Dükkanı kapattı, Davos’a gitti

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

İlginç bir hafta geçirdik. Sonrası da ilginç olmaya devam ediyor. Geçen haftanın en ilginç olayı “bir gece ansızın” elimizde zeytin dalıyla Suriye’ye girmemizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği oldu. Genel tepkiye bakarsanız fena da olmadı. İçeride alenen büyük destek oluştu. Dışarıda da “utangaç” bir kabul saklandı lafların arasına. Öncü bombardımanın ardından gelen askeri harekat da öyle büyük bir dirençle falan karşılanmadı. Bana kalırsa tüm girişim iyi oldu. Sürekli bir ağrı ile uğraşmaktansa bir operasyonla ağrıyan yeri kesip atmak her zaman daha sağlıklıdır. Belki şöyle bir eleştiri yapılabilir. Kendi adıma bu tür bir harekatın çok önce, hatta belki Suriye meselesinin ilk aşamalarında gerçekleştirilip, bugün peşine düştüğümüz güvenlik alanının daha o evrede oluşturulması daha doğru olurdu diye düşünüyorum. Başka niyetler ve çatışmalar bu noktaya gelmeyi erteledi sanırım. Belki de askeri koşulların olgunlaşması gerekti. Umarım bu süreç başladığı gibi hızla ve zayiatsız sona erer ve sonuçlarından da herkes yararlanır.

Bizim açımızdan Afrin haftanın en önemli ve ilginç olayıydı kuşkusuz. Ama dışarıdaki olaylar da ilginç gelişti doğrusu. Bunların en ilginci de zeka testini başarıyla geçen Başkan Trump’ın yeni maceraları oldu. Başkan tam da iktidara gelmesinin birinci yıl döneminde ABD bürokrasi çarkının büyük ölçüde durmasıyla sonuçlanan bir iç çekişmeye götürdü ülkeyi. ABD’de kamu yönetiminin bir kısmının ofisleri kapatıp eve gitmesi ilk defa olmuyor. Son 25 yılda bu dördüncü kapanma (shut down). Meclis ve Başkanlık gücünün her ikisine de sahip olan bir iktidarın böyle bürokrasinin kilitlenmesi ile karşı karşıya kalması ise ilk kez Trump yönetiminde oluyor. Kapanmalar temelde yılın sonunda bütçe imkanlarını kaybetmiş olan iktidara ek harcama yetkisi verecek düzenlemenin parlamentodan geçmemesi sonucunda ortay çıkıyor. Muhalefet her seferinde başka bir nedenle engelleme yapıyor. En son 2013’de Obama’nın sağlık düzenlemesini (Obamacare) durdurmak için Cumhuriyetçiler iktidarın ek ödenek kullanmasını engelleyerek bürokrasiyi kilitlemişti. Bu defa Trump’ın göçmen programını ortadan kaldırma niyetini durdurmak amacıyla Demokratlar’ın tepkisiyle gerçekleşti kapanma. Büyük ölçüde Meksikalı göçmenlerin yararlandığı bu programın Trump usulü apar topar sonlandırılmasını durdurmak için ek ödeneğin Senato’dan geçmesi engelleniyor. ABD kapanıyor anlamına geliyor bu.

Kapanma olayı bugün yarın biter sanıyorum. Her zaman böyle oluyor. Sonuçta kapanan bürokrasiyi çalıştırmak görevini üstlenmiş olan iktidar boyun eğiyor. Her şey yeniden başlıyor. Bu defa iktidarın boyun eğmesi Trump için önemli gibi görünüyor. Zira Trump dün (pazartesi) başlayan Davos toplantısına baş aktör olarak katılacak. Malum Davos adıyla anılan toplantılar dünyanın önde gelen ve o gün için popüler olan işadamlarının, siyasetçilerin, diplomatların, akademisyenlerin, gazetecilerin katımıyla her yıl dağ başındaki Davos’ta yapılan bir toplantı. Hani bizim de şu meşhur “one minute” olayına kadar düzenli biçimde katıldığımız toplantılar bunlar. İçeriği itibariyle çok önemli meselelerle uğraşmıyor bu konferanslar. Ama yine de dünya ahvalinin ne yöne döndüğüne ilişkin olarak güçlü ağızlardan güçlü sinyaller veriliyor Davos’ta.

Bu yıl Davos’un önemli konuğu ABD Başkanı Trump. Bu toplantının kendi evinde “kapanma” açmazını yaşamış olan Başkan için iyi bir nefeslenme imkanı olacağı konuşuluyor. Ama hiç de azınlık olmayan bir grup insan da “Trump’tır ne yapsa yeridir” hesabıyla Başkandan yine tuhaf (!) bir çıkış bekliyor. İroni bir yana uzmanlar bu toplantının Trump için kendisini daha net olarak anlatabileceği ve puan kazanacağı önemli bir düşünce platformu olduğu konusunda hem fikirler. Özellikle de daha önceki konuşmalarında biraz gri alanda kalan uluslararası değerlere bağlılık ya da “ABD’yi yeniden büyük yapacağım” popülizmi arkasına saklanan milliyetçiliğe yaslanma arasındaki seçimine açıklık getirmesi için Davos’un iyi bir fırsat olduğu düşünülüyor. Başkan Trump’ın Davos’ta daha olgun bir söylemi seçip zaten sorunlu olan dünyaya umut verici mesajlar mı vereceği yoksa “huy canın altındadır” dedirtecek olağan kışkırtıcı tavrını mı sürdüreceği henüz bilinmiyor. Bu noktada bilinen tek şey muhteremin “dükkanı kapatıp, Davos’a geldiği.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018