Coğrafi politik ve risk algısı

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Jeopolitiğin getirdiği başlıkları konuşmaya devam ediyoruz. Suriye iç savaşından bu yana geçen sürede başlangıçtaki cümleyi kaç kez farklı yazı ve raporda kullandığımı hatırlamaya çalışmayı bırakmış durumdayım. Bizim bulunduğumuz toprakların hikayesi ayrı, dünyanın farklı bir noktasından varlıklarımıza yansımaları yorumlamaya çalışmak daha ayrı bir hikaye. Güncelde konuya dair ana teması bu konu olan iki yazı yazmıştım; tarih ve linkli başlıkları şu şekilde: 23 Eylül tarihinde Erbil-Bağdat hattında Fed’i fiyatlamak ve 27 Eylül tarihinde Erbil-Berlin hattında TL varlıkları fiyatlamak  

Bugün de farklı bir noktada değiliz. Irak’ı, özelinde IKBY’yi, daha özelinde ise Mesud Barzani’nin eksenle inatlaşarak aldığı referandum kararının yansımalarını konuşmaya devam ediyoruz. Konuşmaya da epey bir süre daha devam edeceğiz. Ne ilk, ne de son yazı olacak. Federal Irak’ın güvenlik güçleri bir süredir merakla beklenen Kerkük harekatını Pazar gününü Pazartesine bağlayan gece başlattılar. 24 saat dolmadan Kerkük dışarıdan güvenlik çemberine alınırken, askeri ve enerji açıdan önem atfedilen noktalar da ele geçirildi. Valilik binası başta olmak üzere kritik noktalara Irak bayrağı çekilirken, daha öncesinde görevden alınan vali yerine de yardımcısının ataması yapıldı. Hikaye, buraya kadar olan kısım ile sınırlı değil, ötesi var. IKBY’nin politiği okumadaki başarısızlığı kısa vade için Kerkük’te büyük olaylar silsilesinin başlamasına zemin hazırlayabilirdi. Neyse ki şu aşamada korkulan olmadı. Barzani’nin Peşmerge kuvvetlerine geçtiği “savaşı başlatan taraf siz olmayın” emri işe yaradı. Irak halkları kendi aralarında çatışma riskinden bugün için uzaklaşmış oldular. Şiddet ölçeği düşük birkaç olay dışında konu büyümedi. Dahası, KYB’ye bağlı güçler Irak ordusu ile çatışacak güçte olmadıklarını belirterek mevzilerini bırakarak geri çekildiler. Operasyonda İran etkisini rahatlıkla görebiliyor musunuz?

Irak’a sadece “Irak’ta yaşanan terör olayları” nezdinde yaklaşmak büyük bir yanlış olacaktır. Dünya siyasetine yön veren “büyük devletler” ve bölgeye yön vermeye çalışan “büyük devletler” şeklinde resmi okumaya çalışmak daha sağlıklı analizlere imkan tanıyacaktır. Bugün gelinen noktada ne Irak sadece Irak’tır, ne Suriye sadece Suriye’dir. Gelişmelerin ötesi, daha ötesi var.

Coğrafyada analist olmanın, bir şeyler yazıp çizmenin zorluklarını yakın vadede tartışmıştım (Pazar sendromu?). Farklı düşüncelere sahip değilim. Gerekeni gerektiği şekilde fiyatlama çabamıza devam ediyoruz; küresel risk algısını da unutmadan tabi ki. Geçtiğimiz haftanın başlangıcında emsallerimizden negatif ayrışma gösterdik, toparlamasını da beklenenin ötesinde bir hızla gerçekleştirdik. Kur ve faiz seviyeleri hariç hisse senedi piyasasına baktığımızda “sanki hiç yaşanmamış” noktasındayız. Akıl tutulmasının da trendin karşısında durmanın da anlamı yok; risk algısı bizim gibi zaman zaman kırılgan konu başlıkları olan ülkeleri şu aşamada desteklemeye devam ediyor. Hasarı ne kadar az bir şekilde atlatabilirsek bugün için avantajdır. Bugün için…

Gelin anlatmaya çalıştıklarımı biraz da rakama dökelim. Kasım 2016’dan 16 Ekim 2017’ye dek geçen sürede piyasalardaki risk algısını ölçmek için kullanılan VIX endeksi yüzde 47 düşüş göstermiş. Aynı dönem içerisinde S&P 500 endeksi yüzde 21, DAX yüzde 23 ve NKY 225 yüzde 21 yükselmiş. Tüm endeksleri kendi para birimleri cinsinden sergiledikleri performansla ölçümledim. Peki, aynı dönem içerisinde BİST 100 ne yapmış? Yüzde 37 yükselmiş. Bahsettiğimiz dönem içerisinde Fed üç kez faiz artırımına gitmiş, dünya piyasaları önce Trump’ın seçim vaatlerini satın almış, sonrasında ise politikadaki alan kaybına şahit olmuş. Dahası mı? Suriye’de dengeler değişmeye devam etmiş, Astana-Cenevre süreçleri çalışmaya başlamış, Kuzey Kore başlığı en üst sıralara tırmanmış, ECB sıkılaştırması ve faiz hareketleri konuşulmuş… Ve tabi ki daha fazlası.

Nette neredeyiz? Risk algısı izin verdiği müddetçe “riskler tam olarak risk değildir” yaklaşımı her daim masada kalmaya devam eder. Sürdürülebilir midir?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019