Bu dönemde aktif yönetim kurullarına ihtiyacımız var

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM bertan.kaya@dunya.com

Malumunuz, içinden geçmekte olduğumuz dönem değişken ve belirsiz bir dönem. Tahmin yapmanın, önü görmenin zorlaştığı bu tür dönemlerde bir tür navigasyon sistemi olarak liderlik kavramı ön plana çıkıyor. Kurumsallaşma sürecini tamamlamış şirketlerde liderlik deyince akla ilk önce CEO’lar veya Genel Müdürler geliyor. Elbette işin liderliğini yapan onlar. Yönetim kurulundan aldıkları resmi yetki ile şirketlere liderlik ediyorlar.

Yönetim kurullarının icrai yetkilerini devretmesinde bir sorun yok, hatta belirli ölçek ve koşulların yakalanmasından itibaren, bu devir son derece de gerekli. Ancak, yönetim kurulları bu yetkiyi devrederken, bazı vakalarda, devredilemez yetkilerini de paylaşıyorlar. Bunu da kurumsallaşmanın gereği olduğunu düşünüyorlar, bir anlamda tamamen çekiliyorlar.

Belirsizlik ve değişkenlik olmayan, konjonktürün iyi olduğu dönemlerde kanunen elbette sıkıntılı olsa da pratik uygulamada sorun teşkil etmeyen bu yaklaşım, iç ve dış risklerin arttığı, piyasaların belirsizliğini koruduğu, stratejik açıdan türbülanslı dönemlerde şirkete zarar verebiliyor.

Yönetim kurulları bazı yetkileri devredemiyor

Yönetim kurulları, Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği bazı yetkileri devredemiyorlar, ancak bu tür türbülanslı dönemlerde özellikle de aşağıdaki dört devredilemez yetkinin oldukça önemli hale geldiğini düşünüyorum.

Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi.

Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi.

Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması.

Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi.

Yönetim kurulları ciddi mesai harcamalı

İçinde bulunulan dönem gibi zorlu dönemlerde ne resmi ne de pratik olarak bu dört yetkinin devredilmemesi ve yönetim kurulunun bu konular üzerine ciddi mesai harcaması şart.

Bunlardan ilki şirket stratejilerinin belirlenmesi ve yönetimin buna göre şekillenmesi. Bu noktada yönetim kurulunun, şirket stratejileri konusunda aktif rol alması ve icraya bu konuda rehberlik yapması, yol göstermesi gerekiyor. İkincisi, yönetim yapısı.

Bu yapının çağa, teknolojiye, dijital dönüşüm gerçeklerine, geleceğin kurum kültürü ve iş becerilerine uygun hale getirilmesi için yönetim kurulu icradan talepte bulunmalı, gelişmeleri takip etmeli.

Üçüncüsü dış denetim, iç denetim, iç kontrol ve bütçelemeye işaret ediyor. Aslında bu unsurlar iyi yönetişim için gerekli. İşin önemli tarafı şu: Birileri sahiplenmez ise sahipsiz kalabilecek ve göz ardı edilebilecek süreçler... Yönetim kurulları bu konuları talep etmeli ve sürdürülebilirliğini sağlamalı.

Son olarak, yine kanun ve düzenlemelere uyum konusu yani yine iç denetim ve iç kontrole atıfta bulunuluyor. Bu tür belirsiz ve zorlu dönemler, maalesef prosedürlerin, kontrollerin atlandığı, göz ardı edildiği dönemler olabiliyor. Acil satın alımlar, limit- yetki aşımları, onaysız işlemler veya maalesef suiistimaller bu dönemlerde artıyor. Yönetim kurulları, kendilerine doğrudan bağlı iç denetim fonksiyonları oluşturmak suretiyle bu uyumun sağlanıp sağlanamadığını takip edebilirler.

İçinde bulunduğumuz dönem, aktif, yukarıdaki konuları yürütebilecek üyelere sahip yönetim kurullarına büyük ihtiyaç duyuyoruz. Belirli ölçeğin üzerinde olan, kurumsallaşma sürecinde ilerlemiş tüm şirketlerin yönetim kurullarını önümüzdeki beş-altı sene için, devredilemez yetkileri de kullanacak ve icraya yön verebilecek üyelerden oluşturmaları büyük önem taşıyor. Bu noktada, yukarıdaki konularda uzman, bağımsız üyelerden faydalanılmasını şiddetle tavsiye ediyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar