Daldaki iki kuş

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE argunkaracabey@arel.edu.tr

Geçen gün İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Vekili Mehmet Tahir Özsoy ile girişimcilik Hakkı'nda sohbet ederken, girişimcilik nosyonunu bütün öğrencilere aktarmak gerektiğini, meslekleri garantili gibi görünen tıp fakültesi öğrencilerine bile bu nosyonunu kazandırdığımız zaman başarılı olacağımızı vurguladı. Devamında da bu nosyonun kredili ve zorunlu derslerle değil, üniversitede gerçek bir girişimcilik eko-sistemi kurmak suretiyle kazandırılabileceğini, bu nedenle yaptıkları çalışmaların bu yönde olduğunu ve ilk meyveleri alınmaya başladıklarını belirtti.

Açıkçası ben girişimcilik gibi hepimizin sık sık kullandığı kavramlardan biraz korkar oldum. Bazen söyleyenin yüklediği anlam ile dinleyenin algıladığı anlam farklı olabiliyor. Girişimcilik bu yanlış konumlandırmaya çok uygun bir kavram açıkçası. Ben de girişimcilik denildiği zaman genellikle Mehmet Tahir Özsoy gibi oldukça geniş kapsamlı bir şekilde algılamaya ve hatta tıp fakültesi öğrencilerinin yanı sıra herkesin en azından belirli ölçüde bu nosyona sahip olması gerektiğine inanıyorum. Hadi o kadar olmadı, en azından bazı olmazsa olmaz özelliklere hepimiz sahip olalım istiyorum. Bahsettiğim bu özelliklerin bir ikisini kısaca ele almak isterim.

Olmazsa olmaz ilk özellik bakan değil gören insan olabilmektir. Gören insan olmak dediğim aslında içinde merak duygusunu da barındırıyor. Çevrenizde gerçekleşen olayların neden olduğunu merak etmek ve nedenleriyle birlikte Nasıl gerçekleştiklerini anlamaya çalışmaktan bahsediyorum. Bunu gereğince yapabilmek için bir anlamda içinizdeki çocuğu açığa çıkarmanız gerekecektir aslında. Çocuklar bizimle kıyaslandığı Zaman daha az kural öğrenmiş bir gruptur. Öğrendiğiniz ve uymak zorunda olduğumuzu düşündüğümüz kural sayısı arttıkça, neden araştırmasında biraz daha geriye gideriz. Bunun yanında bir iki adım, üç adım sonrasını hesaplamaya, öngörmeye çalışırız her zaman. Stratejik düşünce yapısına sahip olmak güzeldir ama bazen anlık karar değişkenlerinin almanı gerektirdiği kararları almak yeterlidir. Unutmamak lazım ki geleceği daha fazla dikkate aldıkça, karar değişkenlerinin rolü veya gücü gittikçe azalacaktır.

Girişimcilik için gereken bir diğer özellik ise zaman zaman gelecekte sahip olabilecekleriniz için hali hazırda sahip olduklarınızı riske atabilme yeteneği veya gücüdür. Mevcut halinizde sahip olduklarınızı korumak veya başka bir değişle değişmemeyi tercih etmek kolaydır, rahatlıktır. Ama kısa vadeli rahatınızı düşünerek verdiğiniz bu karar, aslında ilerlemenin ve gelişmenin önündeki en önemli engellerin başında gelir. Ama atalarımızın sözlerini bazen bir kenara bırakmak ve daldaki iki kuşun peşinden koşmak gerekir.

Bu dediğim kuşkusuz kuralsız, düşüncesiz bir biçimde gördüğümüz her olasılığın peşinde koşmak, her şeyi riske atmak anlamına gelmemelidir ama sadece sahip olduklarının değerini bilmek de yeterli değildir. Bu yeterlilik yaklaşımı, geçmiş yıllarda anne babaların çocuklarının devlet memuru olsunda nasıl olursa olsun yaklaşımıdır aslında. Ama arada bir, uygun şartların oluştuğuna da inanırsanız, daldaki iki kuşa sahip olmanın hayalini kurmak gerekir.

Bu iki özellik, başkalarının da baktığı ama göremediği olasılıkları görebilmek ve gerektiğinde bu olasılıkları değerlendirebilmek girişimciliğin temelinde yatmaktadır. Bu iki özelliğe sahip üniversite öğrencilerinin uygun koşullara sahip olmasını sağlayabilecek bir girişimcilik eko-sistemini kurmak ise bu gençlerin bu özelliklerini bir yaşam biçimine dönüştürmelerinin yanı sıra toplumun en dinamik kesimi olan gençlerin bu dinamizmlerini ekonomiye katkıya dönüştürmeyi sağlayacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Paylaşım ekonomisi 29 Nisan 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018