Ekonomideki en büyük sorunu mu arıyorsunuz, buyurun...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İşsiz gezen üniversite mezunu sayısı 1.1 milyona yaklaştı. Geçen yıl her işgünü işsiz üniversiteli sayısı 884 kişi arttı. Bu çok dramatik bir durum. Haftalık artış 4 bin 400 kişi dolayında. İşsizliğin böylesine yakıp yıktığı bir ortamda yapılan seçimden böyle bir sonuç çıkması çok normal.

31 Mart sonuçları tartışılmaya, sandıktan neden böyle bir sonuç çıktığı irdelenmeye devam ediliyor. Bu değerlendirme kolay kolay da bitmez. Ama öyle derin analizlere girmeye, hele hele Cumhur ittifakının büyük kentleri niye kaybettiği üstünde çok fazla kafa yormaya gerek yok.

Gelin işinizi kolaylaştıralım ve sizinle Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi verilerine dayalı bir tabloyu paylaşalım.

Bu tablo bize işsizlerin eğitim durumuna göre dağılımını gösteriyor. Türkiye’nin en büyük ekonomik sorunu olan ve adeta görmezden gelmeye, küçümsemeye çalıştığımız bu sorun hangi boyutlara varmış, birlikte bakalım.

Ancak bu verilere bakmadan önce bir konuya dikkat çekelim. Bu köşede 28 Mart’ta geniş bir şekilde ele aldığımız bir konu var. Geçen yılın son dört ayında işgücü, yani çalışmak isteyenler bir milyondan fazla azaldı. Bu azalmayı emekli sayısındaki artış da izah edemiyor. Dolayısıyla eğitim durumuna göre aralık ayındaki işsizlerin durumuna bakıyoruz ama aralık verilerinin ne ölçüde sağlıklı olduğu da tartışmalı, bunun altını bir kez daha çizelim.

Üniversiteli işsizde rekor

TÜİK verilerine göre aralık ayı itibarıyla işgücü yaklaşık 32 milyon, çalışan sayısı 27.7 milyon, işsizlerin sayısı da 4.3 milyon.

Ne acıdır ki üniversite mezunu işsiz sayısında geçen yıl rekor kırmış durumdayız.

Aralık 2018 itibarıyla üniversite mezunu çalışmak isteyen sayısı 7 milyon 888 bin. Bu kişilerin 6 milyon 820 bini iş olanağı elde etmiş. Buna göre işsiz üniversite mezunu tam bir milyon 68 bin kişiye ulaşmış.

Üniversite mezunlarındaki işsizlik oranı da yüzde 13.5 düzeyine çıkmış. Üniversite mezunu işgücü geçen yıl 515 bin kişi arttı. Buna karşılık istihdam edilen üniversitelilerin sayısındaki artış 294 binde kaldı. Bunun sonucunda üniversite mezunu işsiz sayısında geçen yıl 221 bin kişilik artış oldu.

Üniversiteli işsiz sayısındaki artışı şöyle ifade edersek sorunun büyüklüğünü daha iyi anlayabiliriz. Bir yılda yaklaşık 250 işgünü vardır. Yani şu durumda geçen yıl her işgününde üniversiteli işsiz sayısı neredeyse 884 kişi artmış.

Pazartesi 884, salı 884, çarşamba 884, perşembe 884, cuma 884... Bir haftadaki işsiz sayısı artışı 4 bin 420...

“Üniversite sayısını şuradan şuraya çıkardık” demek yetmiyor demek ki. “Üniversiteli işsiz sayımızı şuradan şuraya düşürdük” diyebilmek de gerekiyor.

Meslek lisesi mezunlarının durumu

Mesleki ve teknik liseler ağırlıklı olarak sanayiye ara eleman yetiştirecekti, amaç buydu. Ama geçen yıl sanayi sektöründe özellikle son çeyrekte çok dramatik bir daralma yaşanınca bu okullardan mezun olanlar da iş bulamaz, daha da ötesi işini koruyamaz duruma düştü.

Mesleki ve teknik lise mezunlarında işgücü 142 bin kişi artarken bunların yalnızca 21 binine iş bulunabildi. Böylece bu liselerden mezun olanlardaki işsiz sayısı 120 bin artarak 494 bine çıktı.

Lise altı eğitimliler

Lise altı eğitime sahip olanlarda işsizlerin sayısı geçen yıl tam 573 bin kişi arttı. Üstelik bu artış, bu eğitime sahip olanlarda işgücü azaldığı halde ortaya çıktı.

Lise altı eğitimi olanlarda işgücü 290 bin azaldı. İstihdamdaki azalma ise tam 863 bin kişiyi buldu. Böylece işsiz sayısı artışı 573 bin kişi olarak gerçekleşti.


Bu tabloya göre çıkan sonuç iyi bile...

Cumhur ittifakı Ankara ve İstanbul’da ortaya çıkan tablonun sarsıntısını yaşıyor, bu sonucu sorgulamaya devam ediyor.

Sarsıntı da, sorgulama da daha uzun süre devam eder. Kaldı ki bu iki kent dışında Adana, Antalya ve Mersin gibi büyük kentlerin el değiştirdiği gerçeği de var.

Ama yine de Cumhur ittifakı toplamdaki oyunu korumuş durumda.

Ekonomide sorunların böylesine ağırlaştığı, her işgünü üniversite mezunu işsiz sayısının 884 kişi arttığı bir dönemde Cumhur ittifakı bu sonucu başarı saymalı, çünkü çok daha kötüsüyle karşı karşıya kalabilirlerdi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar