Bu pilavlar daha çok su kaldırır

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi dunyaweb@dunya.com

Ülkemiz açısından en önemli gündem maddesi elbette devam eden Suriye operasyonu olsa da yurtdışı piyasalarda da önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Önce Başkan Trump, Çin ile bir anlaşmaya varıldığını ve birinci aşamada önemli oranda tarım ithalatı karşılığında 15 Ekim’de devreye girmesi gereken gümrük vergi artışlarının iptal edildiğini açıkladı. Bu açıklama bir süre için Çin tarafından sessizlikle karşılansa da birkaç gün sonra teyit edildi. Ancak henüz resmiyete dökülmüş bir konu yok. Unutmamak gerek ki G-20 sırasında anlaşma imzalaması beklenen iki lider toplantıdan daha da uzak noktalara düşmüş şekilde ayrılmışlardı. Resmi olarak bir uzlaşmaya varılsa bile birinci kademe olarak adlandırılan bu anlaşmanın kalıcı olabileceğini düşünmüyorum. Hafta içinde açıklanan Çin tüketici enflasyonu verisinde gıda fiyatlarında yüzde 11.2 artış olduğunu gördük. Domuz gribi nedeni ile domuz eti fiyatlarında da yüzde 69 artış söz konusu. Dolayısı ile Çin hükümeti üzerinde gıda fiyatlarını düşürme baskısı her geçen gün artıyor.

Öte yandan özellikle Demokratlar tarafından sıkıştırılan Trump, oy tabanının önemli bir bölümünü oluşturan çiftçileri 2020 seçimleri için yanında tutmak zorunda. Dolayısı ile tarım ürünlerinin ticareti iki taraf için de en mantıklı nokta. Dahası Başkan Trump’ın yeni vergi artışlarına gitmesi artık tüketici mallarının fiyatlarını da etkileyeceğinden bu adımı atmaktan mümkün mertebe uzak duracağını düşünüyorum. Ancak sübvansiyonlar, fikri haklar, Huawei, end. politikası, kur gibi pek çok konuda uzlaşma çok zor görünüyor ve kritik konular sadece öteleniyor. ABD’nin talepleri Çin’in realitesine uymuyor, Çin’in istekleri de ABD açısından artık kabul edilemez. Kısacası bu pilav daha çok su kaldırır.

Öte yandan diğer bir önemli gelişme de Fed’in aylık 60 milyar dolar büyüklüğünde yeni alım programını açıklaması oldu. Bu beklenen bir gelişmeydi ve Powell atılan adımın bir QE yani varlık alımı olmadığının altını çizdi. Daha önceki alımlarda uzun vadeli tahviller tercih edilerek getirinin azaltılması ve yatırımcıların portföy tercihlerinin değiştirilmesi hedefleniyordu. Bu kez kısa ve maksimum 1 yıllık bonolar alınacak ve hedef rezervleri şişirerek para piyasalarında zıplamaları engellemek. Dolar likiditesinde sorunları önümüzdeki aylarda da sık sık duyacağız ve bizim de başımıza bela olabilecek önemde bir konu.

Ve son olarak elbette Brexit’ten bahsetmek gerekiyor. 31 Ekim'e günler kala Johnson çıkışın mutlaka tarihinde gerçekleşeceğini ısrarla vurguluyor. Teknik olarak elle tutulur bir plan olmaması durumunda İngiliz hükümeti AB’den uzatma talep etmek zorunda. Ancak Merkel’in açıklamaları bir uzatmanın ancak bir erken secim olması durumunda anlamlı olacağı vurgusu var. Bu Johnson’un kafasındaki oyun planına uygun değil. Bu yazı yazıldığı sırada iki tarafta bir uzlaşı oluştuğunu açıkladı. Şimdi sıra parlamentolardan onay almakta 31 Ekim'e kadar tüm tarafların kabul edeceği bir anlaşma poundun daha da yükselmesine neden olacaktır. Ancak özellikle ticaret anlaşmaları konusunda İngiltere AB onay mekanizmasından kendisini kurtaramazsa uzun vadede tercih edeceğim bir yatırım olmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019