Büyüme ve borç ilişkisi üzerine

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Dün İstanbul'da "Küresel Ekonomide Yeni Eğilimler ve Türkiye Ekonomisi" konulu bir konferans verdim. Konferansın dinleyicileri bankacılardı. Konferansta ne anlattığımı burada yazmayacağım. Bankacıların en çok soru sordukları konular: büyüme, borçlanma ve TCMB Para Politikaları oldu. Bu sorulardan hareketle bugün borçlanma-büyüme üzerine yoğunlaşalım istiyorum.

Neden bu konu yeniden gündeme geldi? Çünkü dünya ekonomisinin sorunlu da olsa büyüme trendine girdi. Bu da ekonomi üzerine kafa yoranları büyüme ile birlikte ortaya çıkacak sorunlar üzerine yoğunlaşmalarına neden oldu. Sadece akademisyenlerin değil, bu konu mayıs ayı boyunca uluslararası kuruluşlarında gündemindeydi.

IMF bu konuya daha önce de dikkat edilmesi gerektiğini söylemişti. Geçen hafta da OECD bu konuda sesini yükseltti. OECD yüksek borç düzeylerine sahip olan ülkelerin büyümelerinde sorun yaşacağına ilişkin bir çalışma yayınladı.

OECD'nin bu çalışmasında GSYH'nin yüzdesi olarak borçlanma oranları hesaplanmış. Buna göre, ülkeler Brüt İç Borç/GSYH oranı yüzde 60'ın altında olanlar ile üstünde olanlar olarak ikiye ayrılmış. Çalışma 1995-2011 dönemini (2011 tahmin) kapsıyor. Çalışmaya göre 1998 yılı hariç, tüm yıllarda düşük borçlanma oranlarına sahip olan ülkeler, yüksek borçlanma oranlarına sahip olan ülkelere göre daha yüksek büyüme oranlarına sahipler.

Kaynak:www.oecd.org. Erişim tarihi 29.5.2011

OECD'nin çalışması Türkiye dahil birçok ülke için önemli. Çünkü "borç yiğidin kamçısıdır" sözüne inanan epeyce bir ülke ve o ülkeleri idare eden siyasetçiler var. Her ne kadar böyle düşünenler için son aylarda İrlanda, İspanya, Portekiz ve özellikle Yunanistan ekonomisinin içine düştüğü durum ciddi bir uyarı oldu ise de, kimi ülkeler ve siyasetçi için bu yaşananlardan da ders çıkarmamış olabilirler.

Ancak samimi bir şekilde istikrarlı büyümeyi düşünen ülkeler için bu şekil ciddi uyarıcı işaretler taşımakta. Buradan çıkarılacak ilk ders büyümek için borçlanmadan öte yurtiçi tasarrufları artırılmasının zorunlu olduğudur.

Bu şeklin yanında diğer verileri de kullandığımızda çıkarılacak ikinci ders Borç Stoku/GSYH oranı yüzde 60'ın altında bile kalınsa, kimi ülkelerin bir borç ve büyüme sorunu ile karşı karşıya kalabilecek olmasıdır.

İspanya ve Türkiye bu saptamamız açısından iyi örneklerdir. İspanya'da bu oran yüzde 60'ları bulmasa da borçlanma ve büyüme sorunu yaşadı. Türkiye ise son sekiz yılda çok hızlı borçlandı ve borçlanmadan ekonomisini döndüremeyecek noktaya geldi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019