Büyümede üçüncü çeyrek sıfır dolayında görünüyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Yazımızda iki grafiğe yer veriyoruz. Bu grafikler bize aslında her şeyi söylüyor. Yazımızdaki tablonun başlığını oluşturan “Ne kadar sanayi üretimi, o kadar büyüme” görüşünün adeta bire bir yansımasını gözlemek mümkün bu grafiklerde...

Sanayi üretimiyle büyüme arasındaki paralelliğin yalnızca bu yıla özgü olmadığının görülmesi için grafiğin birinde geçen yılın tüm çeyrekler itibarıyla olan gerçekleşmesini aktarıyoruz.

Ve bu yıla geliyoruz; sanayi üretimi, GSYH kapsamındaki sanayi sektörünün büyüme hızı ve toplam GSYH hızı arasında çok belirgin bir ilişki var, bu yine değişmiyor.

Tablo ve grafiklerde kullandığımız sanayi üretimi değişim oranının herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış oran olduğunu belirtelim. Aslında takvim etkisinden arındırılmış aylık sanayi üretimi değişiminde arındırılmamışa göre farklı oranlar çıksa da, çeyrek ya da yıllık baza getirildiğinde eğilimin hemen hemen aynı olduğunu da vurgulamak gerek. Ama biz, GSYH verisi arındırılmamış değerler üstünden izlendiği için sanayi üretiminde de aynı şekilde arındırılmamış endeksi kullanıyoruz.

Büyüme küçülüyor küçülüyor ve...

Türkiye ekonomisi bu yıl ilk çeyrekte yüzde 7.3 büyüdü. İkinci çeyrekteki büyüme hızımız yüzde 5.2’ye indi. Büyüme hızında belirgin bir yavaşlama dikkat çekiyor. Ve geldik şimdi üçüncü çeyreğe...

Üçüncü çeyreğin tüm verileri oluşmuş durumda, şimdi sayım ve hesap zamanı. TÜİK bu çeyreğin GSYH gerçekleşmesini 14 Aralık'ta açıklayacak.

Geçmiş yılların eğilimlerine ve ağırlığı azalmış olsa da GSYH üstünde en belirleyici konumdaki sanayi sektörünün gidişatına bakarak artık üçüncü çeyrekteki büyümenin sıfır dolayında geleceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Üçüncü çeyrekte sıfır dolayında ya da çok az da olsa negatif gelmesi söz konusu olan büyüme hızı, çok büyük olasılıkla aynı eğriyi çizmeye devam edecek ve son çeyrekte çok daha belirgin bir oranda negatif oluşacak.

Şu durumda bu yılı yüzde 3.8 büyüme ile kapatma şansımız hiç kalmıyor demektir.

Bu yıla ilişkin grafiğimize bir kez daha bakmakta yarar var. Sanayi üretimindeki eğri aynen devam ettiği takdirde son çeyrekte geçen yılın yüzde 3.0-3.5 dolayında altında kalınacak.

Üretimdeki bu düşüş GSYH’ye de aynı ölçüde yansırsa bu yılın tümündeki büyüme ancak yüzde 2 olacak.

Sanayi üretimi eylülde gerçekten çok mu düştü?

TÜİK’in cuma günü açıkladığı eylül ayına ait sanayi üretimi verileri ağırlıklı olarak sanayide bir çöküş yaşandığı biçiminde yorumlandı.

Bu yorumlar, sanayi üretiminin, takvim etkisinden arındırılmış endekse göre geçen yılın eylülüne kıyasla yüzde 2.7 azalmasına dayanıyordu. Eylül ayındaki üretim, takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endekse göre bir önceki ayın da yüzde 2.7 altında kalmıştı.

Özellikle geçen yıla göre hesaplanan yüzde 2.7, çok büyük bir orandı, doğru. Ama TÜİK’in de yıllar önce “Bunu kullanmasanız” diye bir anlamda istekte bulunduğu başka bir hesaplama daha vardı. Hep verdiğimiz örnekteki gibi “gözle görülür, elle tutulur, sayılabilir” üretimi gösteren herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış endeksle hesaplanan üretim. Bu şekilde bulunan üretim eylülde geçen yıla göre bırakın azalmayı yüzde 4.6 arttı.

Elimizde eylülden eylüle değişimi gösteren iki oran var. Biri üretimin yüzde 4.6 arttığını, diğeri yüzde 2.7 düştüğünü söylüyor.

Arındırılmamış endeks, somut üretim düzeyini gösteriyor. Takvim etkisinden arındırılmış endeks ise arındırılmamış veriden takvim ve tatilden kaynaklanan etkiler arındırılarak bulunuyor. Yani bu endeks, “çalışma günü geçen yılki kadar olsaydı” mantığına dayanıyor.

Sanayinin performansını ve gidişatını ölçmek için arındırılmış seri kullanılmalıdır ve buna göre eylül ayındaki durum geçen yıla göre kötüdür. Gerçek üretim düzeyini görmek için ise arındırılmamış seri kullanılmalıdır ve buna göre eylülde geçen yılın üstünde üretim yapılmıştır.

Dolayısıyla bu oranların ikisi de doğrudur; seçimi, oranı hangi amaçla kullanacağımıza göre yapmamız gerekir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar