Çatlak vazo kırıldı mı?

Levent AKBAY
Levent AKBAY AÇI KARŞI AÇI levent.akbay@dunya.com

Hafta sonunda 100’e yakın işadamının bir araya geldiği bir etkinlikler zincirindeydim. Öncelikle olası İstanbul depremi konuşuldu. Sonra da Altılı Masa’daki büyük savrulma…

Açıkçası kimse böyle bir gelişme beklemiyordu. Uzlaşmazlık olsa bile çözüm yollarını bütünüyle kapatacak şekilde ‘gemilerin yakılması’ şaşırttı. Akşener’in çözümünün iki büyükşehir belediye başkanının ardından Prof. Dr. Ersan Şen’e yönelmesi ise; iyi sonuç verebilecek olmasına karşın panikten kaynaklanan bir çaba olarak yorumlandı. Peki iş adamları ne düşündüler, ne söylediler?

Her büyüklükteki işletmeleri temsil eden farklı görüşlere sahip işadamlarının görüşlerini kategorize etmek gerekirse öncelikle iktidar ve muhalefete destek verenleri birbirinden ayırmak gerekecek.

İktidar yanlıları şu tespitlerin altında toplanıyor:

-Yılı aşkın bir şekilde yapılan hazırlıkların demek ki bir anlamı yokmuş, sadece zamana oynanıyormuş! -Böyle olacağını biliyorduk, taraflar birbirine güven vermiyordu, iktidar karşıtlığı onları bir araya getirmişti!

-Muhalefet olarak bu sorunları yaşatanlar kazara iktidar olursa kim bilir başka hangi sorunlara yol açar?

-Adayın daha ilk kez ele alındığı toplantıda ortaklığın bozulması Altılı Masa’nın ‘5 artı 1’ gibi bir olasılığı düşünmeyecek kadar hazırlıksız olduğunu ortaya koydu!

-Hani adayı belirlemek en basit karardı, hani önemli olan sistemdi? Demek ki bunlardan bir şey olmaz! Muhalefet yanlıları ise; öncelikle büyük şaşkınlık, büyük hayal kırıklığı içindeler. Sorun bir şekilde çözülmüş olsa da vazonun çatladığını, gelecekte de olası iş birliğinin zedelenmiş olduğunu düşünüyorlar. Bunun sorumluluğunun Akşener’e ait olduğunu, kendisine ve partisine açılan kredinin hızla tükeneceğini düşünüyorlar.

-“Henüz birkaç saat önce imza attığı bir metin varken, henüz imzası kurumamışken, pazartesi yapılacak ortak toplantıyı beklemeden, cuma günü masadan çekiliyor.

Madem birkaç saat sonra çekilecektiniz niye ‘yöntemde anlaştık’ metnine, hiçbir sorun yokmuş gibi imza attınız?” diyorlar.

-Ortak aday konusunda anlaşamamış olabilirsiniz. Bunu ifade edebilirsiniz. Başka bir adayı beğenmiyorsanız kendiniz aday olabilirdiniz. Bir başka partinin liderini istemiyorsunuz, kendiniz aday olmuyorsunuz, o partinin iki belediye başkanına çağrıda bulunuyorsunuz.

Yaptığınız etik değil. Neden uzlaşmaya çalışmadınız ve kapıları bir anda kapattınız.” diyorlar. Kamuoyu nezdinde ‘oyunu bozan’ taraf görüntüsü veren ve bu nedenle ‘biteceği’ ifade edilen Akşener’i savunanlar ise “Hani aday belirlemesi oy birliği ile yapılacaktı. ‘5 artı 1’ gibi bir olasılıkta oy birliği yok.

Niye ‘oldubitti’ ya da ‘dayatma’ yapılıyor. Seçimi kaybetme olasılığını önlemeye çalışmak niçin bozgunculuk olsun!” diyorlar. İktidar ve muhalefet yanlılarından oluşan işadamlarının her ikisinin de karşı çıktığı husus ise Akşener’in ortaklıktan çekildikten sonra bir diğer partinin içişlerine karışarak, belediye başkanlarına adaylık çağrısı yapması. Bunu bırakın centilmenliği, onun da ötesinde bir tür ‘görünmez sözleşmeye aykırı’ buluyorlar.

Daha ileri giderek ‘özel bir misyonu olmalı’, ‘çok daha önceden alınmış ve saklanmış bir kararı uyguladı’ diyenler de var. Az sayıda olmakla birlikte marjinal görüşü olan ya da komplo teorilerine itibar edenler de var. Kimine göre ‘birileri’ devreye girdi, frene basıldı…

Ya da ‘Taraflar bu uzlaşmazlığı bilerek yarattı, İYİ Partinin anlaşamadığı sol partiler ile HDP de ancak bu şekilde sistemin içine girecek, ikinci turda taraflar birleşecek. Bir başka görüş ise İYİ Parti, önümüzdeki günlerde Ak Parti ile anlaşacak… gibi. Kimileri ise beklemek gerektiğini, siyasette 24 saatin çok uzun bir zaman olduğunu Rahmetli Demirel’e atıfta bulunarak dile getiriyor, “Henüz film bitmedi. Bekleyip, görelim.” diyorlar.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Planlamaya geri dönüş 18 Eylül 2023
17. Madde 15 Eylül 2023
Asıl fren 2024’te… 13 Eylül 2023
Enflasyon birikirse!.. 06 Eylül 2023
Enflasyonda atalet 04 Eylül 2023
Kepenkler kapanmasın… 01 Eylül 2023