Eskişehir sanatta da yıldızlar ligine çıktı

Fatoş KARAHASAN
Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler fkarahasan@gmail.com

Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in önderliğinde parklara, bahçelere, müzelere ve spor alanlarına kavuşan Eskişehir, geçmişi bugünle buluşturmayı başaran örmek illerimizden birisi. Termal hamamları, Osmanlı döneminden kalan sokakları, evleri, camileri ve yirmiyi aşkın müzesiyle geçmişe yolculuk yapma imkanı sunuyor.

Yıllar sonra gittiğim kentin yeniden düzenlenen tarihi alanlarına, teniz ve ağaçlıklı caddelerine, geniş parklarına, bilime ve kültüre ayrılan alanlarına ve esnafının kibarlığına hayran kaldım.
Eskişehir, bir üniversite kenti. Bu yüzden, gece- gündüz yaşayan oldukça dinamik bir atmosfere sahip. Trenle İstanbul’dan 3, Ankara’dan 1.5 saatlik uzaklıkta olan Eskişehir, gençler ve çocuklar için de ideal bir tatil beldesi durumunda.

Kentte, bölgelerine yatırım yapmayı görev kabul eden Eskişehirli iş insanlarının kazandırdığı çok değerli eserler var. Bunların en sonuncusu, Polimeks Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erol Tabanca ve ortağı Cem Siyahi’nin Odunpazarı’na yaptığı dev sanat yatırımı OMM. Dış basında çıkan haberler , Odunpazarı Modern Müze’nin (OMM) Eskişehir’i sanat dünyasında yıldızlar ligine taşıyan bir adım olacağımı gösteriyor.

Dünyanın en prestijli tasarımcılarından olan Japon Kengo Kuma’nın Mimarlık Ofisi’nin gerçekleştirdiği Odunpazarı Modern Müze, 7 Eylül 2019 tarihinde ziyaretçilere kapılarını açacak.

UNESCO’nun Dünya Mirasında Japon tasarımı

UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alan Odunpazarı, Osmanlı döneminden kalan rengarenk evleriyle bir masal dünyasını andırıyor. Planlama aşamasında Odunpazarı’nı ziyaret eden ünlü Japon mimar Kengo Kuma, bölgenin adının “Odun satılan pazar” kavramından geldiğini öğrenince, müzeyi bu ruhu yansıtacak bir yaklaşımla tasarlamaya karar vermiş.
Ortaya ağaç ve cam bileşiminden doğan mimari harikası bir eser çıkmış. Kengo Kuma, İspanya’da, Portekiz’de, İngiltere’de gördüğümüz türden yepyeni bir sentez yaratarak, mevcut dokuya modern bir yorum kazandırmış. Sürdürülebilirlik yaklaşımıyla, doğal malzemeler kullanan Kuma, Rusya’daki endüstriyel ormanlarda yetişirilen ağaçları tercih etmiş.

Geçtiğimiz hafta, Müzenin yurt içi ve yurt dışı iletişimini yürüten Flint ekibinin Bölge Direktörü Funda Küçükyılmaz’ın eşliğinde küçük bir basın grubu olarak, koleksiyon yerleştirme çalışmaları devam eden OMM’yi ziyaret ettik. 

OMM Mütevelli ve Yönetim Kurulu Üyesi - Polimeks Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Siyahi, OMM Yönetim Kurulu Başkanı ve Kreatif Direktörü İdil Tabanca, OMM İletişim Direktörü Bengü Kırkız Ergüven ve OMM Direktörü) Defne Casaretto’dan çalışmalar hakkında bilgi aldık. Sıcak bir yaz akşamüstünde ahşabın yaydığı doğa kokusu eşliğinde gezdiğimiz müzede, Türkiye’de sanat turizmini yaşamanın zevkine vardık.

Tarihe modern yorum

Odunpazarı, Eskişehir için önemli bir cazibe merkezi. Bölgede, tarihi evlerin yanı sıra, Çağdaş Cam Sanatları, Kent Belleği, Eskişehir Kurtuluş Müzesi gibi cazibe merkezleri var. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ve öğrencilerinin emekleriyle yarattıkları Balmumu Müzesi’yse, günün her saatinde ziyaretçi akınına uğrayan bir tesis. OMM^nin içinde bulunduğu ortam bir tarihi film setini andırıyor.

OMM binası, engelli ziyaretçiler için özel olarak hazırlanan ve aynı zamanda son derece estetik bir görüntü sağlayan merdivenleri, geniş avlusu, ferah iç yapısıyla insanı sarıp sarmalayan bir yapıya sahip. Ahşap dış doku, bölgenin atmosferiyle bütünleşiyor. Yapının modern mimarisiyse, Odunpazarı’na yeni bir derinlik kazandırıyor.

Ünlü Japon bambu sanatçısına ayrılan özel alan

OMM’de Erol Tabanca’nın kendi resim ve heykel koleksiyonu sergileniyor. Küratörlüğünü Haldun Dostoğlu’nun yaptığı Vuslat adını taşıyan serginin yanısıra binanın bir salonunda, British Museum, Metropolitan Museum of Art gibi önemli müzelerde eserleri sergilenen Japon bambu sanatçısı Tanabe Chikuunsai’nin bir enstalasyonu bulunuyor Geleneksel bambu sanatını, heykel formatına taşıyan Tanabe, Eskişehir’e dört kişilik ekibiyle gelerek, OMM için onbeş günde yeni bir eser yaratmış.

Dünya sanat haritasında

OMM, Tokyo 2020 Olimpiyatları stadyumunın yapımını üstlenen, İskoçya’daki Victoria&Albert Müzesi sayesinde son dönemde adından sıkça söz edilen mimar Kengo Kuma’nın imzasını taşıyor. Bu da, Eskişehir’in “Premium” sanat kentlerinden birisi olarak, uluslararası basının ilgi alanında girmesini sağlıyor. Daha şimdiden, Architectural Digest, The Art Newspaper, Dezeen, Designboom, World Arhitecture gibi yayın organları daha şimdiden Eskişehir’e yer ayırmaya başlamış durumdalar.
Japonya’da Türk yılı

OMM Yönetim Kurulu Başkanı ve Kreatif Direktörü İdil Tabanca, Tanabe’nin çalışmasıyla ilgili olarak “Kengo Kuma and Associates müzenin mimarisini oluştururken ‘insanlarla sanat arasında bir bağ oluşturmak’ amacıyla yola çıktılar. Tanabe Chikuunsai IV’ün büyüleyici enstalasyonu da benzer bir şekilde bu bağlantının üzerinde duruyor. Japonya’da Türk Kültür Yılı olarak ilan edilen 2019’da açılacak olan OMM, iki ülke arasında uzun yıllardır süregelen kültür alışverişini ve ilişkilerini kutluyor. Tanabe ile yapılan bu proje ise gelecekteki birçok heyecan verici iş birliğinin ilki...” yorumunda bulunuyor.

Turizm yatırımlarına devam

POLİMEKS Yönetim Kurulu Başkanı Erol Tabanca, ve ortağı Cem Siyahi, Odunpazarı’na turistik tesis yatırımlarıyla da destek oluyorlar. Bir süre Rixos tarafından işletilen Tasigo Otel, termal havuzu, Spa’sı, yanındaki Adventure Park’ı, café’leri ve restoranlarıyla, yerli ve yabancı turistlere modern bir konaklama deneyimi yaşatıyor. Cem Siyahi’nin verdiği bilgiye göre, Tasigo’nun bu yılki doluluk oranı yüzde 80’lere erişmiş durumda.

Tabanca ve Siyahi’nin, Odunpazarı’nda Haziran ayında hizmete giren en son yatırımları 14 odalı butik otel OMM Inn’se, , dijital kütüphanesi, kafesi ve farklı mutfaklar sunan restoranlarıyla bir sosyalleşme alanı sunuyor.

OMM Inn, çok şık bir cafe’ye ve kütüphaneye sahip. İstanbul’daki Aheste Pera’nın şefi Sara Tabrizi tarafından menüsü oluşturulan gündüz saatlerinde İtalyan mutfağına odaklanan, akşamları ise yeni nesil bir meze menüsü sunan restoranıyla gastronomi açısından da fark yaratıyor.

Sinemada inovasyon Türkiye’ye ödül getirdi

2016’da Güney Kore’nin en büyük multiplex sinema zinciri tarafından satın alınan CGV Mars Entertainment Group, 4DX, Starium, ScreenX, IMAX gibi gibi ileri düzey film teknolojilerini ülkemize taşıyor. CGV Mars Entertainment Group, 38 ilimizdeki, 909 salonu ve 122.316 koltuk sayısıyla büyük yatırımlara imza atan bir kuruluş. Yatırımlarına kesintisiz olarak devam eden Mars Entertainment, geçtiğimiz iki yılda 20 yeni salon açtı. Bu yıl Ocak ayında Ankara Polatlı’daki yeni salondan sonra, Cinemaximum Atakule’de Ankara’nın ilk VIP sinemasını hizmete sundu.
Bu VIP sinemada, bir Gold Class, bir Home Class, bir Premium Class ve bir adet Sky Auditorium salon bulunuyor. Cinemaximum Atakule’de SKY Auditorium’un locaları sadece rahat koltuklarıyla değil, perdeleri ve teknolojik altyapısıyla da dikkat çeken bir tasarıma sahip.

CGV Mars Entertainment Group’un Atakule’deki salonları dünyanın da ilgisini çekiyor. Hatta, geçtiğimiz günlerde sinema teknolojileri alanındaki, gelişmeleri değerlendiren The International Cinema Technology Association (ICTA-Uluslararası Sinema Teknolojileri Birliği), Cinemaximum Atakule’ye “Yılın Yeni Sineması” ödülüne layık gördü. 16 Haziran 2019 tarihinde İspanya’nın Barselona kentinde yapılan törende, ödül ICTA Dijital Sistemler Müdürü Hakan Aşkar’a takdim edildi.

Yeni teknolojiler

1971 yılında kurulan ICTA, dünya sinema sektörünün ekipman ve yeni teknolojiye odaklanan en önemli uluslararası derneklerden birisi. Üyeleri arasında, dünya çapında sinema dünyasında faaliyet gösteren uluslararası üreticiler, distribütörler ve hizmet şirketleri bulunuyor.

Eğlence ve kültürü bir araya getirmek

Cinemaximum Atakule’nin kazandığı ICTA European Awards, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’daki sinemaların Oscar’ı. Uluslararası Sinema Teknolojileri Birliği (The International Cinema Technology Association) “Yılın Yeni Sineması”, “Yılın Klasik Sineması” ve “Yılın En İyi Sinema Yenilemesi” kategorilerinde ödül veriyor. 7 ülkede faaliyet gösteren Koreli kuruluş CGV’ye ödülün Türkiye adına gelmesiyse, ülkemiz için önemli bir gurur kaynağı.

İstanbul bir teknik üs haline geliyor

Bu hafta görüştüğüm Hakan Aşkar, CGV grubunun İstanbul’u bir merkez olarak gördüğünü, Türkiye’deki ekibin Kore’de CJ4DPLEX şirketinden sertifika aldığını anlattı. İstanbul’daki teknik ekip, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki bazı salonlardaki sistem kurulumu, bakım, uzaktan izleme ve müdahale hizmetlerini Türkiye’den yürütebilecek yetkinliğe sahip. Aşkar’ın verdiği bilgiye göre, İngiltere’deki bazı salonlarda yaptıkları çalışmaları bitiren Türkiye CGV ekibi , İspanya ve Malezya’daki projelere başlamaya hazırlanıyor.

Türkiye’deki hedeflerinin çeşitli eğlence ve kültür değerlerini bir araya getiren bir servis platformu yaratmak olduğunu belirten Hakan Aşkar, Türkiye’nin dünyanın 1 numaralı Cultureplex’lerinin sahibi ülkesi olmasını amaçladıklarını vurguluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar