Büyüme tahminlerin üzerinde geldi

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM tugrulbelli@gmail.com

Şahsen 2. Çeyrek büyümesini %3.4-3.6 düzeyinde bekliyordum. Piyasa beklentileri de o yöndeydi. Sonuçta gerçekleşme %4.4 ile beklentilerin üzerinde oldu. Gelen verilerden iyi ve kötü sonuçlar çıkarabiliriz.

İyi yöndeki gelişmeleri sıralarsak:
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış rakamlara göre milli hasıla bir önceki döneme göre %2.1 oranında artış göstermiş bulunuyor. (Geçen çeyrekteki artış %1.5.) Bu durum ekonomideki toparlanmanın devamlılık kazanmış olduğunu teyit etmekle birlikte ısınmanın bu noktada dengeleri bozucu bir seviyede olmadığını da göstermekte. 
Stok değişmeleri de hesaba katıldığında net dış ticaretin milli hasıla üzerindeki negatif yönlü etkisinin 1. Çeyreğe göre azalmış olduğu görülmekte. (%-2.63 vs. %-1.25). Bu trendin yılın geri kalanında ılıman büyüme ve ihracat performansında göreceli artışla devam etmesi beklenebilir.
     İmalat sanayi %3.4 büyüme göstermiştir. Bu aynı zamanda son 6 çeyreğin de en yüksek büyüme oranı olmaktadır. Temmuz ayında %7.6 artış gösteren son imalat sanayi rakamları da bu ivmenin devam ettiğini göstermektedir.
Büyüme rakamlarındaki başlıca negatif gelişme ise özel sektör yatırımlarındaki daralmanın yavaşlamakla birlikte halen devam etmekte olmasıdır. 2. Çeyrekte %2.0 oranında gerileyen özel sektör yatırımları milli hasılaya da %0.43 oranında menfi tesir etmiştir. Maalesef, önümüzdeki dönemde bu kalemde kalıcı bir toparlama beklemek de gerçekçi olmayacaktır. Küresel gelişmeler, faizlerdeki yukarı yönlü hareket, döviz kurlarındaki oynaklık ve kısılan yurtdışı (taze) finansman imkanları yatırımcıların daha bir süre yatırım yapmaları önünde engel teşkil edecektir.
Bu çeyrekte devletin tüketim ve yatırım harcamalarının mili gelir artışına katkısı toplamda %2.7 olmuştur. Esasen,  bütçe açığında rahatsız edici bir artış olmadığı sürece devlet harcamalarının milli gelire pozitif yönde katkı yapması kötü bir şey değil. Ancak bu katkının %1.6’sının inşaat harcamalarından geldiği not edilmeli. Ayrıca, ilk 6 ayda reel olarak %7.5 artan kamu tüketim harcamalarının ve %55.4 artan kamu yatırımlarının gelecek dönemlerde bu oranlarda artırılması da mümkün değil. 
Bu çeyrekte %5.3 artan hanehalklarının tüketimi GSYH büyümesinin %3.5’ini oluşturmakta. Mutlaka ki, 2. Çeyrekte devam eden düşük faiz ortamının ve hızlı artış gösteren tüketici kredilerinin bu gelişmede önemli payı söz konusu. Ancak ileriye baktığımızda, bu ivmenin aynı oranlarda sürdürülemeyeceği de açık.  
Gelen bu büyüme rakamlarını diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyasladığımızda şimdilik performansımızın çok da kötü olmadığı görülmekte. Bu sene için Çin, Hindistan ve Endonezya’nın sırasıyla %7.5, %5.5 ve %5.8 oranında büyüyeceği öngörülmekte. (Ancak bu ülkelerin kişi başı milli hasılaları halen bizden oldukça düşük .) Geri kalan bizimle aynı kefedeki diğer bütün gelişmekte olan ülkelerin büyüme tahmini ortalaması ise %2.0 civarında. Biz ise bu sene %3.5 civarında büyüyeceğiz. Bu global karışıklıkta çok da kötü bir performans sayılmaz. 
Son olarak da harcamalar tarafında yer alan ve nihai büyüme rakamına önemli bir tesir yapan şu “stok hareketleri” rakamını bir kere daha açıklamak isterim. “Stok hareketleri” hem üretilmesine rağmen o çeyrek içerisinde tüketilmeyen (veya ihraç edilmeyen) mal stoklarında önceki çeyreğe göre artış veya azalışın değerini içermekte, hem de üretim yöntemine göre belirlenen milli hasıla rakamlarıyla harcamalar yöntemiyle belirlenen rakamlar arasındaki eşitliği tutturmak için kullanılmaktadır. “Stok hareketi” rakamını dolaylı olarak etkileyen bir veri son dönemlerde miktar olarak ciddi biçimde artış göstermiş bulunan çeyrek bazında “net altın ticareti” rakamları olmaktadır. Bilindiği gibi üretimle doğrudan ilgisi olmamasına rağmen külçe altın ihraç edilen ürünler arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, nette külçe altın ihracatının fazla olduğu çeyreklerde “stoklarda” azalma olmakta, aksi durumda ise artış meydana gelmektedir. (Bu şekilde altın ticaretinin milli hasıla rakamlarını suni bir şekilde şişirmesinin de önüne geçilmiş olmaktadır.) Nitekim, beklendiği gibi bu dönem altında nette ithalatımızın oldukça yüksek olmasından dolayı “stok hareketleri” artı bakiye vermiştir. Hal böyle iken, “bu dönem stok artışı büyümeye şu kadar katkı yaptı” şeklindeki yorumlar çok anlamlı olmamaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dar bir koridor! 10 Ekim 2019
IMF 4. Madde bildirisi 26 Eylül 2019