Faizin yönü yeniden yukarı dönüyor gibi...

Kredi ve mevduat faizinde zirvenin görüldüğü geçen yılın eylül ve ekim aylarından sonra bu yılın mart ayı ortasına kadar genel eğilim gerileme yönündeydi. İşte bu eğilim en azından bazı kredilerde ve mevduatta bozulmuşa benziyor. Faizler yeniden artma eğilimi göstermeye başlamış gibi...

Bir hafta kadar önceydi. Son veri 22 Mart’taki durumu gösteriyordu ve eylül ayından bu tarihe kadar olan faizin seyrine bakmıştık. Gerek kredi, gerek mevduat faizinde genel yön aşağı doğruydu.

Aradan bir hafta geçti ve mart sonu verileri de çıktı. Sanki tablo biraz değişiyor gibi...

Ay sonu itibarıyla değerlendirdiğimizde ticari kredi faizi ile mevduat faizi artık şubat sonunun üstünde bulunuyor. Öyle ki, ticari kredi faizinde eylül ayından beri ay sonu itibarıyla ilk kez bir artış yaşanmış durumda. Mevduat faizi de uzun bir aradan sonra ilk kez yükselmiş.

Haftalık gidişat nasıl?

Ay sonu verileri dikkate alınarak yapılan değerlendirme ister istemez haftalık hareketlerin görülmesini engelliyor. O yüzden mart ayını haftalık olarak da izlemekte yarar gördük.

Haftalık değişimler ihtiyaç kredisi ile ticari kredi faizinde bir artış eğilimi yaşanmakta olduğunu gösteriyor. Faiz, ihtiyaç kredisinde üç, ticari kredide ise iki haftadır artıyor.

Konut kredisi faizinde kesintiye uğramayan bir gerileme var.

Taşıt kredisi faizi ise yalnızca 8 Mart haftasında artış göstermiş, ama bu kredide de yön aşağı doğru.

Mevduat faizinde de dip görülmüş gibi. Tüm vadelerin ortalamasını gösteren mevduatta faiz fiyat etiketi gibi yüzde 20’nin hemen altında. Mevduat faizi yakın zamanda yüzde 20 sınırının tekrar üstüne çıkarsa bu durum sürpriz sayılmamalı.

Önlem paketinde ne var?

Ekonomik önlem paketlerimize yarın bir yenisi eklenecek.

Peki önlem paketinde neler mi var, bilmiyoruz!

Paketi hazırlayanlar dışında pakette ne olduğunu bilen var mı, onu da bilmiyoruz!

Önlem paketiyle piyasanın daha da sıkılması mı öngörülüyor, yoksa tersi mi, onu da bilmiyoruz!

★★★

Varsayalım bu pakette ekonomiye nefes aldıracak, ekonomiyi düze çıkaracak önlemler yer alıyor.

Şu durumda sormak gerekmez mi:

“Bu önlemleri uygulamaya koymak için neden seçimi beklediniz?”

Yoksa tersi mi, “Ben seçimden önce zam yapacak kadar enayi miyim” yaklaşımı mı söz konusu? Bu sefer zam, mecazi anlamda; can acıtacak önlem anlamında. Ama bakarsınız zamlar da peş peşe açıklanır, o da ayrı.

Önlem paketinin açıklanması seçimden sonraya bırakıldığına göre parasal sıkılaştırmanın daha da belirginleştiğini mi göreceğiz? Öyleyse piyasaların durumu ne olacak?

Yok eğer piyasayı rahatlatacak önlemler alınacaksa bunların açıklanması niye seçim sonrasına bırakıldı ki?

Şunun şurasında bir gün kaldı. Yarın göreceğiz dört buçuk yıllık seçimsiz dönemin nasıl değerlendirilmek istendiğini...