Enflasyon düzelt(me)mesi

Mesut KOYUNCU
Mesut KOYUNCU Yönetim ve Vergi mesut.koyuncu@dunya.com

5024 sayılı yasa ile 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, yeni bir müessese ile tanışmıştık: “Enflasyon Düzeltmesi”

Enflasyon düzeltmesinin yürürlüğe girmesiyle birlikte amortismana tabi kıymetlerin yeniden değerlemesi ve emtia değerlemesinde son giren ilk çıkar (LİFO) yöntemi ve finansman gider kısıtlaması uygulamalarına son verilmiştir.

31 Aralık 2003 tarihli bilançolar, üzerinden vergi alınmamak üzere enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş, 2004 yılında enflasyon düzeltmesi tam anlamıyla uygulanmıştır. 2005 yılından itibaren fiyat endeksinde enflasyon düzeltmesi gerektirecek bir durum ortaya çıkmadığı için müessese yürürlükte olmasına rağmen uygulanabilme imkânı olmamıştır.

2021 yılında yükselen enflasyona paralel yasal olarak yeniden uygulaması gerekmiş, ancak yapılan bir düzenleme ile 2021, 2022 hesap dönemleri ile 2023 hesap dönemi geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Yeniden değerleme uygulaması geri geldi

Yeniden yükselişe geçen enflasyon ile birlikte işletmelerin aktifinde yer alan taşınmazların yeniden değerlemesi, VUK geçici 31’inci madde ile 2018 yılında, değer artışı üzerinden yüzde 5 oranında vergi ödenerek, 2021 yılında bu sefer amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler de dahil edilerek yüzde 2 vergi alınmak suretiyle gerçekleştirilmiştir.

Enflasyon düzeltmesi ötelenince, 1 Ocak 2022 tarihinde itibaren “yeniden değerleme müessesesi” ile işletmelerin bilançolarında yer alan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin, eskiden olduğu gibi üzerinden vergi alınmaksızın ve sürekli olarak değerlenmesine olanak tanınmıştır.

1 Ocak 2022 tarihinden itibaren süreklilik kazanan yeniden değerleme müessesesinin daha sağlıklı sonuçlar vermesi bakımından, işletmelerin VUK geçici 32’nci maddesi ile 31 Aralık 2021 tarihli bilançolarında yer taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini değerleme imkânı getirilmiştir. Bu madde hükmüne göre ortaya çıkan değer artışları üzerinden de yüzde 2 oranında vergi ödenmesi gerekmektedir.

Finansman gider kısıtlaması hükmü yeniden yürürlüğe girdi

6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 11/1-i maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 41/1-11. maddesinde (yürürlük tarihi 1 Ocak 2013) yeniden düzenlenmiş ve finansman gider kısıtlaması uygulaması yürürlüğe girmiştir. Cumhurbaşkanı kendisine verilen yetkiyi (sıfır) olarak belirlediği için fiilen uygulanmamıştır. 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla bu oranın yüzde 10 belirlenmesi sonucu, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemleri için uygulanmaya başlamıştır. Sonuç olarak enflasyon düzeltmesi uygulamasıyla yürürlükten kaldırılan finansman kısıtlaması uygulaması, yükselen enflasyona paralel olarak yeniden uygulama alanı bulmuştur.

Emtia değerlemesinde LİFO uygulaması nerede?

Bütün bu değişiklikler olurken ve de enflasyon düzeltmesi ötelenmişken, üstelik yeniden değerleme uygulaması ve finansman gider kısıtlaması geri gelmişken, emtia değerlemesinde son giren ilk çıkar (LİFO) uygulamasına neden dönülmedi?

Esasen kurum kazancı/ticari kâr belirlenirken mali mevzuat hükümleri dikkate alınmaz. Bu kârın belirlenmesinde de emtia değerlemesi için maliyet bedeli esas olmakla birlikte, fiili maliyete birebir ulaşılamayan bir durumda, stok değerleme esaslarından herhangi biri uygulanabilir. LİFO da bunlardan biridir.

İş mali kâra, yani vergi kanunları ile uyumlaştırılmış kâra gelince, gerekli düzeltmeler yapılır ve ticari kâr vergi kanunları ile uyumlaştırılır. Mali kârın tespitinde, fiili maliyete ulaşılamayan bir durumda, son giren ilk çıkar (LİFO) yöntemini uygulamasına engel bir düzenleme var mıdır?

Görüşlerine çok değer verdiğim bir üstadıma da bu soruyu soruyorum. “1994 öncesinde de çok tartışıldı bu husus. Bu yöntemle stokların değerlenmesi eleştiri konusu yapılıyor ve bir ihtilaf olarak görülüyordu. Akabinde LİFO uygulamasına cevaz veren ancak bu uygulamayı seçenlerin beş (5) yıl boyunca bu usulden dönemeyecekleri şeklinde bir düzenleme yapıldı. Bu usulün enflasyon düzeltmesi ile kaldırılması, yeniden yürürlüğe girmediği müddetçe, mali kârın tespitinde LİFO uygulamasına engel oluşturur.”

Ancak, fiyatların sürekli arttığı özellikle ÜFE’nin üç haneli rakamlara ulaştığı bir dönemde, fiili maliyet esasını takip edemeyen mükelleflerin LİFO uygulamasına izin vermemek enflasyon kârları üzerinden vergi almak demektir. Yeniden değerleme ve finansman gider kısıtlaması nasıl yasalaşmış ise LİFO uygulamasına da imkân verecek bir düzenleme derhal yapılmalıdır. İşletmeler artan hammadde ve enerji maliyetleri ile ciddi bir işletme sermayesi sıkıntısı çekmekteler. Bunun üzerine bir de enflasyon kârları üzerinden vergi almaya çalışmak, sıkıntıyı daha da büyütmektedir. İşletme sermayesi yetersizliği, ekonomiyi en çok dara sokacak husus da budur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Organik büyümeme 16 Ağustos 2023
Para Nerde? 01 Haziran 2023
Gençler ve kadınlar! 10 Mayıs 2023
Ailenin kurumsallaşması 03 Mayıs 2023
Ek vergi 19 Nisan 2023