamayan bir ülkenin sırf üye olmak için finansal göstergelerini tahrif etmesi kadar buna göz yummak da etik ve ilkeli bir davranış değil. Asıl ilgincini görevden ayrılmak zorunda bırakılan maliye bakanı Yanis Varoufakis söylemiş; Bakın ne diyor: “Referandum sonucu demokratik Avrupa yolunda büyük bir evettir.” Şu demokrasi kadar sınırları sonuna kadar zorlanan bir olgu herhalde yok. Başkalarının parasının üzerine yatmak şimdiye kadar demokrasi içinde değerlendirilmiyordu. Sonunda bu da oldu. Vallahi bravo şu Yunanlılara.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016