Bugünden yarına dünya ve Türkiye ekonomisi

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Merkezi Londra’da bulunan Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezi’nin (Centre for Economics and Business Research) 2016’ya girerken dünya ekonomisiyle ilgili raporunda gelecek on beş yılda ülkelerle ilgili tahminlere yer verilmiş. Kısa başlıklarla belirtmek gerekirse; 

- Daha önceleri 2025’e kadar Amerika’yı geçerek en büyük ekonomi olacağı söylenen Çin’in, son yıllarda büyümesindeki yavaşlama ve ulusal para birimindeki zayıflamadan dolayı bu konuma 2030’da ulaşması tahmin ediliyor. 2030’da gayrisafi yurtiçi hasılası 34.3 trilyon dolara ulaşacak Çin’i 33 trilyon dolarla Amerika takip edecek.

- 2030’da ABD, Çin, Japonya ve Almanya ilk beş ekonomi arasındaki yerlerini korurken, İngiltere’nin yerini Hindistan’ın alacağı öngörülüyor. 2015’de büyüme hızı itibariyle Çin’in önüne geçen Hindistan’da gayrisafi yurtiçi hasıla 2030’da 10 trilyon dolara ulaşacak.

- Şu anda dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya’nın büyük olasılıkla 2030’da, kültürel zenginlik ve bilgi işlem alanındaki güçlü konumuyla gerisinde olduğu İngiltere’ye ilaveten Almanya’nın da gerisine düşmesi bekleniyor.

- Avrupa’nın önde gelen ekonomileri Fransa, İtalya ve İspanya 2030’da gerileyerek G8’deki yerlerini kaybedecekler.

- En dikkat çekici tahminlerden biri Güney Kore konusunda. 2015’de 11. büyük ekonomi olan bu ülke 2030’da 7. sıraya yükselecek.

- Gelecek 15 yıllık dönemde dünyanın en hızlı büyüyen bölgesi Asya, en yavaş büyüyen bölgesi Batı Avrupa olacak. Avrupa’nın yavaşlamasında yaşlanan nüfus ve azalan rekabet gücünün etkisi büyük. Almanya bölgenin güçlü ekonomisi olmayı sürdürecek. Almanya’nın almayı planladığı göçmenlerin, işgücü arzını arttırarak maliyetleri azaltma dışında, ülkenin orta vadede kalifiye işgücü talebine de katkıda bulunacağı düşünülüyor.

***

Dünyanın dikkatleri üzerine en çok çeken ülkesi Çin. Çin’in olağanüstü ekonomik başarısının altında imalat sanayindeki hızlı büyüme yatıyor. Son otuz yılda imalat sanayindeki ortalama büyüme oranı yüzde 13.4. Bu dönemde, imalat sanayindeki büyüme oranı yönünden Çin’e en yakın ülkeler Güney Kore, Endonezya ve Tayland. Önümüzdeki yıllarda Çin dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda ilerlerken, ihracata dayalı büyümenin yerini muhtemelen iç talebe dayalı büyüme alacak. Gerek dünya ekonomisindeki, gerekse Çin’in iç dinamiklerindeki gelişmeler bu dönüşümü zorluyor. Amerika’nın son yıllarda Asya ve Pasifik bölgesi üzerinde artan ilgisinde ve Obama’nın her fırsatta Amerika’nın bir Pasifik ülkesi olduğunu vurgulamasında bölge dışında Çin’in gerçekleştirdiği ekonomik atılımın payı büyük. Çin’in artan nüfuzunun dengelenmesi Amerika’nın askeri, siyasi ve ekonomik alanlarda bölge ülkeleriyle işbirliğini geliştirmesini gerektiriyor.

***

Raporda Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilere de yer verilmiş. 2015’de 722 milyar dolar gayrisafi yurtiçi hasılasıyla dünya ekonomileri arasında 19. sırada yer alan Türkiye’nin 2030’da hem toplam hem de kişi başına gelirini ikiye katlayarak 18. sıraya yerleşeceği öngörülüyor. Genç nüfus ve Avrupa’yla yakın ilişkilerin Türkiye’nin büyümesine katkıda bulunacağı; öte yandan, siyasi istikrarsızlık ve bölgesel sorunların büyüme önündeki önemli engeller olduğu belirtiliyor. Vaktiyle hükümetin 2023 için hedeflediği onunculuk artık gündemde değil. Bunun işaretleri zaten son bir kaç yıldır görülüyordu. Yanlış dış politika, bunun ülke içindeki yansımaları toplumda kutuplaşmayı arttırmakla kalmadı; ekonomik istikrarı da bozdu. Ekonomik hedeflere ulaşmamız Ortadoğu’da istikrarın yeniden sağlanmasına olduğu kadar ülkede gerçek anlamda demokrasinin tesis edilmesine bağlı. Önümüzde fazla zaman yok.

Değerli okurlarımın yeni yılını kutluyorum.

131231231231.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016