FED ortalığı nasıl karıştırıyor?

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi dunyaweb@dunya.com

Türkiye açısından kısa vadede dün TCBM’nin aldığı karar ve Nisan ayında belli olacak olan Merkez Bankası başkanının adı daha önemli olsa da FED’nin uyguladığı strateji piyasalara yön vermeye devam ediyor. Önce son derece mülayim bir açıklama ve düşük faiz beklentileri ile piyasa memnun edildi. Aslında yeni bir şey söylemekten ziyade FED piyasanın düşündüğü noktaya geldi (benim açımdan ise sürpriz bir güvercinlik vardı). Bu hafta ise gemide isyan çıktığını gördük. Önce San Francisco FED başkanı John Williams ardından Atlanta FED’in başkanı Dennis Lockhart Nisan ayında faiz artışının gündemde olması gerektiğini söyledi. Kansas FED’in başkanı Esther George zaten açıklamaya şerh koymuş ve faiz artışı olması gerektiğini belirtmişti. Daha sonra Philadelphia FED başkanı Patrick Harker benzer bir düşünce seslendirdi. Ve nihayet daha ağır bir top Bullard’da FED’in geç kalabileceğinden bahsetti. Bu beş kişilik grubun sadece 2 üyesi 2016 yılında oy verme hakkına sahip olduğundan isyan gözünüzde büyümesin. Yellen’in otoritesi halen tartışılmaz. Ancak Yönetim Kurulu üyelerinden bir tanesi, ki en yakın isim Fischer, bu grubun liderliğine geçerse durum değişir. Şu anda FED 2016 yılında 2 piyasa ise “belki” 1 faiz artışı olacağı görüşünde. Bu nedenle Nisan ayında bir artış olması piyasa fiyatlamasının ciddi anlamda değişmesi demektir. Bu gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere büyük volatiliteye neden olacak bir adım demektir. Haziran ayı ise iki faiz artışı bekleyenlerin ilk olası gördüğü tarih. Ancak dış şoklardan korkan FED’in Brexit referandumu öncesinde faiz artırması çelişkili bir adım olabilir. Şayet FED bu tarihi pas geçer ise 2016 yılında en fazla bir artış olur düşüncesi kazanır ve Dolarda çok ciddi bir satış yaşanabilir. FED kısa vadede sözel olarak piyasanın aşırı umutlanmasını engellemeye çalışırken reel adımları da öteleyerek fiyatları desteklemeyi sürdürüyor. Piyasa FED’in kelimelerine inandığı sürece sorun yok. Zira merkez bankacılığı 90% konuşma 10% aksiyondur. Ancak güvenilirliğinizi yitirdiğiniz gün tüm gücünüzü de kaybedersiniz. Öte yandan bugün ABD büyümesi son kez revize edilecek. 2016’nın ilk çeyreğinin bitmek üzere olduğu bir dönemde 2015’in son çeyreğine ait bir verinin yeni bir bilgi içerdiğini söylemek zor. Ama şirket karları ile ilgili detaylar ilk kez açıklanacak ve 3. Çeyrekte kar büyümesi eksiye geçmişti. Elbette bu duruma BP’nin aldığı ceza ve enerji şirketlerinin içinde bulunduğu durum büyük katkıda bulunuyor. Ve son çeyrekte de durum değişmiş değil. Ancak JP Morgan hazırladığı bir raporda karların ardı ardında 2 çeyrek küçülmesini bir resesyon işareti olarak değerlendirmiş ve 2 yıl sonra resesyon ihtimalinin yüksek olduğu tespitinde bulunmuş durumda. Söz konusu dönemde doların da çok değer kazandığını düşünürsek 2016 yılının ilk çeyreğinde daha olumlu bir kar beklentisi ile karşılaşabiliriz. Kişisel olarak bu yıl bir resesyon beklentisi içinde değilim. Ancak vakti daralıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019