Çin ekonomisinde yavaşlama tehdidi

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

 

 

Geçtiğimiz hafta Uluslararası Para Fonu (IMF), Euro Bölgesi'nde giderek kötüleşen borç krizinin Çin'in büyümesi açısından önemli bir tehlike yarattığını rapor etti. IMF'i bu kadar endişelendiren Çin ekonomisinde büyümenin bu yılın ikinci çeyreğinde son üç yılın en düşük düzeyine gerilemesi oldu. IMF'ye göre Çin'deki sorun sadece dış kaynaklı değil. Rapora göre Çin, bu tehdidin yanında Çin yurtiçi kaynaklı ekonomik tehditlerle de yüz yüze. Özellikle konut sektöründe fiyatların hızla düşmeye başlaması, Çin ekonomisinin en zayıf halkalardan birisi.

Uluslararası Para Fonu'nun Çin raporunda ekonominin bu yıl yüzde 8 büyüyeceği tahmin edilmesine karşın, IMF Euro Bölgesi'nde krizin derinleşmesi halinde büyümenin oranının %4'e kadar düşeceği uyarısında da bulunuluyor. IMF'in bu öngörüsünün altında AB pazarının Çin'in ihracatı açısından taşıdığı önem. AB'nin ithalatındaki düşüş ihracata dayalı büyüme modelini uygulayan Çin ekonomisini vurması kaçınılmaz. (Bu arada haziran ayı itibari ile Türkiye'nin toplam ihracatı içinde AB'nin payının %37'lere inmesini bizim için de bir tehdit olduğunu vurgulamak isterim).

Çin için önemli risk olarak gösterilen gayrimenkul sektöründe aslında uzun zamandır tehlike çanları çalıyordu. Çin olası sarsıntıyı yok etmek, hiç olmazsa hafifletmek için son üç yıldır sektörü fonlamaya yönelik olarak bankaları teşvik ediyordu. Bunun sonucunda da son zamana kadar Çin'de gayrimenkul sektöründe fiyatlar ciddi biçimde artmıştı. Yani Çin'e tıpkı kriz öncesi ABD ve AB ülkelerinin bir çoğunda olduğu gibi gayrimenkul sektöründe balon oluşmuş durumda. 
Şimdi Çin, bu balonu patlamadan nasıl içindeki havayı boşaltacağının hesaplarını yapıyor. Hükümet kimi bölgelerde/ kentlerde konut sahipliğine kısıt getirdi. Bunun yanında bize çok yabancı olmayan bir önleme daha başvurdu. Konut kredilerinde bankaların istediği peşin ödeme miktarını artırdı. Aslında konut fiyatlarındaki düşüşe de bu neden oldu. Konut talebi azalmaya başladı.

Raporun bana göre en ilginç noktalarından birisi de, yıllardır Türkiye'ye iç talebe dayalı büyümeyin uyarısı yapan, hatta bundan dolayı 2012 yılında büyüme oranını aşağıya çekmemizi alkışlayan IMF'in,  Çin hükümetine iç tüketim artırmayı önermesi.
Çin ekonomisine ilişkin bu endişelerden sanki bizim de ders çıkarmamız gerekiyor. Gayrimenkul sektörünü TOKİ ve banka kredileri ile sürekli besleyen bir Türkiye'nin, bu sistemi ne kadar götürebileceği yanıtını kolay kolay kimse yanıt veremiyor.

Bundan ötürü sektöre ilişkin TUİK'in yapı izin ve konut satış istatistikleri ile Merkez Bankası'nın (TCMB) konut fiyat endeksini artık daha sıkı takip edilmesi gereken günlere girdik diye düşünüyorum.  Bu takibi sadece bankacılar, hükümet yetkilileri değil, müteahhitler, onlara ara malı tedarik edenler ile konut, işyeri satın alanlarda yapmak durumunda.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019