Döviz kuru üzerindeki ikilem ve piyasanın olası seyri üzerine

Nazlı SARP
Nazlı SARP nazli.sarp@dunya.com

Son birkaç aydır belirginleşen biçimde tekstil ve demir çelik gibi bazı sektörlerin ağırlıklı olduğu ihracatçı kesimin döviz kurunun seviyesi ile ilgili talepleri gündeme geliyordu. Konunun özünde ise kurun dış piyasalarda rekabet edebilmek için yeterli seviyede olmadığı serzenişi vardı.

Geçtiğimiz hafta cuma günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) arasında bir toplantı yapıldı ve kurun istikrarlı bir biçimde devam edeceği görüşü çıktı. Aslına bakılacak olursa TCMB Başkanı Kavcıoğlu, müteakip defalar bu görüşünü dile getirmişti.

Kur ihracatçı için neden bu kadar önemli?

2021 yılında lojistik maliyetlerin yüksek olması, Çin’in kapanması gibi nedenlerle Türk ihracatçısının eli güçlüydü ve bu durum Türkiye Cumhuriyeti tarihinde nadir olarak görülen hem cari fazla verilmesi hem de yüksek büyüme dinamiğini beraberinde getirdi. Oysa gelinen noktada azalan ihracat siparişleri, Çin’in ve Asya’nın güçlü gelmesi ile lojistik maliyetlerin ve tedarik zincirinin normale döndüğünü görmekteyiz. Bu da ihracatçının rekabetçi kur söylemini özellikle düşük teknolojili ve emek yoğun üretim yapan sektörlerde haklı çıkarıyor.

TCMB Başkanı kurun yükselmesinden endişe etmekte haklı mı?

Bu soruya cevap verebilmek için geçtiğimiz yıl uygulanan ekonomi politikasına bakmamız gerekecek. Türkiye ekonomi modeliyle, konvansiyonel para politikası teamüllerinin dışına çıkmıştır. Buna dayanak olarak ise çok tartışmalı olan parasal aktarım mekanizmasının gelişmekte olan ülkelerde belirsiz bir biçimde ilerlediği tezini savunmuş, kredi ve toplam talep kanallarını açık tutmaya önem vermiştir.

Daha net ifade etmek gerekirse düşük faiz ve kredi kanalı yoluyla büyümeye öncelik vermiştir. Bu geleneksel dışı politikayı uygularken ise makro ihtiyati tedbirler kanalıyla kendine has enstrümanlar ve düzenlemeler geliştirmiştir.

Bilindiği üzere bunlardan en tartışmalı olanı geçtiğimiz yılın küresel koşulları karşısında bile kuru belli bir seviyede tutmakta başarı sağlayan KKM’dir.

Türkiye ekonomisinde döviz kuru neden bu kadar önemli?

Hem yapısal hem de davranışsal olarak iki türlü etkiden söz edilebilir: İlki kronikleşen cari açığın sürekli olarak dış finansman, döviz ihtiyacı yaratması kurdaki yapısal kırılganlığı göstermektedir. Davranışsal etkisi ise ekonomide geçmişte yaşanan kur müdahaleleri ve kur rejimi değişikliklerinin özellikle hanehalkı bireyleri üzerinde yarattığı travmatik etkinin sonucu olarak görülebilir.

Ülkemizde son yıllarda ekonomi yönetimi ve politikalarında sık sık değişiklik yapılması bu travmayı yeniden harekete geçirerek, kurlar üzerinde beklenti kanalıyla da baskı yaratmıştır.

Gelinen noktada Kur Korumalı Mevduat'ın (KKM) ve diğer liralaşma programlarının sürdürülmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.

Buraya kadar döviz kuru konusunda tam bir ikilemde kalındığı söylenebilir. İlk açmaz ihracata dayalı büyüme konusundaki rekabetçi kur seviyesi ihtiyacı, ikincil açmaz ise kurun enflasyona olan yoğun geçişkenliği ve davranışsal olarak da varlık fiyatları üzerindeki baskısıdır.

Seçimlere kadar kurda çok hafif geçişlere izin verileceği ancak liralaşma politikasının güçlü bir biçimde devam edeceğini düşünüyorum. Seçimlerden sonrası için çok çeşitli senaryolar olup, bunların döviz kuru ve enflasyon üzerindeki belirleyiciliği ise geçmişte olduğu gibi beklenti kanalıyla olacaktır.

Küresel etmenler ise her durumda belirleyiciliğini sürdürmektedir. Her ne kadar mevcut politikayla küresel dolar endeksi ve ülkemizdeki kur arasındaki bağ kopmuş gibi görünse de emtia tarafı hem döviz kuru politikası hem de enflasyon beklentisi kapsamında belirleyicidir.

Çin’in açılması petrol talebi başta olmak üzere enerji ve sanayi emtiasında yukarı yönlü baskı yaratmaktadır. Bu durum son yıllarda fiyat avantajını kaybetmek istemeyen OPEC+’nın üretimi artırmaması ile birleşirse yine bir enerji krizi ile karşı karşıya kalınabilir. Bu durumda Türkiye’de kurda yüksek bir artış görülmesi demek enflasyonun katbekat yükselmesi anlamına gelir ki bunu hiç birimizin istediği söylenemez.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kur, faiz, enflasyon 25 Mart 2024